Gündem
  • 25.5.2017 13:33

Vefat eden Ali Tanrıyar'ın son röportajından olay bölümler

Galatasaray'ın efsane başkanı son röportajını Sabah'a vermişti!

Ali Tanrıyar nam-ı diğer Spor Ali, asırlık bir çınardı. Tam 103 yaşında vefat etti. 1914 doğumlu olan Tanrıyar, Atatürk, İsmet İnönü, Adnan Menderes, Turgut Özal dönemini gören bir isim. İçişleri Bakanlığı'da yapan Galatasaray'ın efsanevi başkanı Tanrıyar, son röportajını geçtiğimiz yıl Sabah'tan H.Salih Zengin'e vermiş ve şöyle demişti: "Atatürk, Menderes, Özal, ve Tayyip Erdoğan kıymetli adamlar. Bunların sevdası Türkiye. Bu ülke için çalışıyorlar. Atatürk reis-i cumhurdu ama başkan gibiydi. Atatürk gibi tek adam lazım Türkiye'ye. Tayyip Erdoğan bu kadar şeye rağmen yumuşak. Sert ve otoriterlik lazım devleti idare için."

Galatasaray'ın efsane başkanı son röportajını Sabah'a vermişti!

İŞTE 'SPOR ALİ'NİN İLK KEZ YAYINLANAN SON RÖPORTAJI

1914 doğumlusunuz... Yaşınız 102.. 87 yaşındayken kendimi 60 yaşında hissediyorum. Her gün 30 km yürüyor, beş vakit namaz kılıyorum" diyordunuz. Şu an kendinizi kaç yaşında hissediyorsunuz?

Şu an kendimi 102 yaşında hissediyorum. Hanım 83 yaşında. 85 yaşından sonra namaz kılamıyorum artık. Ben Galatasaray Lisesi'ni bitirdikten sonra Tıbbiye'ye girdim. İhtisasımı yapmak için Paris'e gittim. Döndüğümde Milli Mücadele dönemiydi. Elazığ Askeri Verem Hastanesi'nde askerliğimi yaptım. Hatta orasının başhekimliğini de yürüttüm bir süre.

Galatasaray'ın efsane başkanı son röportajını Sabah'a vermişti!

Taksim İlkyardım Hastanesi'nin de kurucu başhekimliğini yaptınız sanırım Ali Bey?

Evet. Askerlik sonrasında tekrar Paris'e gittim ve orada bir hastanede çalıştım. İyi yetiştim. Bir sene Paris'te Enver Paşa'nın hanımının pansiyonunda kaldım. Döndükten sonra Taksim İlkyardım Hastanesi kuruldu. Onun ilk başhekimi ve doktoruyum. Oraya çok emeğim var benim. Kalp merkezini kurdum oraya, İki yüz elli yatağa çıkardım kapasitesini. Doktor yetiştiren, asistan yetiştiren bir hastane yaptım. 10 yıldan fazla hastanede kaldım.

Galatasaray'ın efsane başkanı son röportajını Sabah'a vermişti!

Babanız nasıl birisiydi?

Babam Kavala'da Mehmet Ali Paşa medresesinde eğitim almış birisiydi. İmamdı. İsmail Efendi diye bilinirdi. Çok kıymetli insanlar yetiştirdi. 85 yaşına kadar beş vakit namazımı kıldım. Artık yaşlılıktan kılamıyorum. Din tarafım kuvvetlidir

CHPLİLER ÖZAL'A ÇOK SALDIRDI

Sonra Özal'ın teklifiyle siyasete atılmışsınız?

Evet, Rahmetli Özal bacanağımdı benim. Siyasetten hoşlanmam ama Özal'ı çok sevdim. ANAP'ın kurucuları arasında yer aldım. İçişleri Bakanı oldum. İki sene kadar bakanlık yaptım. Özal'a çok saldırı oluyordu Meclis'te. Genelde CHPliler saldırıyordu. Sevmeyen çok kişi vardı. Ben de onun üzüntüsünü görünce onu korumak için istifa ettim. Özal 'Niye istifa ediyorsun?' deyince 'Senin için istifa ediyorum' dedim. Sekiz yıl milletvekiliği yaptım.

Nasıl bir insandı Özal?

Namuslu, dürüst, alavare dalaverisi olmayan bir adamdı. Memleketini düşünürdü hep. İyi yetişmiş birisiydi. Ancak rahmetli biraz midesine düşkündü. Ölümüne çok üzüldüm. Onunla Galatasaray-Fenerbahçe maçlarında iddiaya giriyordum. O koyu Fenerliydi. İddiaların çoğunu ben kazandım ama. Özal ölmeden 12 saat önce gördüm onu. Durumun beğenmemiştim, çok yorgun görünüyordu.

1986-1990 döneminde 14 yıllık şampiyonluk özlemi çeken Galatasaray'ı şampiyon yaptınız. Ve Galatasaray'ın efsanevi başkanları arasında yer aldınız? Neydi bunun sırrı?

Ben sporun içinden yetişmiş bir insanım. Bütün sporları yaparım. En iyi bildiğim bokstur. Voleybol ve basketboldan iyi anlarım. En az bildiğim şey yüzmedir. Galatasaray takımında futbol oynadım. Maçta sakatlanınca babam artık oynamama izin vermedi ve bıraktım futbolu. Arkadaşlar isteyince kulüp başkanlığını kabul ettim ve başkan oldum. İyi bir ekip oluşturdum. 16 dalda Galatasaray'ı şampiyon yaptım.

FENERBAHÇE'Yİ DE SEVİYORUM AMA ONLAR BENİ SEVMEZ

Peki bugün aynı başarılar niye yok? Eksik olan ne Galatasaray'da?

Ben sahada oturur teknik direktör gibi oturur antremanları izlerdim. Eksik olanları tespit eder teknik direktöre söylerdim. Sporun içinden gelmiştim ve iyi bir ekip kurdum. Bugünlerde istediğim Galatasaray yok. Başkanın kendini değil Galatasaray'ı düşünmesi lazım. Bu işler evvela tepeden biter. Galatasaray benim ruhuma işlemiş. Ama Fenerbahçe'yi de seviyorum. Çok büyük iyiliğim oldu ama Fenerbahçeliler beni sevmezler.

Niye?

Şampiyon olunca 'Cimbomu sevmeyen ölsün' dedim ama bu cümle nedeniyle Fenerlileri bana düşman ettiler. Fenerbahçe'ye benim yaptığım iyiliği kimse yapmadı ama, bir teşekkür bile etmediler. Kalamış'ta Fenerbahçe, Galatasaray tesisleri ile Yelkencilik yan yana. Oranın sahibi aslında İstanbul Büyükşehir Belediyesi. Fenerbahçe'nin başkanı Metin Aşık, ben de Galatasaray başkanıyım. Ankara'da otururken, bizim kulübün müdürü aradı. "Başkanım, Büyükşehir Belediyesi burasını bizden alıyor, otel yapacaklarmış" dedi. İlk uçakla İstanbul'a gittim. Neticede yerlerimizi vermedim, Fenerbahçe adına da imzayı ben attım.

Hala maçları izliyor musunuz?

Hala bütün maçlara gidiyorum, locada izliyorum hanımla birlikte. Hanım da kongre üyesi. Bizim ailede herkes Cimbomludur. Damadım ve kızım da Galatasaraylıdır. Başka takım tutmuyoruz biz. Damat Fenerbahçeli olsaydı biraz zor verirdim kızı.

Galatasaray'ın efsane başkanı son röportajını Sabah'a vermişti!

10 yıl doktorluk, 1 yıl İçişleri Bakanı oldunuz, 8 yıl da milletvekili ve 4 yılda Galatasaray başkanlığı... Bugün olsa hangisini seçerdiniz?

Galatasaray'ı seçerdim. Benim hayatım Galatasaray. Benim kuşaktan hepsi gitti, kimse kalmadı. 'Nereye gidiyorsunuz, beni bekleyin' diyorum. Beni burada temsilci bıraktılar. 70 kişilik sınıf, Fen şubesi hepsi gitti. Hayat bir çeşmedir durmadan akar gider / Bu dünya bir penceredir, her gelen bakar gider. Hayat güzeldir, hayatı sevmek lazım.

Galatasaray'ın efsane başkanı son röportajını Sabah'a vermişti!

MENDERES'İN İDAM EDİLMESİ...

Siz Türkiye'nin yakın döneminin canlı şahidisiniz. Darbeleri de gördünüz, büyük insanları da. Nasıl değerlendiriyorsunuz o dönemleri?

Adnan Menderes'i tanımadım ama iyi adamdı. İsmet İnönü'yü iyi tanırım. Kemal Satır vardı doktor, CHP'nin genel sekreteriydi. İsmet Paşa'da zatürre vardı. Muayene için Kemal Satırla beraber Heybeliada'daki evine gittik, İnönü'yü muayene ettim. Celal Bayar'ın iki çocuğu Galatasaray'da okuyordu. Onu da o vesile ile tanırdım. Fatin Rüştü Zorlu'yu okuldan tanıyorum.

Menderes idam edildiğinde ne hissetiniz?

Çok ama çok üzüldüm. Hasan Polatkan da, Fatin Rüştü Zorlu da değerli, kıymetli adamlardı. Kenan Evren ile de muhabbetim oldu. Bir iki kez beraber maç izledik.

Galatasaray'ın efsane başkanı son röportajını Sabah'a vermişti!


Peki Türkiye'de ne değişti? Eski Türkiye ile Yeni Türkiye'yi kıyaslarsanız neler söylemek istersiniz?

Türkiye çok değişti, çok gelişti elbette. Tayyip Erdoğan'ı Kasımpaşa günlerinden tanırım. Futbolculuğunu da bilirim. Benim akrabaların bir kısmı da Kasımpaşa'dadır. Mahalleden, evinden tanırım onu. Beni çok severdi Tayyip Erdoğan.

Galatasaray'ın efsane başkanı son röportajını Sabah'a vermişti!

Peki o eski liderlerle kıyaslarsanız?

Çok çalışkan bir adam her şeyden önce Tayyip Bey, 'adam' olarak görürüm onu. Bir lider ve kıymetli bir insan. İşini bilen birisi. Özal, Menderes, Atatürk, Erdoğan, bunlar kıymetli adamlar bu ülke için. Bunların sevdası Türkiye. Bu ülke için çalışıyorlar. Özal'a çok zorluk çıkardı muhalefet. CHP çok karşı çıktı, engellediler her konuda. Şimdi aynı şeyi Tayyip Erdoğan'a da yapıyorlar. Muhtar bile olamaz dediler, belediye başkanı ve Başbakan ardından Cumhurbaşkanı oldu.

TAYYİP BEY HER ŞEYE RAĞMEN YUMUŞAK DAVRANIYOR

Başkanlık sistemi gelmeli mi Türkiye'ye?

Atatürk başkan gibiydi reis-i cumhurdu ama. Atatürk gibi bir adam lazım Türkiye'ye. Tek adam lazım Türkiye'ye. Tayyip Erdoğan bu kadar şeye rağmen yumuşak. Sert ve otoriterlik lazım devleti idare için. İnşallah daha iyi olacak Türkiye. En büyük Cimbom, en büyük Türkiye.

ATATÜRK'Ü ÜÇ KERE GÖRDÜM

Atatürk ile kaç kere karşılaştınız?

Üç kere karşılaştım. İlk defa 2 Aralık 1930'te, ortaokul talebesiyken okulumuzu ziyaretinde gördüm. Mazhar Hoca'nın edebiyat dersinde içeri Atatürk girdi. Yanında Afet Hanım vardı. Hocamızdan üç talebeyi tahtaya kaldırmasını istedi. Onlara tek tek "Türkiye Cumhuriyeti ebediyen yaşayacaktır" yazdırdı. Atatürk'ü ikinci görüşüm, orta 3' ten lise 1'e geçerken oldu. Yine Afet Hanım'la birlikte okulumuza geldi, yurt bilgisi imtihana girdi ve gitti. Atatürk'ten 9 aldım. Notumu o verdi. Üçüncü görüşüm ise 1935'te oldu, İstanbul'da Balkan Festivali'nde oldu. Park Otel'de Atatürk'ün huzurundaki gösteriye biz de dört arkadaş gittik. Atatürk salona girdi, yanında Nuri Sait Paşa ve Afet Hanım vardı. Yerine oturur oturmaz gözü bize takıldı, tam karşısındayız. Eliyle yanına çağırdı. "Oturun" dedikten sonra, adımı, nereli olduğumu sordu. "Kavala'nın bir köyündenim" dedim. Masanın üstünde sarı leblebi ve rakı vardı. Rakıyı gösterdi, "Bunun menşei nedir" dedi. "Paşam bilmiyorum" deyince, "Arak" dedi. Sonra "Ali, bana bir şarkı söyle bakayım" dedi. Hemen aklıma; "Mani Oluyor Halimi Takrire Hicabım" geldi ama, müziğini hatırlayamıyorum, çıldıracağım. Atatürk "Söylesene be" dedi. Baktım olacak gibi değil, başladım "Dağ Başını Duman Almış" diye. Atatürk güldü, yanağımı okşadı. "Söyle bakayım, Türklerin menşei neresidir" dedi. "Orta Asya'dır paşam" diye cevap verdim. "Aferin" dedi. Sonra dans başladı, Atatürk karşısındaki masayı göstererek "Git misafir kızlardan birini dansa kaldır" dedi. "Baş üstüne paşam" deyip gösterdiği masaya gittim. Masadaki Bulgar kızını dansa kaldırdım. Bir baktım, Atatürk dahil bütün salon dans ediyor. Dans faslı bitince, Atatürk zeybek istedi. Herkes kenara çekildi, Atatürk'ün zeybek oynayışını seyretmeye başladı. Sonra salona uzun bir masa kuruldu. Bu arada Şükrü Saraçoğlu ile Ruşen Eşref geldi. Atatürk masaya oturduktan sonra, Safiye Ayla şarkı söylemeye başladı. Bir saate yakın kaldı, bazı şarkılara Atatürk de iştirak etti.

Güncellenme Tarihi : 25.5.2017 13:44

İLGİLİ HABERLER