Gündem
  • 21.5.2017 15:10

İşte Erdoğan'ın alkışlanan kongre konuşması

İŞTE CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN KONUŞMASINDAN SATIR BAŞLARI:

AK Parti ailesinin kıymetli mensupları, yurt içinden ve yurt dışından kongremizi şereflendiren kıymetli misafirler, sevgili yol arkadaşlarım, değerli hanım kardeşlerim, sevgili gençler sizleri en kalbi duygularımla, hasretle, muhabbetle selamlıyorum. Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi hepinize ve hepimize olsun. Adalet ve Kalkınma Partimizin 3. Olağanüstü Büyük Kongresi'nin partimiz, milletimiz, demokrasimiz, dünyanın dört bir yanındaki tüm dost kardeşlerimiz için hayırlara vesile olmasını Allah'tan temenni ediyorum.

AHİRETE İRTİHAL ETMİŞ OLANLARA RAHMET DİLİYORUM

Bu vuslat kongresi için 81 vilayetimizden salonumuzu teşrif eden tüm kardeşlerime Ankara'ya hoş geldiniz diyorum. Yurt dışından teşrif ederek bu mutlu günümüzü bizlerle paylaşan misafirlerimize ayrıca hoş geldiniz diyorum. Kurulduğu 14 Ağustos 2001'den bugüne kadar AK Parti teşkilatında görev almış genel başkanlarımıza, kurucularımıza, MKYK üyelerimize, bakanlarımıza, milletvekillerimize, il, ilçe, belde başkanlarımıza, belediye başkanlarımıza, il genel ve belediye meclis üyelerimize, köy ve mahalle temsilcilerimize, sandık müşahitlerimize burada ifade edemediğim tüm gönüldaşlarımıza şükranlarımı sunuyor, her birini ayrı ayrı selamlıyorum. Birlikte yol yürüdüğümüz kardeşlerimizden ahirete irtihal etmiş olanlara Allah'tan rahmet diliyor, hatıralarını hürmetle yad ediyorum.

AK PARTİ ÜLKEMİZLE, MİLLETİMİZLE BÜTÜNLEŞMİŞ BİR PARTİDİR

Hanım kardeşlerim, ilk günden beri sizlerle beraber yol yürüyor olmanın memnuniyetiyle her birinize şükranlarımı sunuyorum. Gençler, siyasete gençlik kollarında başlamış bir kişi olarak sizlerin emeğinin bu parti için ne kadar önemli olduğunu çok iyi biliyorum. Hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Seçilme yaşını 18'e düşürürken laf olsun, kağıt üzerinde kalsın diye yapmadık. Her seçimde, her kademede gençlerimize verdiğimiz sözleri yerine getireceğiz. Bu hareketin başlangıcından bugüne kadar elde ettiği tüm başarılarda hanımlarımız ve gençlerimizin büyük başarıları var. AK Parti yolu da, kaderi de, ülkemizle ve milletimizle bütünleşmiş bir partidir.

EN BÜYÜK TEŞEKKÜRÜ TAKDİRİ MİLLETİMİZ HAK EDİYOR

Ter döken, fedakarlık yapan herkese buradan minnet borcumuz vardır. Kahraman askerlerimize teşekkür ediyorum. Mahallemizin güvenliğinden küresel suç faaliyetlerine kadar geniş bir alanda huzurumuz için görev yapan polislerimize teşekkür ediyorum. Terör örgütleriyle mücadelemize önemli katkı sağlayan güvenlik korucularımıza teşekkür ediyorum. Hangi kurumda, konumda, nerede görev yaparsa yapsın, ülkemizin, milletimizin büyümesi kalkınması, hedeflerine ulaşması için emek veren tüm kardeşlerime teşekkür ediyorum. En büyük teşekkürü, en büyük şükranı, en büyük takdiri 80 milyonun tamamıyla milletimiz hak ediyor.

BUGÜN BESMELE ÇEKEREK YENİ BİR GÜN BAŞLANGIÇ YAPIYORUZ

En zor zamanımızda yanımızda yer aldığı için milletimin her bir ferdine yürekten teşekkür ediyorum. 19 Mayıs'ı geride bıraktık. Gençliğin dinamizmiyle geleceği buluşturduk. 8 gün sonra İstanbul'un fethinin 564. yıl dönümüne ulaşacağız. Bu vesile ile Süleyman Şah'tan Osman Gazi'ye, Fatih Sultan Mehmet Han'dan Gazi Mustafa Kemal'e kadar abide isimleri rahmetle, hürmetle yad ediyorum. Bundan yaklaşık 3 yıl önce 27 Ağustos 2014'te yine bu salonda sizlere her bitiş yeni bir başlangıçtır diyerek helalleşerek ayrılmıştık. Hatırlayın o günü, tabii bu sadece hukuki bir ayrılıktı, gönüllerimiz hiçbir zaman ayrı düşmedi. Sevinçlerimizi de, hüzünlerimizi de hep tek yürek, tek kalp olarak yaşadık. İşte şimdi de tam 998 gün sonra yine aynı salonda evet nerede kalmıştık diyerek yeniden bir aradayız. Cumhurbaşkanlığa ayrılırken bunun bir hatime değil bir Fatiha olduğunu söylemiştik. Bugün bir kez daha besmelemizi çekiyor Fatihamızı okuyor daha çok çalışmak üzere yeni bir başlangıç yapıyoruz.

MİLLETİN DUDAKLARINDAN DÖKÜLEN DUALARA DEĞER VERDİK

16 yıl önce çıktığımız kutlu yılda sadece Rabbimizden yardım, milletimizden destek talep ettik. Milletimizin dudaklarından dökülen hayır dualarına en az sandıktan kullandığı oy kadar değer verdiğimiz için güçlenerek, büyüyerek bugünlere geldik. Gönül kazanmayı oy kazanmaktan önemli gördüğümüz için onca saldırıya rağmen dimdik ayakta durabildik. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışına sıkı sıkıya sarıldığımız için tüm zor zamanlarımızda milletimizi yanımızda bulduk. Bu ülkede güvenlik kaygılarıyla demokrasi taleplerinin aynı anda karşılanabileceğini gösterebildiğimiz için tek parti olabildik. Kentinden köyüne, en mütena semtinden en mütevazı köşesine kadar ülkemizin tamamına hizmet ettik. Hangi il olursa olsun ulaştık, ayrımcılık yapmadık. Hepsine hizmet götürdük. Bundan sonra da götürmeye devam edeceğiz.

HALA AK PARTİ NEDİR DİYE SORARLARSA İŞTE BUDUR

Herkesi bu ülkenin birinci sınıf vatandaşı haline getirdik. Türkiye'nin gücünün ve imkanlarının kendi vatandaşlarıyla birlikte dünyanın her yanındaki mazlumlara kucak açtığımız için nereye gitsek muhabbetle karşılanıyoruz. Muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmış Türkiye idealinin kültürümüze, geçmişimize sahip çıkmakla olduğuna inandık. 16 yıl sonra hala AK Parti nedir diye soranlar varsa AK Parti işte budur. Büyük kongrelerimiz hasret giderme, parti organlarında görev alacak arkadaşlarımızı belirlemenin yanında muhasebe ve murakabe yapmanın da vesilesidir. Kuruluşumuzdan bu güne kadar 188 ay geçti.

O DÖNEMDEKİ EKMEK, GAZYAĞI, BENZİN KUYRUKLARINI HATIRLAYIN

AK Parti'yi kurarken isminden ve programından başlayarak partimizi her şeyiyle milletimize hizmetkâr olacak anlayışla dizayn ettik. Kuruluşu tepeden tabana doğru değil tabandan tepeye doğru gerçekleştirilmiş ilk ve tek parti AK Parti'dir. AK Parti milletin partisidir diyoruz. Kuruluşumuzdan bu yana geçen 16 yılda milletimizin emanetinin hakkını vermenin gayreti içinde olduk. Normal demokratik düzen içinde faaliyete başlamasından 16 ay gibi kısa bir süre sonra çok güçlü bir şekilde iktidara gelen dünyada pek az bir örnek vardır. Milletimizin AK Parti'yi kısa sürede, güçlü bir şekilde sahiplenmesinin sebebini bizden önceki dönemlerde yaşanan hadiselere baktığımızda daha kolay anlayabiliriz. 1990'lı yıllarda ülkemizin demokrasisi, ekonomisi üzerinde oluşturulan o yıkıcı tahribatlar yol açmıştı. Üst üste yaşadığımız krizler sebebiyle ekonomimiz batmıştı. Benzin kuyruklarını, gazyağı, yağ, ekmek kuyruklarını hatırlayın.

MİLLETİMİZ DEVLETİNİN VESAYETE DEĞİL KENDİSİNE HİZMET EDİLMESİNİ İSTİYORDU

28 Şubat müdahalesinde demokrasimiz ağır yaralar aldı. Vesayetin kıskacındaki siyasi partilerin milli iradeyle irtibatları neredeyse tamamen kesilmişti. Devletle siyaset, siyasetle ahlâk arasındaki ilişki kirlenmişti. Bu yüzden milletimiz istikrar, güven, huzur istiyordu. Milletimiz inancından kıyafetine, dininden meşrebine her konuda özgürlük, hizmet, yatırım istiyordu. Çöp dağlarından geçilmeyen İstanbul'u hatırlayın. Hava kirliliğinden, susuzluğa mahkum olmuş İstanbul'u hatırlayın. Bunların çilesini yaşayanlar iyi bilir. Milletimizin yarınından kaygı duymak değil geleceğinden emin olmak istiyordu. Devletinin vesayet güçlerine değil kendisine hizmet edilmesini istiyordu.

14 YILDA DEĞİŞMEYEN TEK PARTİ AK PARTİ GERÇEĞİDİR

AK Parti milletimizin tüm bu taleplerinin, beklentilerinin, umutlarının bir tezahürü olarak ortaya çıkmıştır. İlk günden beri siyasetteki yerini hep milletin durduğu yer olarak tarif etmiştir. 3 Kasım seçimlerinde partimizin yüzde 34 oyla Meclis'te 365 milletvekilini elde ettiğinde milletimizin neredeyse tamamını rahatlamış, geleceğine ümitle bakmaya başladığını gördük. O günden bugüne her seçimde milletimizin bu umudunu tazeleyerek girdik. AK Parti'yi var eden de bu umuttur. Bu umudu diri tutmasıdır. 15 yılda Türkiye'nin gündemi, öncelikleri, sıkıntıları, beklentileri değişmiştir. Değişmeyen yegane şey tüm bunları karşılayan tek partinin AK Parti olduğu gerçeğidir. AK Parti demokrasinin, değişimin teminatı, reformun adresidir.

BU YOLDA YORULANLAR OLDU YOLUNU KAYBEDENLER OLDU

Sürekli hedeflerimizin çıtasını yükselttik. Kerameti hiçbir zaman kendimizde değil işin sırrının yaptığımız hizmetler olduğumuzun bilinciyle mücadeleden mücadeleye koştuk. Hep ilk günkü heyecanla çalıştık. Bu uzun, meşakkatli, sabır gerektiren yolculukta elbette yorulanlar oldu. Elbette yolunu kaybedenler oldu. Elbette çeşitli sebeplerle geride kalanlar oldu. AK Parti olarak bizim ne menzilimiz değişti, ne kararlılığımız eksildi ne de milletimizle aramızdaki rabıta zayıfladı. Rabbim ömür ve imkan verdikçe milletimize hizmet yolunda hep birlikte çalışmayı sürdüreceğiz. Çünkü bu kutlu, hayırlı bir yoldur. Çünkü bu kendimizle birlikte çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğini de şekillendirecek bir yoldur. Onun için kim dönerse dönsün biz dönmeyiz yolumuzdan.

ALLAH'A CAN BORCUMUZDAN, MİLLETİMİZE CAN BORCUMUZDAN BAŞKA KİMSEYE EYVALLAHIMIZ YOKTUR

İster partimizi kapatmaya çalışsınlar, ister sokakların altını üstüne getirsinler, ister 15 Temmuz'da olduğu gibi canımıza kastetmeye çalışsınlar, ne yaparlarsa yapsınlar biz bu yoldan dönmeyeceğiz. Allah'a can borcumuzdan, milletimize hizmet borcumuzdan başka kimseye eyvallahımız yoktur olmayacaktır! Yarın milletimizin karşısında boynumuz bükük mahçup durmaktansa, bugün içeride ve dışarıda alçakların karşısına dimdik dikilir kaderimiz neyse ona rıza gösteririz. Ölümden öte yol olmadığını biliyoruz. Bugüne kadar Allah'tan her şeyin hayırlısını istedik. Rakibin bile hayırlısı için dua ettik. Şu saatten sonra da ülke, millet, ümmet için, insanlık için hayırlı olmayan hiçbir şeyin bizim nezdimizde yeri yoktur, olamaz. Eğer bu kardeşiniz Tayyip Erdoğan'ın ülkesinin ve milletinin hayrına olmayan en ufak bir davranışını, sözünü, icraatını duyarsanız, bugüne kadar yaptığı her şeyi bir kenara bırakın ve gereğini yapın. Böyle bir yanlışın içine düşen Tayyip Erdoğan'ın tüm hakları size helaldir. Ben de şimdi milletimden helallik istiyorum.

BABAMIN OĞLU OLSUN YANLIŞI VARSA KARŞISINDA YER ALIRIM

Rabbim'in yardımıyla 40 yıllık siyasi hayatımızda inancımıza ve milletimize ihanet noktasına düşmedik. Hatalarımız elbette olmamıştır ama ihanetimiz asla vaki değildir. Türkiye'nin FETÖ, PKK, DEAŞ ve diğer terör örgütleriyle mücadelesini, bölgesindeki envai çeşit güçlerle mücadelesini bu anlayışla yürüttük, yürütüyoruz. Bizim kimseye karşı kişisel bir husumetimiz asla yoktur. Ama bu milletin hakkının, hukukunun yenilmesine asla rıza gösteremeyiz. Kendi ülkesine, kendi milletine karşı ihanet içine girer kim olursa olsun gözünün yaşına bakmadan gereğini yerine getirmek milletimize karşı sorumluluğumuzun icabıdır. İsterse babamın oğlu olsun, kimin yanlışı varsa karşısında yer alırım. Kimseye husumetimiz olmadığı gibi diyet borcumuz da bulunmamaktadır.

FETÖ İLE MÜCADELE ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE KARARLILIKLA SÜRECEK

Örgütün mensubunu tanıyanlar çok iyi bilir ki, 15 Temmuz'a rağmen bu yapı içindekilerde samimi bir pişmanlık hissi yoktur. Kamudan yapılan ihraçlar, gözaltılar, soruşturmalar, tutuklamalar birer mecburiyettir. Türk Milleti'nin bu örgütünün bir başka ihanet teşebbüsüne daha tahammülü yoktur. Bu mücadele güçlü yürütülmezse ülkemiz çok daha büyük tehlikelerle karşı karşıya kalacaktır. Avukatlar aracılığıyla yürütülen gizli pazarlıklar, itirafçılık oyunlarıyla bu mücadelenin sulandırılmasına izin vermeyeceğiz. FETÖ ile mücadelenin maşeri vicdana halel getirmeyecek yöntemlerle sürdürülmesi şarttır. Önümüzdeki dönemde çok daha kararlı bir mücadele yürütülmesini temin edeceğiz. Dünyanın 160 ülkesinde eğitim, yardımlar istismar edilerek aynen nasıl ülkemizde devletin kurumlarına sızdıysalar oralarda da o ülkenin kurumlarına sızıyorlar. Nasıl o ülkelerin ileri gelenlerin çocuklarını da ele almak suretiyle. Onlara enteresan şeyler aşılayarak ve söyledikleri nedir? Kainatın imamı kim? FETÖ...

KÜRT KARDEŞLERİM KENDİSİ İÇİN FEDAKARLIK YAPANIN DEVLET OLDUĞUNU GÖRMÜŞTÜR

Pensilvanya'da bu şahıs niçin orada yaşıyor hiç soruyor muyuz? Güney Doğumuz da uzun zamandır yaşanan sıkıntılarımızı çözmek için attığımız adımlara samimi karşılık verenlere sevgimiz ne kadar derinse uzattığımız eli ısıranlara tepkimiz o kadar da sert olmuştur. 2015 yılındaki çukur eylemlerinin üstesinden bölge halkının desteğiyle gelebilmemizde yaşadığımız tecrübenin çok büyük katkısının olduğuna inanıyorum. Binbir vaat ve yalanla yanına çekmeye çalışılan Kürt kardeşlerim kendisi için fedakarlık yapanın örgüt değil devleti olduğunu bu dönemde açıkça görmüştür. Kendilerine demokratik zeminlerde her türlü imkan tanındığı halde iradelerini örgüte teslim edenlerin esamesi artık hiçbir yerde okunmuyor.

BU MİLLETİN NELER YAPACAĞINI MERAK EDENLER TARİHE BAKSIN

Türkiye terör prangasından kurtulmak için emin adımlarla ilerlemektedir. İnlerine gireceğiz dedik, şu anda inlerine girdik, giriyoruz. Ülkemin sınırları içinde Tendürek'te, Gabar'da, Cudi'de 65'i aşkın mağaralara girildi. Bu mağaralardan neredeyse 600'i aşkın terörist etkisiz hale getirildi. Silahlar ifade edemeyeceğim kadar yüklü. Buralara kadar bunlar nasıl girdiler? İşte şimdi bundan sonraki süreç tamamıyla bunları yok etme sürecidir. Çekinmeden, yılmadan, asker, polis, güvenlik korucularımızla şimdi bu hayata geçiyor. Güney sınırları boyunca terör oluşumu organize etmeye çalışanlar bu milletin istiklali ve istikbali için neler yapabileceğini görmek istiyorlarsa dönüp tarihe baksınlar, 15 Temmuz'da kalksınlar. İfademizi anlamayanlara karşı meramımızı er meydanında ifade etmekten başka çaremiz kalmıyor demektir. Namert kaçar, mert döğüşür.

TERÖR ÖRGÜTLERİYLE MÜCADELEMİZİ HUKUK İÇİNDE YÜRÜTTÜK

Terör örgütleri, ihanet şebekeleriyle meselem şahsi değilir. Milletimizin istiklali, istikbali, bekası meselesidir. Ortada şahsi bir mesele olduğu için benim kimseyi affetmem söz konusu olamaz. Türkiye yaşadığı tüm badirelere rağmen hukuk devletinden taviz vermemiş, geriye adım atmamış bir ülkedir. Ne kadar ihanet içinde olursa olsunlar, ne kadar alçalırlarsa alçalsınlar terör örgütüyle mücadelemizi hukuk içinde yürütüyoruz. Böyle bir terörle karşı karşıya kalıp da bu kadar hukuk içerisinde olabileceklerini sanmıyorum.

BİZE OHAL NE ZAMAN KALACAK DİYORLAR! KALKMAZ

Fransa'da 15 terörist ayağa kalktı OHAL ilan edildi. Benim ülkemde devlet yıkılmaya çalışıldı. 249 şehit verdik siz bize hangi yüzle OHAL'in kaldırılmasını soruyorsunuz. Kalkmayacak! Ne zamana kadar? Huzura, refaha ulaşılıncaya kadar. Neyiniz eksik, işlerinize mi gidemiyorsunuz, okullar mı kapalı? Biz göreve geldiğimizde OHAL vardı. Fabrikalar, işyerleri sorunluydu. Doğru dürüst kimse ekonomik olarak durumunu düzeltemiyordu. Bize OHAL'i kaldırın dediler. Gelince 1 ayda OHAL'i kaldırdık. Şimdi ise daha dün bir bugün iki. Biz OHAL'i ülkemizin huzuru için uzattık, uzatıyoruz.

BU DEĞERLERE UZATILAN ELİ KIRMAK BOYNUMUZUN BORCUDUR

Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka devletimiz yok. Kimse alternatif devlet üretmeye kalkmasın. Üretenler bedelini öderler. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Her kim bunlardan herhangi birine sataşırsa doğrudan milletimizin namusuna, şerefine, haysiyetine el uzatmış demektir. Önemli olan kimsenin bu değerlerimize el uzatamamasıdır. Bu değerlere uzatılan eli kırmak bizim boynumuzun borcudur.

8 YILLIK EĞİTİM SİSTEMİ KALDIRDIK! KATSAYIYI KALDIRDIK

İktidara gelirken "Türkiye'yi dört temel üzerinde yükselteceğiz" dedik. Eğitim, Sağlık, Adalet ve Emniyet dedik. Eğitimde atılan adımlar Cumhuriyet tarihinde görülmemiş adımlardır. Milli bütçenin ilk sırasına eğitimi yerleştirdik. 2002 yılında eğitime harcanan 7,5 milyar liraydı. 11 kat artışla bu yıl harcanan 85 milyar liraya ulaşmıştır. Nereden nereye? Ders kitaplarını yavrularımıza ücretsiz veriyoruz. Okullar açılırken sıraların üzerinde ders kitaplarını artık yavrularımız görüyor. Göreve geldik, Türkiye'de 76 üniversite vardı şimdi 184 üniversite var. Okullarda tablet bilgisayarlar dağıtılıyor. Etkileşimli tahtalarla donatılmaya başlandı okullar. 270 bin derslik inşa ettik. 561 yeni öğretmenle kalabalık sınıfları ortadan kaldırdık. 28 Şubat ürünü 8 yıllık kesintisiz öğretim yerine şartlarımıza uygun 4+4+4 sistemini getirdik. Katsayı eşitsizliğini kaldırdık.

EĞER BUYSA ÖZGÜRLÜĞÜN ÖNÜNE GEÇMEK GİT ANSİKLOPEDİYE BAK

Başörtülü öğrencilerimiz giremiyordu. Biz bunu kaldırdık. İsteyen istediği şekilde girebiliyor. İşte özgürlük budur. İkna odalarında kızlarımızı inim inim inletenler, hüngür hüngür ağlatanlar sizleri unutmadık. Siz değil miyd iniz imam hatiplerin orta kısımlarını kapatanlar? Biz sizi iyi tanıyoruz. Biz sizin cemayüzülevvelinizi biliyoruz. Eğitime adaletsizliği getirdiniz. Şimdi sahip çıkınca sizler bağırıp çağırmaya başladınız. Neymiş, özgürlük yokmuş. Eğer buysa özgürlüğün önüne geçmek, kusura bakma sen git de ansiklopedileri karıştır özgürlüklere bak. Artık bunlar geride kaldı. Ne katsayı endişesi ne okullarımızda ayrım var. Bir de tüm okullara Kur'an-ı Kerim ve Siyer-i Nebi dersi seçmeli olarak kondu.

AH AH BU HASTANELERDE ANNELERİMİZ NELER ÇEKTİLER

Öğrencilerimizin ailelerine yük olmadan yüksek öğrenimlerini sürdürmek için harç, harç. İnşaatta kullanılan harç değil. Harçları kaldırdık. Kredi ve bursları bire 10 kat çıkardık. Sağlıkta reformu gerçekleştirdik. Ülke genelinde geçenlerde bir televizyon programında rahmetli Savaş Ay'ın programını izlediniz mi? Ana muhalefetin başındaki zatı SSK Genel Müdürü olduğu yılları izlediniz mi? Bu hastanelerde neler çektik, analarımız neler çekti? Ülke genelinde tüm vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerine kolayca erişebilmesini temin ettik. Hastanelerimizdeki nitelikli yatak sayısını 19 binden 153 bine çıkartarak vatandaşlarımızın buralarda birinci sınıf sağlık hizmeti alabilmelerini sağladık.

Güncellenme Tarihi : 21.5.2017 15:21

İLGİLİ HABERLER