Gündem
  • 25.6.2017 07:28

Osmanlı'nın bayram tebriği

Osmanlı'da bayramlar nasıl yaşanırdı? Evlerde, sokaklarda, meydanlarda ve Topkapı Sarayı'nda neler olurdu? Günümüze kadar süren geleneklerin yanında unutulanlar hangisi? Ramazan Bayramı arefesinde tarihçi Talha Uğurluel, geçmişin görkemli bayramlarını anlattı

Haftaya perşembe Ramazan Bayramının birinci günü. Bayram için yapılan hazırlıklar da hâlâ sürüyor. Peki, bir zamanlar Osmanlı'da bayramlar nasıl kutlanırdı, eskilerin bayram geleneklerinde neler vardı? Osmanlı'dan günümüze birçok gelenek zamanımıza ulaştı ulaşmasına, ama bazı gelenekler de unutulup gitti. Biz de hem Topkapı Sarayı'nda padişahın ve devlet erkanının hem de halk arasındaki bayramlaşma ve bayram kültürü üzerine konuşmak için tarihçi Talha Uğurluel ile bir araya geldik. 

EVDE

Hediyeler verilirdi
- Osmanlı'dan günümüze unutulmuş ne tür gelenekler var? 
- Hediyeleşme kültürü. Kumaş ya da dikilmiş elbise hediye etme adetti. Özellikle konak sahipleri tarafından evlendirilen kişilere, konak ailesi, birer takım elbise ve iç giysi hazırlar ve bayramdan önce bohçalarla gönderirdi. Aileleri, yakın akrabaları ve tanıdıkları için de bayram kıyafetlerini 'bayram bohçaları' içinde hediye olarak gönderirlerdi. Ama bu geleneği unuttuk. Bayramın geldiğini 15 gün önce çocuklar hissederdi, çünkü evde heyecanlı bir telaş ve hazırlık başlardı. Baklava sinileri ve eşya sinileri bohçaya konur ve bayram öncesi bu sini ve bohçalar insanlara gönderilirdi. Osmanlı'da bayramda, insanları hele de çocukları sevindirmek çok önemli. Günler öncesinden gelen bohçalar için çocuklar öyle heyecanlı oluyorlar ki, bohçaları açabilmek için bayram sabahını dört gözle bekliyorlar. Çünkü gelen bohçadaki hediyeler ve sinilerdeki tatlılar, bayram sabahından önce açılmazdı. Ayrıca bayramda şekerlerle büyükçe heykeller yapılırdı; geyikler, ceylanlar, tavus kuşları, deve kuşları, aslanlar, kaplanlar... Bunlar meydanlara konulur ve çocuklara yağma ettirilirdi. Çocukları mutlu etmek ve bayram sevincini yaşatmak için ehemmiyet veriliyordu. 

SARAY'DA

Divan avlusunda merasim yapılırdı
- Osmanlı padişahlarının Topkapı Sarayı'ndaki bayramlaşmaları nasıldı? 
- Topkapı Sarayı'nda ilk olarak, bayramlık kıyafetlerini giyen padişah, sabah namazını Hırka-ı Saadet'te, Enderun öğrencileriyle kılar, bayramlaşırdı. Bayram için top atışları yapıldıktan sonra Ayasofya ya da Sultanahmet Camii'nde bayram namazı kılmak için bayram alayı hazırlığı başlardı. Bayram namazı öncesi yapılan merasimde Sadrazam, Kutbealtı vezirleriyle şeyh-ül İslam ise ulema ve alimlerle huzurda bayramlaşırlardı. Osmanlı'da Ehli Beyt'te çok önem verildiği için Peygamberimiz'in soyundan gelen seyit ve şerif aileleri, padişahı ziyaret edip ona dua ederdi. Bayram alayındaki devlet erkanı, divan avlusunda padişahı karşılar, sonra bayram merasimi alanına geçilirdi. Padişah, sadrazam ve şeyh-ül İslam huzura geldiğinde ayağa kalkardı. Bayram alayı dışarı çıktığında, Enderun öğrencileri ve sıpahiler yüksek sesle 'Allah senin yardımcın olsun,' diye sözlü alkış yapardı. Osmanlı'da kim nasıl bir kıyafet giyecek, hangi camide namaz kılınacak, bayram namazında kim nerede duracak hepsi belirliydi. Sonra bayram namazı kılınır, saraya geri döndüğünde valide sultan ile bayramlaşılırdı. 

- Bayrama özel uygulanan neler vardı peki? 
- Bayramda af önemli bir yer tutar. Mahkumların bir kısmının cezası af edilir, hapishanede kalanlara da bayram hürmetine çeşitli hediyeler verilirdi. Hatta zenginler borçluların borçlarını öder ve ne borçlu ne de borç veren kimin ödediğini bilmezdi. Padişah eşleri de aynı şekilde, bayram günü borçluların yüzünü güldürürdü. Sanatkarlar, en güzel eserlerini padişaha hediye olarak sunarlardı. Mehter hiç susmazdı. Bayramdan önce sarayın her yeri gül sularıyla yıkanır, Hırka-ı Saadet dairesi tamamen temizlenirdi, sokaklarada gül kokuları yayılırdı. Hamamlar, Ramazan'ın son bir haftası bütün gün açık olurdu. Ayak takımı da buralardan yararlanırdı. Ramazan'ın ortasından itibaren de bayram giysileri için kumaşlar hazırlanır ve dikimleri yapılmaya başlanırdı. 

SOKAKTA

Meydan çeşmelerinde şerbet akardı
- Meydanlarda ne tür etkinlikler oluyordu? 
- Örneğin yetişkinler için oyun yağmaları vardı. Yemek yemek de oyun haline getirilmişti. Sultanahmet gibi meydanlarda yüzlerce koyun kızartılır, yetişkinlere yağmalatılırdı. Ayrıca bazı meydan çeşmelerinin hazneleri şerbetlerle doldurulurdu. Bayramın özel olduğunu insanlara hissettirmek için eğlenceye önem verilirdi. 

- Nasıl eğlencelerdi bunlar? 
- Dev çadırlar meydanlara kurulur, maketten kaleyi almak için savaş oyunu oynanırdı, bazıları da seyrederdi. Avrupa dahi bilmezken, yüzyıllarca Osmanlı'da bayram geceleri, barutla havai fişek gösterileri yapılırdı. Seyyar oyuncaklar, Hacivat-Karagöz, meddahlar, cambaz, pamuk helvalar da vardı. Hatta Sultanahmet'te dikili taşlar arasına urgan gerilir, orada insanlar yürürdü. Meydana dev direkler dikilir, ve cambazlar canlarını tehlikeye atardı. İncecik bir direğin üzerine beş-altı kişi dururdu. Sonra bayram merasimlerinde, erkekler sözlülerinin gözüne girebilmek için, dikilitaşa tırmanma marifeti gösterirdi. 

- Mahalleli arasında durum nasıldı, çocukların şeker toplaması o dönemden mi kalma? 
- Evet, çocuklar para ya da şeker toplarlardı ama günümüzdeki gibi bilmedikleri mahallelere gitmez, tanımadığı evin kapısını çalmazlardı. Bu merasim edep ve kültür çerçevesinde yapılırdı. Herkes birbirini tanıdığı için çocuklarını da bilirlerdi. Bayram merasimleri önce mahallede olurdu.

Güncellenme Tarihi : 25.6.2017 11:35

İLGİLİ HABERLER