Gündem
  • 17.12.2018 14:38

Mahkemenin görevden aldığı Kızılay Başkanı'nın FETÖ mesajları ortaya çıktı

Mahkeme kararıyla kayyum atanan Kızılay'da adeta savaş çıktı. FETÖ'cüler ve Hayrettin Karaman gibi isimler görevden alınan Kızılay Başkanı Kerem Kınık'ın yanında yer alırken FETÖ ile mücadele edenler karşı safta mücadele ediyor.
İşin ilginç ve komik yanı görevden alınan ve geçmişte onlarca FETÖ mesajı ortaya çıkan Kızılay Başkanı mahkemeyi ve dava açanları FETÖ'cü ilan etti..

kınık 'YURT DA SULH CİHANDA SULH" ile ilgili görsel sonucu
Kurum 15 Temmuz’dan sonra 700’ün üzerindeki şube sayısını 200’e düşürdü. Kapanan subelerin başkanları, bu durumun usulsüz olduğunu iddia ederek olağanüstü genel Kurula gidilmesini talep etti. Genel merkez ihtarnameye cevap vermedi. Bunun üzerine 313 delege imza toplayıp meseleyi yargıya taşıdı. Ankara 9. Sulh Hukuk Mahkemesi, dün Türk Kızılay’ına kayyum atanmasına hükmetti. Kurumun, Adalet Bakanlığı müşaviri Mekan Sarıkaya, Ankara il Başkanı Ahmet Hizanlıoğlu ve İstanbul İl Başkanı İlhami Yıldırım’ın denetiminde olağanüstü genel kurula gitmesi kararlaştırıldı. 

Kayyum kararı alan mahkemeyi FETÖ'cü ilan eden Türk Kızılayı Başkanı Kerem Kınık'ın kendisi FETÖ'cü çıktı. FETÖ darbesinden hemen önce  FETÖ darbesinin adı olan 'YURT DA SULH CİHANDA SULH" ismiyle mesajlar geçen Kınık'ın darbeden önceden haberdar olduğu idida edilmişti..

Kınık, mahkemeye, 'Kızılay olağanüstü kongreye götürülsün' başvurusu yapanların Kızılay'ın temel ilkesi olan başlıkları ihlal ettiğini, birbirinden farklı gurupların kişisel husumetle bir araya gelmelerinden oluştuğunu söyledi. Kınık şunları söyledi: "Şöyle ki; Kızılay yönetimi, 15 Temmuz kalkışmasının ardından yapılan çalışmalarla FETÖ ile ilişkisi tespit edilen bir kısım şube başkanını görevden almış, bazı şubeleri kapatmış ve yeni heyetlerle yeniden milletinin hizmetine sunmuştur. Yine 15 Temmuz sürecinde milletinin yanında olması ve milletinin geleceğine sahip çıkma yükümlülüğünü taşıması gerekirken, alanlara çıkmayan, milletin yanında yer almayan kimi şubeler de aynı akıbeti yaşamıştır.

İŞTE KINIK İLE ALAKALI ŞOK EDEN GERÇEKLER
 

Türk Kızılayı Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık’ın Cemaat bağlantısı olduğu, kurucusu olduğu şirketler aracılığıyla ticari faaliyette bulunduğu iddia edildi.

AHMET ÖZDEMİR ORTAKLIĞI 

Dr. Ahmet Özdemir Konyalı. Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun eşi Sare Davutoğlu’nun da üyesi olduğu Hayat Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı’nınkurucusu ve genel başkanı. Aynı zamanda Sare Davutoğlu’nun kurucusu olduğu Yeryüzü Doktorları’nın kurucusu ve üyesi.

Ahmet Özdemir, 2013 yılında Türk Kızılayı Yönetim Kurulu üyesi oluyor. Kurumda üyelerle yaşadığı sorunlar nedeniyle 2015 yılında yapılan olağan üstü kongre ile görevinden ayrılıyor.

KEREM KINIK YÖNETİM KURULUNA GİRİYOR

Özdemir, Yeryüzü Doktorlarında beraber çalıştığı yakın arkadaşı o dönemin Yeryüzü Doktorları Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık’ın Yönetim Kuruluna girmesini sağlıyor. Kerem Kınık çekişmeli kongre sonrası genel başkan oluyor.

DAVUTOĞLU KADROSUNDAN 

İddiaya göre, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun kadrosundan olduğu öne sürülen Yeryüzü Doktorları eski Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık, Türk Kızılayı Yönetim Kuruluna girer. Aynı kadro içinde yer alan Yeryüzü Doktorlarında da doktor olarak görev yapan Dr. Mehmet Güllüoğlu Genel Müdür olarak göreve başlar.

Tüm bu ekibin Ahmet Davutoğlu’nun ekibi olduğu, Boğaziçi grubu, SETA grubu ve Boğaziçi Yöneticiler Vakfı ile ilişkileri olduğu iddia ediliyor.

GÜLEN’İN YANI BAŞINDAN FOTOĞRAF PAYLAŞMIŞ

Türk Kızılayı Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık'ın 15 Temmuz darbe girişiminin lideri olan Fethullah Gülen'le ilgili sosyal paylaşım sitesi Twitter'de yaptığı paylaşımlar dikkat çekiyor. Ayrıca, 17- 25 Aralık sonrası 22 Aralık 2013’te attığı twitte, “Kul hakkı yiyen, rüşvet alan, veren, imtiyaz kullanıp asaletsizce mal mülk edinen bizden değildir” şeklindeki paylaşımı dikkat çekici. Kerem Kınık yine 1 Ocak 2014’te “Yurtta sulh, vicdanda sulh” diye bir paylaşım yapıyor.

İŞTE O PAYLAŞIMLAR

 

 

 

 

HAYRETTİN KARAMAN ÖVE ÖVE BİTİREMEDİ
 

Kızılay’ı ehil ellerde koruyalım/ HAYRETTİN KARAMAN

16.12.2018 10:49

aşlık bana ait, ama alttaki yazıyı, değerli insanımız ve işin ehli Kızılay Başkanımız Kerem Kınık’tan ben rica ettim, okuyucularımla paylaşıyorum:

 Kızılay’ın tarihi, Türkiye’nin tarihinden ve bu tarih içindeki dönüşümlerden hiç bağımsız olmamıştır. 150 yıllık bu tarihi ‘iyilik çınarı’ Osmanlı’nın ‘sırtlanlar’ tarafından kanatılan yaralarına merhem sürerek başladığı yolcuğuna, Mehmetçik ile her cephede yan yana yürüyerek devam etmiş, Türkiye’nin yaşadığı her buhranda ve her sıçramada da Devletinin ve Milletinin yanındaki yerini almıştır.

Ülkemizin son yıllarda büyük bir sıçrama yaptığı tartışmadan varestedir. Kızılay’ın “Güçlü Türkiye’nin Güçlü Kızılay’ı” şiarıyla bu sıçramaya ayak uydurması da kaçınılmazdır. Kızılay, 2016 yılından itibaren bu sıçramanın stratejik planlarını yapmış, belirlediği stratejileri de bir bir hayata geçirmeye başlamıştır. İki olan uluslararası delegasyon sayısını 12’ye çıkarmış, 30’dan fazla ülkede insani yardım operasyonu başlatmış, 2017 yılında 20 milyon, 2018 yılında 30 milyon mazluma bir kap yemek, bir battaniye, bir kutu ilaç, bir bardak su verebilen örnek bir yardım kuruluşu halini almıştır.

Ancak, tabiatın kuralıdır: her değişim ve dönüşüm kendi karşıtını da oluşturur. Elbette bu da bizim beklediğimiz bir durumdu. Kızılay’ı milletine ait değerlerle buluşturma yolcuğunun sancısız geçmesi tabii ki beklenmiyordu. 15 Temmuz hain kalkışmasının ardından bir iç temizlik yapan kurum, 15 Temmuz’dan sonra demokrasi nöbetlerine, tüm talimatlara rağmen çıkmayan, milletinin gelecek kavgasında yerini almayan ‘Kızılaycılarla’ yollarını ayırdı. Milletin dişinden, tırnağından artırdığıyla yaptığı bağışları yerine hakkıyla ulaştırmayanla birlikte yürünmesi de beklenemezdi. 100 bin nüfuslu bir ilden birtek bile kurban vekaleti alamayan şube yapısıyla mazlumun yanındaki yeri alınamazdı. Yine tabiatın kanunu olduğu gibi, birçok farklı çevre ‘ortak düşman’ etrafında kendi farklılıklarını bir kenara atarak Kızılay Yönetim Kurulundan olağanüstü kongre toplamasını istediler. Yasal şartları yerine getirmiş olsalar idi bundan da geri durulmazdı elbette. Ancak Olağan Üstü Hal döneminde tüzüğü gereği Genel Kurul yetkilerini kullanma hakkı olan Yönetim Kurulu, kapatılan şubelerdeki delegelerin delege vasfının düşmesi, tüzük gereği başvuru yapmadıkları için bir ay sonra otomatik dernek üyeliklerinin de düşmesi, velev ki delege olsalar bile tüzük gereği 15 gün içerisinde beşte bir imzayı toplayamadıkları için bu talebi reddetti. Elbette bu kişilerin mahkemeye gitme hakları vardı. Yaklaşık 1 yıl önce mahkemeye aynı taleple başvurularını yaptılar. Yönetim Kurulu o kadar süreçten emindi ki, bu talebin yargıdan da döneceğine hiç kuşkuları yoktu. Ta ki ortaya garabet bir bilirkişi raporu konulana kadar. Hukuk Profesörü olan bilirkişi Kızılayla hiçbir hukuki bağı kalmamış bu kişilerin delege olduklarını, 15 günden sonra gelen tebligatların uzaktan gelip yolda vakit kaybettiğini dolayısıyla yasal olarak kabul edilmesi gerektiğini söyleyerek raporunu mahkemeye teslim etmiş. Mahkeme de, artık Kızılay ile hiçbir bağı bulunmayan bu kişilerin Kızılay yönetimini belirlemesi gerektiği yönünde inanmakta zorlanılacak bir karara imza attı.

Yerel mahkemenin kararı elbette ki –ve iyi ki- kesin karar değil. Bu karara Bölge Adliye Mahkemesi ve ardından ihtiyaç olması durumunda Yargıtay nezdinde elbette itiraz edilecektir. Bu yanlışlıktan dönüleceğine de canı gönülden inanıyoruz. Zira Devlet Türkiye’nin en önemli Uluslararası markalarından olan ve her yerde tanınan Kızılayı böyle hukuksuzluklara kurban etmez.

Bizi ve dünyanın dört bir yanında bizden yardım bekleyen mazlumları üzen durum şudur; Kızılay’da yönetimler geçicidir. Kızılay Yönetimi hiçbir ad altında hiçbir ücret almadan bu görevi yapar ve zamanı geldiğinde de iyilik bayrağını bir başkasına devreder. Kızılay bu ülkenin ve hatta insanlığın yüz akı kurumlarından biridir. Son yıllarda nerede bir kişi bir derde düşse yönünü Türkiye’ye ve Kızılay’a dönmektedir. Bizim bu mazlumların feryadını ortada bırakmaya hakkımız yoktur.

Tüzüğü gereği Fahri Başkanı Cumhurbaşkanımız olan Kızılayın büyüme ve güçlenme yolculuğu Milletimizin ve insanlığın ortak gururudur. Bu gururu lekeleyecek her yanlış hesap Bağdat’tan döner, müsterih olun.

Kerem Bey’in yazısı budur. Ben de şunu ekleyeceğim:

Genel Başkan sevgili Dr. Kerem Kınık, dört yıllığına, Kızılhaç ve Kızılay Federasyonunun Avrupa ve Orta Asya başkanı seçilmiştir, önümüzdeki ay İslam Dünyasının 57 ülkesinin Ulusal Derneklerinin birliğinin kurulacağı çok önemli bir zirveye de İstanbulda ev sahipliği yapacaktır. Bir de böyle bir dönemde bu muamele hiç bir şekilde kabul edilemez.

Yeni Şafak

Güncellenme Tarihi : 17.12.2018 14:11

İLGİLİ HABERLER