Gündem
  • 7.7.2015 22:33

Erdoğan'dan eleştirilere cevap

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Sürekli ahlaka vicdana sığmayacak saldırılara maruz kalıyoruz. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi bize saldıranların en çok istismar ettiği konu. Burası benim şahsi mülküm değil. Burası milletindir' dedi.

Erdoğan, konuşmasının devamında, 'Bir takım çevreler tamamen yalan ve iftiralarla bize saldırıyorlar. Türkiye kritik bir dönemden geçiyor. Bir çok iftiralar atıyorlar, Kobaniden gelen Suriyelileri biz ağırlamadık mı?' diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin ne olduğu, nasıl hizmet verdiği ortada iken bir takım çevreler ısrarla tamamı yalan, yanlış, iftira olan iddialarla buranın üzerinden bize saldırma çabasından hiç vazgeçmiyor. Şevkle, heyecanla, azimle yolumuza devam ederken sürekli ahlaka, vicdana, insafa, izana sığmayacak saldırılara maruz kalıyoruz. Bu benim şahsi mülküm değil. Burası sizin, milletin. Bugün biz varız, yarın bir başkaları gelecek” dedi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, öğrenciler, öğretmenler, işçiler, memurlar, emekliler, çiftçiler, esnaf, mühendisler, mimarlar, bankacılar, doktorlar, din görevleri, akademisyenler ve gaziler ile astsubaylardan oluşan yaklaşık 400 vatandaş ile iftar programında bir araya geldi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen iftar programında vatandaşlara hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ramazan ayının artık sonuna doğru yaklaşıldığını belirterek, gelecek hafta idrak edilecek Kadir Gecesi’nin mübarek olması dileğinde bulundu.
Vatandaşların gelecek hafta Cuma günü idrak edilecek Ramazan ayını da kutlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu mübarek ayda tutulan oruçların, yapılan ibadetlerin, duaların milletimizin ve tüm Müslümanların birliğine, beraberliğine, kurtuluşuna vesile olmasını Allahtan niyaz ediyorum. Dünyanın neresinde bir kardeşimizin kanı dökülüyorsa, canı yanıyorsa, zulüm altında yaşıyorsa rabbimin yardımı inşallah onlarla birlikte olsun. Soframızı şereflendirdiğiniz için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Siirt’te bir araçtan açılan ateş sonucu şehit olan polis memuru Bünyamin Torğut’a cenabı Allah’tan rahmet dilediğini belirterek, ailesine sabırlar niyaz ettiğini söyledi. Şehit polis memuru Bünyamin Torğut’un metanetiyle Türkiye’ye örnek olan babası Mehmet İhsan Torğut başta olmak üzere tüm yakınlarına, polis teşkilatına ve millete başsağlığı dileklerini sunduğun sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin doğrudan milletin oyuyla göreve gelmiş ilk Cumhurbaşkanı olarak Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ve il ziyaretleriyle her fırsatta vatandaşlarla birlikte olmanın çabası içerisinde olduğunu kaydetti.

“40 YILLIK SİYASETİ HAYATIMIZIN HER GÜNÜ MİLLETİMİZE HİZMET MÜCADELESİYLE GEÇTİ”

Cumhurbaşkanlığı görevini devralmasından geçen 9 ayda Türkiye’nin 51 vilayetini ziyaret ettiğini, bunların içerisinde ikinci defa gittiği illerin bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burada Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde sadece muhtarlarımızla yaklaşık 400’er kişilik gruplar halinde toplantı yaptım. Aynı şekilde işçiden esnafa, işverenden öğrencilerimize kadar her kesimden insanımızla burada, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde bir araya geliyoruz. Biliyorsunuz geçmişte birileri çıkıp bizi çağrıldığımız her yere gitmekle suçladı. Bizde cevap olarak dedik ki, ‘Evet, biz milletimizin çağırdığı her yere gideriz.’ Çünkü biz bu milletin içinden çıkarak buralara geldik. Ama milletle irtibatımızı hiçbir zaman kesmedik. Milletimizin davet ettiği yere gitmek veya milletimizi burada misafir etmek bizim için ancak şereftir, onur, sevinç kaynağıdır. Hayatları boyunca güçlerini milletten değil vesayetten, siyaset ve toplum mühendisliği çabalarından hatta terör örgütlerinden alanlar elbette bu hazzı, bu duyguyu anlayamazlar. Biz milletimizle birlikte olmaya devam edeceğiz. Sıfatımız ne olursa hepsinden önce bizim yerimizi milletimizin yanıdır. 40 yıllık siyaseti hayatımızın her günü milletimize hizmet mücadelesiyle geçti. Bunun için gerektiğinde darbecilerin karşısına dikildik. Gerektiğinde cuntacılara meydan okuduk. Hakkı ve hakikati savunmak adına gerektiğinde yedi düveli karşımıza almaktan çekinmedik. Milletimizi en iyi hizmeti verebilmek, insanımızı en güzel imkanlara kavuşturabilmek için gece gündüz çalıştık. Eğitimde cumhuriyet tarihimizin görülmeyen hizmetlerini verdik. Sağlıkta cumhuriyet tarihimizin görülmeyen hizmetlerini verdik. Ulaşımda, adalette, emniyette, enerjide, tarımda hiçbir dönemde görülmeyen adımları attık. Hamdolsun milletimiz de bizim bu samimiyetimizi, bu gayretimizi karşılıksız bırakmadı “diye konuştu.

“BU BENİM ŞAHSİ MÜLKÜM DEĞİL”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şahsını İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak İstanbulluların seçtiği zaman kurdukları partiyi ilk seçimde iktidar olduğunu anımsattı. Milletin kendisini başbakan yaptığını, cumhurbaşkanı yaptığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizde milletimizin bize layık gördüğü her görevde ona çok daha fazla hizmet etmenin çabası içinde olduk. Önce İstanbul’da ardından Türkiye’nin tamamında gerçekleştirdiğimiz hizmetlerin, ortaya koydukları eserlerin bizatihi şahidi milletimizdir. Yani sizsiniz. Bizim için aslı olan milletimizin menfaatleri, milletimizin beklentileridir. Bugünde Cumhurbaşkanlığı makamında aynı anlayışla görevimizi yapıyoruz. Yapmaya devam edeceğiz. Biz işte bu şevkle, heyecanla, azimle yolumuza devam ederken sürekli ahlaka, vicdana, insafa, izana sığmayacak saldırılara maruz kalıyoruz. İşte su içinde bulunduğumuz Cumhurbaşkanlığı Külliyesi de bize saldıranların bir süredir en çok istismar ettikleri konulardan biri. Öncelikle şunu açıkça ve samimiyetle ifade etmek istiyorum. Biz burada Cumhuriyet tarihinin Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tarihine, kültürüne, vizyonuna yakışır bir devlet binası inşa etmek niyetiyle yola çıktık. Sonuçta ortaya gerçekten de her vatandaşımın gönül huzuruyla ‘işte burası benim devletimi temsil eder’ diyebileceği bir eserin ortaya çıktığına inanıyorum. Bu benim şahsi mülküm değil. Burası sizin, milletin. Bugün biz varız, yarın bir başkaları gelecek. Biz onlara bir kalıcı yatırım gerçekleştirdik. Temsilde asla israf olmaz. Temsil çok önemli ve buraya gelen yabancılar geldikleri zaman burayı görünce ‘Bu devlet büyük devlet’ diyorlar. İşte şöyle tarihe bir bakalım. Bir de yeni dönemlere bakalım. Dünyanın dört bir yanından gelenler nereleri geziyor, bakıyorsun gidiyor Topkapı Sarayı’nı geziyor, gidiyor Sultan Ahmet’i geziyor, Süleymaniye’yi geziyor, Eyüp Sultan’ı geziyor, Fatih Camisi’ni geziyor. Göstereceğimiz yerler işte buralar” şeklinde konuştu.

“BİZE SALDIRMA ÇABASINDAN HİÇ VAZGEÇMİYOR”

“Ankara’da şöyle gezilecek bir yerleri soralım. Acaba kaç tane Ankara’da gezdire bileceğimiz yer var?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

“Parmak sayılarını bulur mu? Ama bakın şurada biz Beştepe Millet Camisi’ni yaptık, şurada geçen Cuma’dan bugüne hamd olsun her gün dolup taşıyor. Gelip gidiyorlar. Sadece Ankara’nın içinden değil. Türkiye’nin değişik yerlerinden, komşu vilayetlerden sağolsun buraya vatandaşlarımız geliyor. Böyle bir merak oluştu. Mesele bu. Şimdi camimizin hemen yanında inşaatı süren bir kongre merkezi var. Türkiye’nin sayılı kongre merkezlerinden inşallah biri olacak. Yıl sonunu bulmadan onun açılışını yapacağız. Bunların hem alt tarafında Türkiye’nin en büyük kütüphanesini yapıyoruz. Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi. 5 milyon cilt orada kitap olacak. Bunları dijital ortamda inşallah gençliğimizin, vatandaşımızın hizmetine sunacağız. Tüm ulusal ve uluslararası burada olacak ve 24 saat burası gençliğimizin emrinde olacak.Vatandaşlarımızın emrinde olacak. Bugüne kadar bunlar niye yapılmadı ama biz bunları yapıyoruz. Biz bu eksiği gördük ve bunu gideriyoruz. Hemen onun yanında çok amaçlı salonlarımız var. İnşallah orada da sanat eserleri sergilenecek, bunun yanın da yine anda bin kişinin, iki bin kişinin toplanabileceği, yemeğini yiyebileceği inşallah salonlarımız olacak. Çünkü öyle uluslararası toplantılar oluyor ki biz bunları gidip de otellerde filan kuyruğa girmekten, sıraya girmekten bıktık. Dedik ki devletin kendine ait böyle bir yeri olsun, bakanlarımız misafirlerini rahatlıkla ağırlayabilsinler. Kurumlar rahatlıkla bunları burada ağırlaya bilsinler. Bu adımları atıyoruz. Büyük bir külliye olarak burası bitiyor. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin ne olduğu, nasıl hizmet verdiği ortada iken bir takım çevreler ısrarla tamamı yalan, yanlış, iftira olan iddialarla buranın üzerinden bize saldırma çabasından hiç vazgeçmiyor.” 

"HÜKÜMETİ KURMA GÖREVİNİ..."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Meclis Başkanlık Divanı’nın oluşturulmasının ardından en çok milletvekiline sahip olan partinin genel başkanına hükümeti kurma görevini vereceğini belirterek, “Temenni ederim ki tüm siyasi partilerimizin ve onların genel başkanlarının bir sorumluluk duygusuyla hareket etmeleri ve bir an önce hükümet kurulmasıdır” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, öğrenciler, öğretmenler, işçiler, memurlar, emekliler, çiftçiler, esnaf, mühendisler, mimarlar, bankacılar, doktorlar, din görevleri, akademisyenler ve gaziler ile astsubaylardan oluşan yaklaşık 400 vatandaş ile iftar programında bir araya geldi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen iftar programında vatandaşlara hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez ve beraberindeki alimlerle birlikte yaptığı iftarda tartışmalara konu olan masa hakkında açıklamalarına devam etti.

Gazetelerde masanın değerinin bir milyon olarak ilan edildiğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Halbuki biz bu masayı çok komik bir rakamla, suntadır o masa böyle yaptık. Yani bunu ayrılırken bir bakmanızda fayda olur ve işte üzerinde gördükleriniz şu çiçekler filan bunlar buraya vinçlerle yerleştirilmiş. İşte kullanılan bardaklar bunlar. Bu bardaklar geçmiş dönemlerde alınmış. Altındaki sehpalar rahmetli Süleyman Demirel zamanından kalma. O sehpaları kullanıyoruz. Yani vura bilmek için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Tabi tutar mı, tutmaz. Yalancının mumu yatsıya kadar yanıyor. Ama dert şu iftira at tutmasa da iz bırakır. Yaptıkları iş bu. İftiracılarda utanacak yüz, mahcup olacağı karakter bulunmadığı için, özür dilemek veyahutta böyle bir ahlaksızlığı bir daha yapmayacağız diye bir anlayış yoktur. Hatta Cuma günü açılışını yaptığımız Camimizle ilgili dahi bir takım saçma, sapan iddialar ortaya atanlar çıktı. Doğru yerinden kalkana kadar yalan dünyayı dolaşırmış. Böyle bir söz var. Biz artık bu yalanlarla, bu iftiralarla inanın uğraşmaktan bıktık. Bununla birlikte gerek medya vasıtasıyla, gerekse halkla ilişkiler birimlerimizle doğruyu milletimizi anlatmaya devam edeceğiz. Bizim için önemli olan milletimizin vicdanında ibra edilmektir. Orada her hangi bir sıkıntımızın herhangi bir kırık notumuzun inşallah bulunmadığına inanıyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin kritik bir dönemden geçtiğini, Türkiye’nin sadece 780 bin kilometrekare vatan toprağından ibaret olmadığını söyledi.

“DÜNYANIN TÜM MAZLUM AMA ONURLU KAVİMLERİYLE GÖNÜL BAĞI OLAN BİR MİLLETİZ”

Burasının ana vatan olduğunu ama ana vatan kadar değerli, anlamlı, hassasiyetle üzerinde durulması gereken coğrafyanın bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunların bir kısmıyla doğrudan akrabalık bağlarımız bulunuyor. Bugün ülkemizde balkan veya Kafkas kökenli komşusu, arkadaşı, tanıdığı yok gibidir. Aynı şekilde Orta Asya’daki kardeşlerimizle soy birliğimizin ötesinde binlerce yıllık bir kültür birliğimiz, medeniyet birliğimiz var. Orta Doğu, Kuzey Afrika derseniz zaten yüzyıl öncesine kadar etle tırnak gibi olduğumuz her şeyimizin müşterek olduğu coğrafyadır. Afrika tarihimizin ve vicdanımızın bize bir emanetidir. Biz Amerika’daki yerlilerden, kutuplardaki Eskimolara kadar dünyanın tüm mazlum ama onurlu kavimleriyle gönül bağı olan bir milletiz. Geçmişte yakın zaman dilimlerinde hakimiyet kurduğumuz coğrafyalarda biz eser bırakırken diğer ülkeler sömürge yarasından başka bir şey bırakmamıştır. Bugünde çevremizde yaşanan hadiselere aynı anlayışla yaklaşıyoruz. Irak’ta, Suriye’de, Mısır’da, Libya’da, Filistin’de tarihi misyonumuza uygun bir duruş sergilemeye çalışıyoruz. Aynı hassasiyetle sınırlarımız içinde 2 milyona yakın kardeşimizi barındırıyoruz. Birçok iftiralar atıyorlar. Kobani’den gelen dostlarımızı 190 bin Kürt vatandaşımızı daha doğrusu Suriye vatandaşını biz burada ağırlamadık mı? Onları yedirip içirmedik mi? Onları biz giydirmedik mi? Şuanda onlardan yaklaşık 70 bini geri döndü ama diğerleri hala misafirimiz olarak Türkiye’de yediriliyor ve burada bakılıyor. Bunu yaptığımız halde dezenformasyonla Kobani’yle ilgili hakkımda bir çok iftiralar attılar. Biz ‘at denize balık bilmezse Halik bilir anlayışıyla’ yola devam ediyoruz. Biz yapıyoruz iyiliği, biz ‘ensarız’ diyoruz ve muhacirlere kapımızı açıyoruz ve açmaya da devam edeceğiz. Bu hasletlerimizi terk ettiğimiz gün bizim artık dünyaya, insanlığa ve daha önemlisi kendimizi söyleyecek hiçbir sözümüz kalmaz. Biz asla böyle duruma düşmedik, düşmeyeceğiz. Bunun için ülke olarak güçlü olmak mecburiyetindeyiz. Demokraside, ekonomide, kalkınmada, savunma sanayinde, teknolojide, tüm alanlarda elde ettiğimiz her başarı aynı zamanda kardeşlerimizin başarısıdır. Yine bizim yaşadığımız her sıkıntı, maruz kaldığımız her saldırı aynı zamanda kardeşlerimizin üzüntü kaynağıdır. Ben bunu gittiğim yerde sayısız defa gördüm. 12 Haziran’da Bakü Olimpiyat Stadında onbinlerce kardeşimizin gözlerinde gördüğüm sevgiye, Ocak ayında Mogadişu’da şahit olmuştum. Mayıs ayında Saray Bosna’da, Tiran’da şahit olduğum sevgi yumağıyla, Şubat ayı sonunda Medine’de karşılaşmıştım. Gittim yerlerde karşılaştığım muhabbettin, sevginin şahsımın nezdinde tüm milletimize karşı olduğunu biliyorum” diye konuştu.

“KOALİSYON GÖRÜŞMELERİNİ YAPICI BİR ŞEKİLDE YÜRÜTÜLMESİ VE SONUÇLANDIRILMASI TEMENNİ EDİYORUM”

“Bizim bu en kıymetli hazinemizi heba etmeye asla hakkımız yok” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

“Bunun için 7 Haziran seçimleri sonrası ortaya çıkan belirsizlik durumunu en sağlıklı şekilde geride bırakmak mecburiyetindeyiz. Bu kritik dönemde Türkiye’nin önündeki meselelerin çözümü için inisiyatif alan, fedakarlık yapan herkes bu milletin gönlünde değer kazanır. Şuanda biliyorsunuz hükümet kendi Meclis başkanvekili ve grup başkan vekillerini onlarda açıklayacak. Meclis’te Başkanlık Divanı oluşacak ve bunlar bittikten sonra da Cumhurbaşkanı olarak ben görevlendirmeyi yapacağım ve ondan sonara da hükümet kurma süreci başlayacak. Dolayısıyla görevi vereceğim de tabi ki en fazla milletvekiline sahip olan partinin genel başkanı olacaktır. Bunu da süratle en kısa zamanda Başkanlık Divanı belli olduktan sonra bu görevlendirmeyi yapacağım. Temenni ederim ki tüm siyasi partilerimizin ve onların genel başkanlarının bir sorumluluk duygusuyla hareket etmeleri ve biran önce hükümet kurulmasıdır. Meclis Başkanlık Divanı’nın kuruluşunun ardından başlayacak olan koalisyon görüşmelerini yapıcı bir şekilde yürütülmesi ve sonuçlandırılması temenni ediyorum.”

TÜRKER BEKTAŞ

Güncellenme Tarihi : 18.3.2016 19:28

İLGİLİ HABERLER