Gündem
  • 11.1.2019 11:39

Hakan Fidan, Suudi mevkidaşını uyardı: Kangrenli kolu kesin, yoksa...

Ferhat Ünlü, Abdurrahman Şimşek, Nazif Karaman’ın yeni kitabı "Diplomatik Vahşet-Cemal Kaşıkçı Cinayetinin Karanlık Sırları"nda gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili olarak MİT Başkanı Hakan Fidan ve Suudi mevkidaşı Abdulaziz Bin Muhammed el- Huveyrani arasında geçen diyaloğa da yer verildi.

2 Ekim 2018'de Hatice Cengiz ile evlilik işlemleri için gittiği Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'na girdikten sonra sırra kadem basan ve öldürüldüğü neredeyse kesinleşen Washington Post yazarı Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın nasıl öldürüldüğü ile ilgili birçok konu hâlâ gizemini koruyor.

Levent'teki başkonsolosluk binasına Kaşıkçı’dan önce giren 15 kişilik infaz timinin içerisinde Suudi Arabistan'da devletin önemli kurumlarında görevli ve Veliaht Prens Muhammed Bin Selman ile bağlantılı isimler de bulunuyor.

Türkiye, uluslararası arenada kendisine karşı kullanılacak olan bu komploya karşı erken davranarak Suudilerin tüm engellemelerine rağmen cinayeti aydınlatmak için titiz bir çalışma yürüttü.

Hakan Fidan: Kangrenli kolu kesin, geç kalırsanız...

Ferhat Ünlü, Abdurrahman Şimşek,Nazif Karaman tüm dünyanın gündemine oturan Kaşıkçı cinayetinin gizli kalmış ayrıntılarını aktardıkları "Diplomatik Vahşet-Cemal Kaşıkçı Cinayetinin Karanlık Sırları" adlı yeni bir kitap kaleme aldı.

Kitapta MİT Başkanı Hakan Fidan’ın Suudi İç İstihbarat Servisi Başkanı Abdulaziz Bin Muhammed el- Huveyrani ile yapmış olduğu görüşmeye de yer verildi. İkili görüşmede Hakan Fidan, Suudi mevkidaşına "Kangrenli kolu kesin, geç kalırsanız bütün vücuda yayılır." uyarısında bulunduğu aktarıldı.

İşte kitaptaki o bölüm;

"MİT Başkanı, kendisine ‘Doktor’ diye hitap eden Suudi İç İstihbarat Servisi Başkanı Abdulaziz Bin Muhammed el- Huveyrani’yle yaptığı ilk görüşmede Türkiye’nin elindeki kritik kanıtlardan bahsetmedi ama Ankara’nın elinin güçlü olduğunu hissettirdi. Hakan Fidan, mevkidaşına, ‘İşi siz yaptınız, Bu bir kangren. Kangrenli kolu bir an önce kesmemiz lazım’ dedi ve ekledi: ‘Dediğim gibi, bu bir kangren. Ne zaman, nereden keseceğinize siz karar vereceksiniz. Ama geç kalırsanız bütün vücuda yayılır.’

Gerçekten de Suudiler sistematik inkar çabalarını sürdürdükçe hastalık bünyeye daha çok yayılacak ve Riyad, olayı daha büyük bedellerle atlatmak zorunda kalacaktı. 15+3 kişilik infaz ekibinin içinde hem dışişleri, hem işleri, hem ordu, hem istihbarat teşkilatı, hem adli tıp, hem deMuhammed bin Selman’ın koruma ekibinden isimlerin olması cinayetin siyasi sorumluluğunun Veliaht Prens’e ait olduğunu gösteriyordu. Zira onun siyasi iradesi olmadan bu kadar farklı kurumdan farklı ismin, herhangi bir misyon için bir araya gelmesi mümkün değildi. Sadece istihbarat teşkilatı başkanı bu kararı veremezdi. Mutlaka ama mutlaka bir siyasi karar vericinin olması gerekiyordu. O isim de Muhammed bin Selman, yani MBS idi."

yeniakit.com.tr

Güncellenme Tarihi : 11.1.2019 11:40

İLGİLİ HABERLER