Gündem
  • 28.5.2015 09:30

Mavi Marmara'ya 1 milyar dolar sus payı!

İHH Başkanı açıkladı: Mavi Marmara'ya 1 milyar dolar sus payı!
 


Gazze'de yaşanan insanlık dışı ambargoyu delmek için yola çıkan Mavi Marmara gemisi 31 Mayıs 2010 tarihinde uluslararası sularda İsrail askerlerinin saldırısına uğramış 10 vatandaşımız şehit olurken onlarca yolcu da çeşitli yerlerinden yaralanmıştı. Pazar günü saldırının yıl dönümü. Saldırıya ilişkin Türkiye'de açılan davalar İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye devam ediyor. Mavi Marmara saldırısının son duruşmasında alınan karar gereği, mahkeme heyeti ilk defa gemide keşif yaptı, saldırı esnasında gemide bulunan aktivistleri dinledi. Mavi Marmara'yı Gazze'ye gönderdiği ve olaylar sonrası Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin kopmasına sebep olduğu için ağır suçlamalara muhatap olan İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı İHH Başkanı Bülent Yıldırım ile 5 yılı geride bırakan saldırısı ve sonrasında yaşananları konuştuk. “Dünya tarihinde sembolik anlamı olan üç gemi var; Kurtuluşun ve umudun sembolü olarak Nuh'un gemisi, isyan ve kibrin sembolü olarak Titanik, özgürlüğün sembolü olarak da Mavi Marmara tarihteki yerini almıştır” diyen Yıldırım ile söyleşimizden öne çıkanlar şöyle: 
 

Mavi Marmara davası hangi aşamada? 
Mavi Marmara ile ilgili açmış olduğumuz davalarda güzel sonuçlar elde ettik fakat henüz istediğimiz seviyede değiliz. Ama İsrail ilk defa tutuklanma, yargılanma, kırmızı bülten kavramları ile aynı parantez içerisinde ifade edildi, algılandı. İsrail'in bir büyüsü vardı ortadan kalktı. İstediğimiz noktada değiliz derken ne yazık ki Türkiye'de bir takım bürokratlar ve siyasiler mahkeme kararını Interpol'e göndertmediler ve kırmızı bülten çıkarılamadı. Bunun bir an önce gerçekleşmesi için de uğraşıyoruz. İsrail ise bu süreçlerden gerçekten tedirgin oldu. Bir an önce Türkiye ile ilişkileri düzeltmek ve mahkemelerden, kıskaçtan kurtulmak istiyor. 
 

Bunun için ne yapıyor?
Bize birçok tekliflerde bulundular. Bu teklifler milyar dolarları ifade eden teklifler. Biz bunların hepsini reddettik doğal olarak. Çünkü bu davadan vazgeçmemiz mümkün değil. Mavi Marmara ile elde ettiğimiz bu sonuçlar sadece Mavi Marmara'daki 10 şehidi ve yaralıları ilgilendirmiyor. Bütün Filistin halkını ilgilendirdiği gibi dünyadaki mazlumları ilgilendiriyor. Çünkü İsrail sadece Filistin'i işgal etmiş değil. Siyonizm ekonomik ve siyasi olarak bütün dünyayı işgal etme gayreti içerisinde, birçok yerde de başarılı olmuş durumda. Onun için bu hukuki süreçlerle elde ettiğimiz sonuçlar İsrail'in bu kötü niyetini ortaya koyuyor, propaganda gücünü kırıyor ve sonuçta da şu anda bütün vicdan sahipleri kendi topluluklarını Siyonizm'e karşı tepkiler ortaya çıkartıyor. O nedenle İsrail kendi üzerine gelen bu baskının azalması, yani bu baraj kapağının açılmaması için yargılama süreçlerinden kurtulmak istiyor. 
 

İsrail'in daha önce de tehdit ettiğini söylemiştiniz. Teklif noktasına gelmeleri iyi bir gelişme değil mi?
Bu süreçte tehditler aldım. Bana, aileme, çocuklarıma yönelik tehditler oldu. Ne yazık ki Türkiye içindeki aracılar vasıtasıyla birkaç yerden yapıldı. Hem de bürokrasiden, siyasetten ve kanaat önderlerinden insanlar vasıtasıyla oldu. İsrail'in kuyruğuna Mavi Marmara'yla bastık başka yerlerden sesler geldi. Mesela Kadirov'un adamları buraya geliyor deniliyor. Arka tarafına bakıyorsunuz İsrail'e uzanan bir yol var. Yani bir Siyonist Yahudi'nin yönlendirmesi ile 5-6 tane tetikçi Türkiye'ye gönderiliyor. Türkiye'nin içerisinde de benzeri şeyler yapıldı. Tehditler her zaman devam ediyor. Bunun yanında tehditten korkmadığımızı görünce teklifler geliyor çeşitli şekillerde. Heyetler geliyor yurtdışından. İsrail'le ticari ortaklıktan tutun da, davadan vazgeçmemiz karşılığında 1 milyar dolar gayriresmi tazminat ödemeye kadar birçok teklif.
 

Teklifleri reddetmenizin sebebi ne? 
İsrail'i sıkıştırdığımızı, paniklediğini görüyoruz. İsrail'in içerisinde Siyonizme karşı seslerin yükseldiğini izliyoruz. İsrail zayıflamışken karşı tavrımızı daha da netleştirmek zorundayız ki bir daha bebek katilliğine cesaret edemesin. Çok ihtiyaç duyduğu Türkiye ile ilişkilerini hep sıfır noktasında tutmak zorundayız. Türkiye'nin İsrail'e ihtiyacı yok İsrail'in Türkiye'ye ihtiyacı var. Türkiye silah sanayinde bağımsızlaşma sürecini yaşıyor; Orta Doğu'daki hinterlandı çok geniş. Avrupa Türkiyesiz Orta Doğu'da yapamayacağını çok iyi biliyor. Enerji yolları Türkiye'den geçiyor. O nedenle Türkiye'nin gücü yerinde. Fakat Türkiye'de bir takım çevreler İsrail'in baskısı altında kalabiliyor. İşte bir takım ticari ilişkilerden dolayı İsrail bunları manipule edebiliyor. 
Siz ne istiyorsunuz? 
Biz ablukanın kalkmasını ama davaların devam etmesini istiyoruz. Çünkü ortada bir suç var. Ama İsrail diyor ki biz tazminat verelim. Tek bir şart olacak o da davalardan vazgeçin. Bu mümkün değil. İsrail uluslararası alanda, Batıda hukuk dilini kullanıyor. Üstelik çok yumuşak, insancıl bir dil. Ama İslam dünyasına döndüğünde “Sizi keserim, vururum, yakarım dökerim” diyor. O yönünü Batı çok algılamıyor. İlk defa kendi kurguladıkları yolda İsrail'i zayıflattık. Hukuki yoldan gittik ve Mavi Marmara haklılığını ortaya koyduk. Bu sefer Batılı insan İsrail'e şu gözle baktı, “Sen Almanya'da, şurada burada haklıydın. Filistin konusunda da hep Filistinlileri terörist olarak anlattın. Ama açık denizde her ırktan, her dinden sivil insanların içinde olduğu bir gemiye saldırdın. Bunlar da doğal olarak uluslararası mahkemelere başvurdu” diyor. Tabi bu İsrail'i çok zorluyor. 

YENİ GEMİYE SALDIRAMAZ
İsveç'in “Mavi Marmarası” olarak adlandırılan Marianne, Gazze'ye gitmek üzere bir süre önce yola çıktı. Siz bu gemide olacak mısınız?
Gemideki arkadaşlar beraber olduğumuz insanlar. Türkiye'den katılım olabilir. Vakıf olarak biz bu defa sadece destek veriyoruz. Avrupa'daki arkadaşlar 'Biz Avrupa merkezli bir organizasyon yapalım. İsrail'e sadece Türkiye'nin ve İslam dünyasının değil bütün insanlığın karşı olduğunu gösterelim' diye düşündüler. 
 

Marianne'yi durdurmak için İsrail'in bir girişimi olur mu? 
İsrail, ciddi manada tedirgin. Mavi Marmara'ya yaptığı hatayı tekrar edeceğini düşünmüyorum. İsrail'in kendi içerisinde homojenlik yok. Hükümet içerisinde birliktelik yok. Mesela Mavi Marmara'ya yapılan saldırıdan savunma bakanının, birçok siyasinin haberinin olmadığını sonradan öğrendik. Bu sebeple kendileri de birbirlerine girdi. Saldırı olup olmayacağı konusunda yüzde yüz emin olamayız. 

ŞEHİTLER UNUTULMAYACAK
İHH'nın öncülüğünde her 31 Mayıs'ta olduğu gibi bu sene de İstanbul'da büyük bir gösteri düzenlenecek. Fatih Camii'nden Edirnekapı'ya şehitlerin olduğu yere binlerce kişi  yürüyüş yapacak.

OSMAN SAĞIRLI - TÜRKİYE

Güncellenme Tarihi : 18.3.2016 20:11

İLGİLİ HABERLER