Gündem
  • 28.8.2016 10:51

İşte Fethullah Gülen evlenmeme sebebi

BUGÜNLERDE kendimi iki tür kitaba fazlasıyla kaptırmış bulunmaktayım:

- BİR: Fetullah Gülen hakkında yazılan itirafçı kitapları...

 - İKİ: Hasan Sabbah ve Alamut Kalesi üzerine yazılan kitaplar...

 Her iki tür kitap da Patricia Highsmith’in polisiyelerinden bile daha fazla nefes kesici...

 

*

 Fetullah Gülen hakkında yazılan itirafçı kitaplarından çok tuhaf bilgiler öğrendim.

 Mesela şu türden bilgiler:

 

*

 - Kendisine “Siz Mesih misiniz?” türü sorular sorulduğunda “istemem yan cebime koy” tarzı cevaplar verirmiş.

 

*

 

- “Hiç hacca gitmedi” diye bir şayia var ya... Doğru değilmiş bu... Üç kez hacca gitmiş.

 

*

 

- Medyasını öyle kontrol edermiş ki... Manşetleri o atar, köşe yazılarını o denetler, tartışma programlarının konuk ve konularını o belirlermiş.

 

*

 

- İstihbarata çok meraklıymış. Çok severmiş istihbaratı. Tecessüse yatkınmış.

 

*

 

- Gençliğinden beri çok ama çok sıkı bir antikomünistmiş. Komünizmle Mücadele Dernekleri’ne meftunmuş.

 

*

 

- Bitkisel yağlardan nefret edermiş.

 

*

 

- Levent Kırca’nın “Olacak O Kadar” programını hiç kaçırmaz, izlerken gülme krizine tutulurmuş. Saygınlığı zedelenmesin diye gülme krizine girdiğinde odadan hemen çıkarmış.

 

*

 

- Bir taklit ustasıymış. İnsanları jest ve mimikleriyle taklit eder, hem kendisi güler, hem de çevresindekilerini güldürürmüş.

 

*

 

- Rüşvetle iş görmeye pek yatkınmış.

 

*

 

- Devlette ilk sızdığı kurum Diyanet, ikinci sızdığı kurum Milli Eğitim imiş.

 

*

 

Evlenmeme meselesine gelince...

 

Ben Bediüzzaman Said Nursi’yi taklit ettiğini, bu yüzden evlenmediğini sanıyordum.

 

Oysa Latif Erdoğan’ın “Şeytanın Gülen Yüzü” adlı kitabının 74. sayfasında Gülen’in evlenmeme gerekçesi bambaşka bir nedene dayandırılıyor.

 

*

 

Kitapta yazanlara göre...

 

Gülen’in göbeğinden dizine kadar vücudunda bir kaşıntı illeti varmış. Vücudunun o bölgesi çok kaşınmaktan yara bere içindeymiş. Çocukluk yıllarında dört sene uyuz illetine müptela olmuş. 12 Mart döneminde hapse atıldığında bu illetin şiddeti daha da artmış.

 

*

 

Latif Erdoğan’ın böyle mahrem bir bilgiyi paylaşmak için neden 40 yıl beklediği sorusunu bir tarafa bırakmak istiyorum ama başaramıyorum.

Güncellenme Tarihi : 28.8.2016 11:02

İLGİLİ HABERLER