Gündem
  • 17.1.2019 09:26

Skandal! Hem sözlü tacize uğradı hem de işinden oldu

Trakya Üniversitesi Bolca Ana Yemekhanesinin işletmeciliğini yapan firmanın personel müdiresi olan Gülsen Karapunar, firmada yetkili kişi M.Y.Y’nin sözlü tacizine uğradığını, üniversite yönetimine şikayette bulunmasının ardından firma tarafından işten çıkartıldığını ileri sürdü.

Trakya Üniversitesi (TÜ)’nde yüzlerce öğrenciye ve akademisyene hizmet veren Bolca Ana Yemekhanesinin ihalesini alarak yaklaşık 2 yıldır işletmeciliğini yapan firmanın yetkililerinden M.Y. Y. tarafından sözlü ve yazılı tacize uğradığını iddia eden personel müdiresi Gülsen Karapunar, yaşadıkları karşısında sessiz kalmadığı için işinden olduğunu söyledi.

Karapunar, kendisiyle birlikte 15 kişiye iş akdinin feshedilmesine dair bir kâğıt imzalatıldığını ve işsiz kaldıklarını belirtti. Karapunar, firmanın sözleşmeyi yenilemeyeceklerini ve çıkarılan personel yerine İŞKUR üzerinden eleman alınacağını ifade ederken, kendisinin çıkarılma nedeninin ise kişisel problemler olduğunu öne sürdü.

"Kendisine karşılık vermedim diye işten çıkarıldım"

Üzgün bir şekilde yaşadıklarını anlatan Karapunar, “Trakya Üniversitesi’nde Bolca Ana Yemekhanesinde Yemekcim firmasına personel müdürü olarak işe girdim. 2018 Mart ayında başladım. 31 Aralık 2018 tarihinde işten çıkartıldım. Aslında işten çıkarılmamın en büyük nedeni kişisel şeyler. Firma sahibinin yeğeni ve yetkilisi olarak denetlemek için bu şehre geldi. Fakat kafayı bana takmış durumdaydı. Sürekli mesajlarla beni rahatsız ediyordu. Buluşmak istiyordu. Ben de karşılık vermeyip kendisini üniversite yönetimine şikâyet edince durumu kişiselleştirdi. Benim işten çıkarılmamın en büyük nedeni şahsa karşılık vermemem oldu” ifadelerini kullandı.

Rahatsız edici mesajlar

Karapunar, M.Y.Y’nin gece ve gündüz istediği saatte kendisine çeşitli mesajlar attığını ve sürekli aradığını söyledi. Karapunar, mesajların içeriğinden bahsederek, şöyle devam etti:

“Ben bu şehre yeni geldim, buluşalım, kahve içelim şeklinde mesajlar atıyordu. Saat sınırı olmayan birisiydi ve geceleri istediği saatte mesaj atıyordu. Çay borcum var, sizinle tanışıp konuşmak istiyorum, bana yoldaş olun, burada yalnızım, yalnızlığımı gidermeye çalışın şeklinde çok rahatsız edici mesajlar atıyordu.

"Psikolojik baskı uyguladı"

Ben kendisine cevap vermeyince ve şikâyet edince bu durumu gururuna yediremedi. Tüm yetkilerimi zamanla bölerek elimden aldı. Personelin benden uzak durmasına neden oldu. Personel bilinçliydi ama korkutmuştu kendilerini, işten çıkarılırız diye korkuyorlardı. Onun dışında sürekli üstüme bir oyun oynuyordu. Yaptığım her işe senin görevin değil deyip karşı çıkıyordu. Ben personel müdürüydüm puantaj yapmak, işletmenin hijyeni, personelin kılık kıyafet görünüşü benim görevimdi. Tüm bunları engellemeye çalıştı. Bunlardan uzak durmamı istedi.

Üzerime yoğun bir şekilde psikolojik baskı uygulamaya başladı. Odam da yoktu, personelin dinlenme odasına kapandım. Günlerce orada çıkışımın yapılmasını bekledim”

“Sözlü uyarı yapıldı”

M.Y.Y’i üniversite yönetiminde ilgili birime şikayet eden Karapunar, “Şikayetim maalesef sonuç bulmadı. Kendisini direkt TÜ Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı’na Şube Müdürümüz Yücel Kurtdere’ye şikâyet ettim. Kendilerine sadece sözlü bir uyarı yapılmış” dedi.

15 kişi işsiz kaldı

Firmanın, sözleşme daha bitmeden çalışanlardan iş haddinin sona erdirilmesine dair imza aldığını ve kendisiyle birlikte 15 kişinin işsiz kaldığını savunan Karapunar, “Benimle birlikte 15 kişi çıkartıldı. Biz şirkette sözleşmeye dayalı çalışıyorduk. Şirket, sözleşmenin bittiğini ve bu kişilerle yeniden çalışmak istemediklerini belirterek, bizleri işten çıkarttılar. Sözleşmenin yenilenmeyeceğini belirttiler. Bu durum bütün personeli kapsadı ama onlar arada eleme yaparak çıkarma yaptılar. İş haddinin feshi ile ilgili bir kâğıt imzalattılar bize. Kâğıt üzerinde 01.12.2018 diye bir tarih yazılmıştı. 31.12.2018 tarihinde iş haddiniz feshedilecektir, sözleşmeniz yenilenmeyecek olup tekrar işe alınmayacaksınız şeklinde bir kağıt imzalattılar. Bu benim kafamı kurcaladı. Bize bu kâğıtlar geldiğinde ise 15 gün geçmişti üzerinden. Bu da benim kafamı kurcaladı. Neden 15 gün öncesinden bir tarih atılmış diye düşündüm. İnsanları işten çıkartıyorlar, tamam bunu artık kabul ediyoruz ve bu normal bir şey ama kafamızda bir sürü soru işareti belirdi. İşten çıkarılanlar tazminat hakkını alabilecek mi, nasıl bir yol izlemeliler diye fikir aldım. Bu konuyu da yönetim ile konuştum. Ben şirketi şikâyet ettiğim için daha oradayken beni aradılar, siz Yücel Bey’e mi gittiniz diye telefon ettiler. Kâğıtlar zaten bendeydi, personele de gerekli açıklamayı yaptım. Tazminat hakkınızı alacaksınız ve imzaladığınız tarihi mutlaka atın diye uyarı yaptım” diye konuştu.

“Personele kötü davranmamı istediler”

Söz konusu kâğıtları imzalamasalar bile sözleşme sona erince çalışanların işsiz kalacağını hatırlatan Karapunar, personelin mecbur kaldığını ekleyerek, “Kağıtta yer alan tarih ile bizim imzaladığımız zamanki tarih birbirini tutmuyordu. Bunlar prosedüre uygun bir işlem yapmak istediler ama işin içine kurnazlık kattılar. Ben 1 ay öncesinden işçiye söyledim ve hak talep edemezler diye düşündüler. İmza atılmasaydı başka bir yolu yoktu. Sözleşme yenilenmediğinde zaten otomatik olarak personelin işi bitmiş oluyor. Burada yapılabilecek bir şey yoktu. Mecbur kalmıştık. Şirket kendisini üretmeye adamamış durumdaydı. Sürekli personelle uğraşıyordu. Ben ilk iş görüşmesine gittiğimde bana personele kötü davranacaksın uyarısında bulundular. Ben bu kişilikte olmadığım içi herkese ılımlı davranıyordum. 6 ay sonra yeniden çağırdılar beni neden personele kötü davranmıyorsun dediler. Kötü bir yönetici görüntüsüne karşıyım. Personel işini severek yapmalı ki daha iyi verim alabilesin” ifadelerini kullandı.

Güncellenme Tarihi : 17.1.2019 09:26

İLGİLİ HABERLER