Gündem
  • 6.2.2016 16:06

Erdoğan'dan Sabancı suikasti eleştirisi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde düzenlenen “Dünya Turizm Formu”nun kapanış oturumuna katıldı. İstanbul’un uluslararası etkinlikler bakımından dünyanın gözde merkezlerinden biri haline geldiğini belirten Erdoğan, “İstanbul gayretlerimizle hamdolsun kültür ve kongre turizmi açısından dünyanın önde gelen destinasyonları ile rekabet ediyor. İnşallah 2016’da İstanbul’un bu özelliğini daha da perçinleyerek 3 tarihi zirveye ev sahipliği yapacağız. Dünya liderlerini burada bir araya getireceğiz. İlk olarak İslam İşbirliği Teşkilatı 13. İslam Liderler Zirvesine, ardında da Dünya İnsani Zirvesi’ne ev sahipliği yapacağız. Ardında Dünya Enerji Kongresi’ne ev sahipliği yapacağız. Geçmişte Antalya sadece deniz kum, deniz turisti çekerdi. Şimdi bunu değiştirdik. 15-16 Kasım 2015 tarihlerinde G20 Liderler zirvesi ile Antalya bu konuda kendini ispat etmiştir. G20 öncesinde yaklaşık 60 hazırlık toplantısın düzenlendi. Liderler Zirvesi’ne 10 bin katılımcı iştirak etti. Zirve öncesi en önemli toplantılarda biri ise yine bu şehirde yapılan G20Turim Bakanları toplantısı oldu. Antalya bu gurur tablosuna 23 Nisan tarihinde açılacak olan Expo 2016 ile inşallah yeni bir sayfa ekleyecektir. Expo 2016’nın bir özelliği daha var. Orada dünya ülkelerinin hepsinin bahçeleri olacak. Bir botanik fuarında süreklilik arz eden, bakımı ülkemiz tarafından yapılacak bir fuar açıyoruz. Ziyaret ettim, gerçekten iftihar edeceğimiz bir fuar alanı. Sizler de Antalya’ya gittiğinizde bu botanik fuarı da gezerek orada 915 yıllık biz zeytin ağacını da orada görebileceksiniz. Biz onu bir başka yerden aldık ve oraya taşıdık” diye konuştu.

“BU COĞRAFYA 100 YILDA BİR RASTLANABİLECEK HADİSELERİN YAŞANDIĞI SÜREÇTEN GEÇİYOR”

Dünyanın kritik bir dönemden geçtiğini ifade eden Erdoğan, “Ülkemizin de içinde yer aldığı coğrafya 100 yılda bir rastlanabilecek tarihi hadiselerin yaşandığı sancılı bir süreçten geçiyor. Güneyimizde Suriye, Irak ve Yemen, kuzeyimizde Ukrayna, batımızda Yunanistan, ekonomik, siyasi ve sosyal krizlerle başa çıkmaya çalışıyor. Başta vatandaşlarımızın yoğun yaşadığı ülkeler olmak üzere dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde yabancı düşmanlığı gibi toplumsal hastalıkların arttığını görüyoruz. Türkiye coğrafi konumu nedeniyle bu krizler i ilk hisseden ülkelerden biri. Bu sıkıntılar sadece Türkiye’yi değil komşu ülkeleri ve Avrupa dahil olmak üzere neredeyse tüm dünyayı etkiliyor. Mülteci ve göç sorunu, DAİŞ gibi terör örgütlerinin eylemleri, artan ırkçılık, islamofobi, bu krizlerin yansımalarından birkaçı” şeklinde konuştu.

“ÜLKENİN EN GÜÇLÜ İŞ ADAMLARINDAN BİRİNİ ÖLDÜREN KATİL, YILLARCA SAKLANIYOR”

Avrupa ülkelerinin terör konusundaki tavrını Sabancı suikasti örneği ile eleştiren Erdoğan, “Suriye ve Irak’ı kana bulayan DAİŞ terör örgütü insanlık dışı saldırılarını Tunus’tan Mısır’a, Paris’ten ABD’ye kadar birçok ülkeye yaymıştır. Maalesef kimi batı ülkeleri yanlış bir şeklide terör örgütlerine karşı tavırlarını onların söylemlerine ve ideolojilerine bakarak açıklıyorlar. Biz bu tavrı çeşitli terör örgütleri ile uzun yıllardır sürdürdüğümüz mücadelemizde birçok kez yaşadık. Sadece PKK ile olan mücadelemiz bizim 35 yıldır devam ediyor. Biz hiçbir zaman ağlamadık. Bağırıp çağırmadık. Mücadelemizi sabırla verdik. Hala vermeye devam ediyoruz. Terör örgütünün ele başları elleri masum kanına bulaşmış caniler, kırmızı bültenle aranan suçlular, çeşitli kılıflarla yıllarca batı ülkelerinde serbestçe dolaştılar. Bu ülkede en güçlü iş adamlarından bir tanesini öldüren katili bakıyorsunuz yıllarca saklanıyor. Yıllarca hala kaçak olanı var. En sonunda bir tanesi birkaç gün önce yakalandı. Bu işler sabır işi. 20 yıl sabrettik sonunda fail yakalandı” ifadelerini kullandı.

“ÖRGÜTÜN ELİNDE BATININ SİLAHLARINI GÖRÜYORUZ”

Türkiye’ni taleplerinin suskunlukla geçiştirildiğini savunan Erdoğan, “Kandil’den yönetilen YPG ve PYD’nin bölgedeki eylemleri görmezden gelinerek bu örgüt himaye ediliyor, destekleniyor. Örgüt’ün elinden çıkan silahlara baktığınızda hangi silahları görüyoruz. Batının silahlarını görüyoruz. Neredeyse batının her ülkesinin silahları var. Terör örgütüne karşı savaştığını söyleyenlerin silahlarını da görüyoruz. Ülkemizde yapılan son operasyonlarda, rögar kapaklarının altından tutun evlerdeki silahlara baktığınızda bunların batının ürettiği silahlar olduğunu görüyoruz. Terör örgütünün zorla ele geçirdiği bölgelerdeki baskıcı faşist uygulamalar müsamaha ile karşılanarak, DAİŞ’e karşı muteber bir partner gibi gösterilmeye çalışılıyor. Biz ‘bunlara silah vermeyin, bunlar terörist’ dediğimiz zaman bize kulak tıkayanlar şimdi neticeyi görüyorlar. PYD, YPG terör örgütünün asıl hedefi DAİŞ’ten ziyade kendisi gibi düşünmeyen herkestir. Bölge halkıdır. Özellikle de orada yaşayan Kürt kardeşlerimizdir. Bunların Kürt kardeşlerimize öncülük etme derdi yoktur. Bunlar Kürt kardeşlerimizin başına beladır. Örgütün tabanı bölgede yaşayan Kürt nüfusunun onda 1’i dahi değildir. Bu örgütten farklı düşünen Suriyeli kardeşlerimiz bunun bedelini ödemektedir” dedi.

“TÜM ÜLKELER TERÖR KARŞISINDA İLKELİ, NET BİR TAVIR ALMALI”

Türkiye’nin terör örgütlerine karşısında mücadelesine ayrım yapmadan devam edeceğini söyleyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Biz terör ateşinin belli sınırlar içinde kalmayacağını, tüm dünyayı tehdit eder hale geleceğini yakından biliyoruz. Şiddetin bu kadar yaygınlaştığı bir ortamda dünyanın hiçbir ülkesi güvenli olamaz, olmayacaktır. Her gün yüzlerce masum insanın katline seyirci kalınırken, çocuklar yaprak yiyerek hatta ağaç kabukları yiyerek hayatta kalma mücadelesi verirken kimse yatağında rahat uyuyamaz. Kendi güvenliğimizin öncelikle Suriye’nin, Irak’ın, Kuzey Afrika’nın, Afganistan’ın, Balkanların güvenliğinden geçtiğini unutmamalıyız. Bu noktada tüm ülkelerin elini vicdanın koyması, terör karşısında ilkeli, tutarlı, net bir tavır takınması gerekiyor”.

ERDOĞAN: "PARİS'TE GÖSTERDİĞİ EMPATİYİ, ÜLKESİNDEKİ TERÖR EYLEMLERİNE GÖSTERMEYEN MEDYAMIZ VAR"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir kısım medyanın terör eylemleri karşısındaki tavrını eleştirerek, “Paris saldırısına gösterdiği empatiyi, kendi ülkesindeki terör eylemlerine göstermeyen bir medyamız var. Esnaf turizmci kaybetmiş bunların umurunda değil. Kalemleri ile, manşetleri ile, söylemleri ile terör örgütüne taşeronluk yapmayı muhalefet diye yutturmaya çalışıyorlar” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde düzenlenen “Dünya Turizm Formu”nun kapanış oturumuna katıldı. Toplantıda konuşan Erdoğan, Sur’da devam eden operasyonlara da değindi.

“BİZE ‘OLAĞANÜSTÜ KALDIRIN YETER’ DİYENLER SÖZLERİNDE DURAMADILAR”

Van’ın, Bitlis’in, Diyarbakır’ın, Ağrı’nın bütün güzelliklerinin dünyanın ilgisine sunmak gerektiğini savunan Erdoğan, “Neden Cizre, Silopi, Sur çukurlarla, barikatlarla, terör örgütünün harabeye çevirdiği sokaklarla gündeme gelsin. Neden ilim irfan şehri Diyarbakır yakılan camilerle, yıkılan okullarla, manevi mirasına yapılan kardeşçe saldırılarla gündeme gelsin. Bölgedeki şehirlerimiz neden Antalya gibi, İzmir gibi tüm dünyadan ziyaretçilerin geldiği, güzelliklerini doya doya seyrettiği iller olmasın. Hakkari bırakın tüm imkanlarını sadece turizmle, dağları, bitki örtüsü, akar suları üzerinden farklı bir kent haline dönüşebilir. Bunun önündeki en büyük engel eli kanlı terör örgütüdür. Niçin yatırımcı bu illere gitmiyor. Can güvenliği ve ‘acaba bu yatırımım yakılır yıkılır mı’. Bundan dolayı. Daha 7 ay önce İstanbul’dan insanlar Van’a kahvaltı yapmaya gidiyordu. Sur’daki esnaf kardeşim daha 1 yıl önce ülkemizin her yerinde müşteri ağırlıyordu. Cizre düne kadar cıvıl cıvıldı. Ben partimizi kurarken Cizre’ye gittiğimiz günleri hatırlıyorum. Sorduğumda bana ne bekliyorsunuz diye ‘olağanüstü hali kaldırın yeter’ dediler. Maalesef bunu söyleyenler sözlerinin arkasında duramadılar” diye konuştu

“TERÖR ÖRGÜTÜNÜ DÜNYAYA VE KENDİ İNSANIMIZA TANITMAKTA ZORLANIYORUZ"

Dünyanın terör örgütü PKK’ya bakışını eleştiren Erdoğan, “Biz sabırla inşa ettiğimiz bu huzur iklimini dinamitleyen, şehirleri yok eden bu terör örgütünü hala dünyaya tanıtmakta zorlanıyoruz. Hatta kendi insanımıza dahi tanıtmakta zorlanıyoruz. Tüm bunlara rağmen bölgedeki vatandaşlarımız artık sağ duyulu, basiretli tavırları ile terör örgütüne prim vermedi, bu terör örgütünü yalnız başına bıraktı” ifadelerini kullandı.

“DİYARBAKIR’DA ‘KAÇTI’ DENİLEN VATANDAŞLAR OPERASYON BİTİNCE DÖNÜP YERLERİNE YERLEŞECEK”

Operasyonların devam ettiği bölgede yaşanan göçlere de değinen Erdoğan, “Orada ‘kaçtı’ denilenler kaçmadı. Yer değiştirdiler. O kardeşlerim yer değiştirerek bu operasyonların başarı ile devamını sağlıyor. Kiraları her şeyi veriliyor. Operasyonlar bittikten sonra buradalar plan proje ile yeni ilçeler inşa edilecek. Şu an ‘kaçtı’ denilen vatandaşlarımız gelip yerlerine yerleşecekler, modern şekilde hayatlarını sürdürmeye başlayacaklar. Bölgede terör örgütü üzerinden kurulmaya çalışılan tek tipçi anlayış bizzat Kürt kardeşlerim tarafından çukura gömülmüştür. İnşallah terör örgütü tehdit olmaktan çıkarıldıktan sonra bölge şehirleri şaha kalkacaktır. Kardeşliğini pekiştirmiş bir Türkiye’nin maddi ve manevi her noktada tarihte olmadığı kadar kazanacağını biliyoruz. Bunu başkaları da biliyor ve önümüze bunca engel çıkarılıyor. Onlara rağmen başaracağız ve 2023 hedeflerimize ulaşacağız. PKK PYD, YPG, DAİŞ gibi örgütler kanlı eylemleri ile bir yere varamayacaklarını kendileri de

“PARİS SALDIRISINA GÖSTERDİĞİ EMPATİYİ, ÜLKESİNDEKİ TERÖR EYLEMİNE GÖSTERMEYE BİR MEDYAMIZ VAR”

Konuşmasında medyayı da eleştiren Erdoğan, şunları söyledi: “Bu örgütlerin amacı halk arasında şiddet ortamı oluşturarak korku ikliminin yaygınlaşmasını sağlamak. Yatırımcıyı ürküterek bölge insanını örgütün karanlığına mahkum etmektir. Bu hakikat ortadayken Paris saldırısına gösterdiği empatiyi, kendi ülkesindeki terör eylemlerine göstermeyen bir medyamız var. Esnaf turizmci kaybetmiş bunların umurunda değil. Kalemleri ile, manşetleri ile, söylemleri ile terör örgütüne taşeronluk yapmayı muhalefet diye yutturmaya çalışıyorlar. Biz bu konuda ne yapıyorsak bu beşinci kol faaliyeti yürütenlere, bu mankurtlara rağmen yaptık. Bizi hedeflerimizden alı koymalarına müsaade etmeyeceğiz. Bir kapı kapanırsa diğer kapılar açılır. İnşallah hep birlikte çalışarak, el ele vererek turizmi geliştirecek yeni ufuklara açılmasını sağlayacağız”. ALPER KORKMAZ - BAŞAK AKBULUT

Güncellenme Tarihi : 18.3.2016 16:21

İLGİLİ HABERLER