Gündem
  • 14.7.2018 12:19

Hürjet görücüye çıkıyor

Türk Havacılık ve Uzay Sanayii'nin, Jet Eğitim ve Yakın Destek Uçağı Geliştirme Projesi kapsamında tasarladığı Hürjet'in dünya lansmanı İngiltere'de yapılacak.

Türkiye'nin jet eğitimi ve yakın destek uçağı ihtiyacının karşılanması amacıyla tasarlanan Hürjet, hazırlanan birebir yer prototipiyle ete kemiğe büründü. Hürjet, dünyanın en önemli havacılık etkinliklerinden olan İngiltere'deki Farnborough Airshow'da ilk kez sergilenecek.
 
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii'nin (TUSAŞ), pazar araştırmaları ve ihtiyaç analizleri sonucu herhangi bir ihtiyaç belirtmeden öz kaynaklarını kullanarak başlattığı Jet Eğitim ve Yakın Destek Uçağı Geliştirme Projesi başarılı şekilde ilerliyor.
 
Projede kavramsal tasarım aşaması tamamlanırken ön tasarım aşamasına geçildi. Bu çalışmalar sürerken Hürjet'in birebir modeli üretildi. Uçağın "yer prototipinin" ortaya çıkmasıyla ön tasarım da fiziksel boyut kazanmaya başladı.
 
Oldukça gelişmiş bir düzeyde ortaya konulan prototip, uçağın tasarımında gelinen noktayı gözler önüne seriyor. Kokpit içinden kontrol edilebilen hareketli kontrol yüzeylerine sahip prototipte gerçek uçak ekipmanları kullanılıyor. Prototipte, motor, bazı itki ve uçuş sistemleri dışında kalan hemen hemen bütün sistemler fonksiyonları azaltılarak gerçekçi şekilde yer alıyor. 
 
Ön tasarım sonrasında uçağa ilişkin çalışmalar detay tasarımla sürdürülecek. Uçuş testlerinin projenin 48'inci ayında başlaması ve Hürjet'in ilk uçuşunu 2023'te yapması planlanıyor.

Hürjet'te motor seçenekleri neler?

Süpersonik eğitim uçakları askeri havacılıkta pilot yetiştirmek için gereklidir ve hava kuvvetlerinin ayrılmaz bir parçasıdır. Pilotların yüksek hızlı uçuş ve nişan alma taktikleri için gerekli eğitimleri tamamlamalarında çok önemli bir yere sahiptirler. Bu amaçla, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TAI) tarafından 14 Ağustos 2017 tarihinde Türk Hava Kuvvetleri’nin ihtiyaçları doğrultusunda ve hâlihazırda kullanılmakta olan T-38 filosunun yerini alması hedef alınarak jet eğitim ve hafif taarruz uçağı geliştirilmesi amacı ile “Jet Eğitim ve Hafif Taarruz Uçağı (Hürjet) Projesi” başlattı.

Model uçağın tek motorlu olması o akşam dikkat çeken bir detaydı. TAI’nin web sayfasında yayınlanan resimlerde Hürjet çift motorlu bir eğitim uçağı olarak karşımıza çıkarken, 19 Haziran akşamı ilk kez görme fırsatımız olan uçak tek motorlu bir modeldi.

Tek/çift motor kıyaslamamızı özetleyecek olursak:

1) Tek motorun avantajları:

daha hafif bir uçak

daha yüksek itki/ağırlık oranı ve daha yüksek performans sağlanabilmesi

uzun vadede daha az çalışma maliyeti

daha az yedek parça ve bakım maliyeti

2) Çift motorun avantajları:

güvenlik (ikinci motorun bulunması; fakat geçen birkaç on yıl boyunca güvenilirlikte kayda değer gelişmelerin sağlandığı gerçeğini göz ardı etmemek lazım) çift motor ile platformların hava muharebe yeteneğinin genelde daha iyi olabilmesi

Tek motorun en büyük dezavantajı; çift motorun sağladığı toplam itkiyi tek motorun sağlaması istendiği durumlarda ortaya çıkmaktadır. Motorun daha sıcak çalışması gerekebilir ya da daha büyük bir motora ihtiyaç duyulur. Bunun sonucu olarak tasarımda karşılaşılan mekanik zorluk artacaktır. Tek/çift motor seçimi yapılırken tasarım-performans ölçütleri ve mevcut motor teknolojisi göz önünde bulundurularak imkânlar dahilinde platforma uygun motor konusunda karar verilmelidir. Bu ölçütlerin neler olduğuna kısaca değinirsek:

Tasarım - Performans Ölçütleri: Uçaktan beklenen görevler, servis tavanı (irtifa), hızlanma zamanları/tırmanma hızı, menzil, faydalı yük kapasitesi ve maksimum kalkış ağırlığı vb. parametreler. Performans kriterleri büyük ölçüde mevcut motor teknolojisi ile sınırlıdır.

Hürjet özelinde tek/çift motor konusuna dönelim. C4Defence savunma dergisinin 62. sayısında TUSAŞ Motor Sanayii A.Ş. (TEI) Genel Müdürü Prof. Dr. Mahmut F. Akşit ile gerçekleştirdiği röportaj Hürjet’in motoru konusunda çok önemli ipuçları içermektedir. Bu röportaj sonrası belli olmaya başlayan detaylardan yola çıkarak Hürjet için nasıl bir motor düşünüldüğü konusunda tahmin yapacağım. Öncesinde Mahmut Akşit Bey’in röportajından önemli olarak gördüğüm detayları aktarmak istiyorum:

“Hürjet’in motoru, Milli Muharip Uçak motorunun yarısı, Milli Helikopter motorunun ise iki katı büyüklükte. İlk etapta hazır alım düşünüyorlar; çünkü biz, hem milli helikopter motoru hem de milli muharip uçak motoru ile meşgul olacağız. Dolayısıyla şu an buna vakit ayıracak kapasitemiz yok. Hürjet’te büyük ihtimalle ilk motor hazır alınacak; fakat bu motorların 150’den fazlasını TEI olarak, Türkiye’de biz üretiyor olacağız. Bizim hedefimiz de bu. İstiyoruz ki, Hürjet’in motorları da TEI seri numarasıyla çıksın. Bu çerçevede de lisanslı üretim konuşuluyor. Lisanslı üretimde, motorun yüzde 50-60’ını burada üretiyoruz ama borular, kablolar gibi bizim seri imalatına girmediğimiz şeyleri, OEM’in tedarik zincirinden temin ederek kullanıyoruz. Yine de sonuçta, bizim üretimimiz oluyor.”

Yaklaşık olarak 60 kN itkiye sahip ve lisans altında Türkiye’de üretilebilecek bir güç grubu/motor düşünülüyor. İstenen itki değerini göz önüne aldığımızda ise 2 farklı alternatif çıkıyor karşımıza:

30 kN sınıfında itki sağlayan Rolls-Royce/Turbomeca Adour, Honeywell / ITEC F124-GA-200 ya da Ivchenko AI-222-25F benzeri bir motor kullanılması halinde çift motorlu,

60 kN sınıfında itki sağlayan General Electric F404 ve benzeri bir motor kullanılması halinde tek motorlu bir uçak olacaktır.

Bu seçimler esnasında en belirleyici detay lisans altında Türkiye’de üretim izni olacaktır. Benzer şartlar altında lisanslı üretime örnek olarak T50 eğitim uçağını verebiliriz. T-50’ye güç veren F404-GE-102 motoru Samsung Techwin tarafından lisans altında üretilmektedir. TEI’nin lisanslı motor üretiminden sorumlu alt yüklenici olarak görev aldığı Genel Maksat Helikopter projesi devam etmektedir. Bu proje kapsamında; GE Aviation lisansı altında 236 adet T700-TEI-701D turboşaft motorunun Motor Montaj ve Test (AIT) dahil %50’sinden fazlası TEI seri numarasıyla Türkiye’de üretilmektedir. Benzer bir iş modelinin Hürjet’in motoru için uygulanması düşünülmektedir.

İlk etapta hazır olarak temin edilip, lisans altında üretilmesi düşünülen motorun seçimi çok önemli olacaktır. Nitekim platform o motora göre şekillenecek ve ilerleyen dönemlerde seçimi yapılan motoru yerli olarak geliştireceğimiz, kendi tasarımımız bir motorla değiştirme hedefimiz var. Tasarımı nispeten daha kolay olan bir motor seçimi yapılırsa, yerini alacak motoru geliştirmek daha kısa sürecektir. Vurgulamak istediğim nokta, 30 kN itki sınıfında bir motor geliştirmek mevcut teknolojimiz, insan gücümüz ile daha az riskli olacaksa, Hürjet için 30 kN itki sınıfında çift motorlu bir tasarım seçilmelidir. Bunun tam tersi de geçerlidir. Eğer nihai hedefimiz 60 kN sınıfında yerli bir motor geliştirmek ise Hürjet için lisans altında üreteceğimiz motor 60 kN itki sınıfında olmalıdır. Motor seçiminde belirleyici olan detayları şu şekilde sıralayabiliriz:

Lisanslı üretim olarak hangi motorları Türkiye’de üretebiliriz,

Teknolojik yeterliliğimize göre hangi itki sınıfında motor geliştirebiliriz,

Motor tasarım yol haritamıza göre hangi itki sınıfında motor geliştirmek daha uygun,

Maliyet, finansman gücü ve operasyonel olarak servise alma süresi,

Potansiyel pazarı göz önünde bulundurarak platform belirlemek ve platforma uygun motor seçimi.

Cevabı pek kolay olmayan bir soruya cevap bulmak ümidiyle hazırladığımız bu yazının yararlı olması dileğiyle.

KOKPİT

 

Güncellenme Tarihi : 14.7.2018 12:23

İLGİLİ HABERLER