Gündem
  • 16.11.2006 09:11

İCLAL AYDIN İLE TUNA KİREMİTÇİ'NİN DÜĞÜN GECESİ!..

İclal Aydın ile Tuna Kiremitçi, 8 Kasım'da nikah masasına oturdu. Les Ottomans'taki düğün törenini sadece HELLO! dergisi izledi.

 

Bir yıl önce başlayan aşklarını tüm eleştirilere rağmen sürdürdüler. Araya askerlik girdi. Zorunlu ayrılık bu aşkı daha da perçinledi ve bu romantik öykü, en az kendileri kadar romantik bir mekánda Muhsinzade Yalısı’nda ölümsüzleşti. İclal Aydın ile Tuna Kiremitçi’nin düğününü HELLO! dergisi görüntüledi.

Tarih 8 Kasım 2006... Yer Kuruçeşme Les Ottomans. Muhsinzade Yalısı’ndaki bu parıldayan salona, karşı yakanın berrak manzarası da adeta doğal bir tabloymuşçasına eşlik ediyor. Gecenin kahramanları İclal Aydın ve Tuna Kiremitçi, evlenmelerine birkaç saat kala otelde buluşuyorlar. Birlikte odalarına çıkan çift, yavaş yavaş hazırlıklara başlıyor. Kardeşler, yardımcılar, makyöz odada kendilerini bekliyor. Bu tarihi yalının odası, çiftin ilk gecelerini de geçirecekleri mekán aynı zamanda.  Ve beklenen an geliyor; çift, Tuna Kiremitçi’nin bestesi olan ve kendi seslendirdiği ’Mucize’ adlı şarkısıyla salona giriş yapıp, nikáh masasına oturuyor.

Nikáhı kıymak için davet edilen Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, Tuna Kiremitçi’ye: "Tuna, İclal’le evlenmeyi kabul ediyor musun?" diye soruyor. Tuna’nın cevabı: "Haliyle" oluyor. Damadın şahidi Çetin Altan bu cevabı pek yeterli bulmamış olacak ki: "Tuna ’hayır’ mı dedi ben anlayamadım? İlk önce bir ’evet’ desin de duyayım" diyerek esprili bir cevap veriyor. Ve ardından kuvvetli bir "Evet!" geliyor. Bu sefer sıra gelinin şahidi Hürriyet Gazetesi Yayın Koordinatörü Fikret Ercan’ın cevabında; kendisi de damada uyarak "Haliyle" deyince, davetliler arasında kahkahalar yükseliyor. Ünlü yazar Çetin Altan kısa bir konuşmayla genç çifte evlilikle ilgili nasihatlerde bulunuyor.

Genç çifte aile cüzdanını  Vatan Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Mutlu veriyor. İmzalar atıldıktan sonra ilk danslarını gerçekleştiren çiftin, dans müziği yine ’Mucize’ ama bu kez Tuna, İclal’in kulağına şarkıyı fısıldayarak eşlik ediyor. Çift, bu unutulmaz dansın ardından konuklara ’hoş geldiniz’ konuşması yapıyor.

DAMATTAN ŞİİR

İclal Aydın konukların arasında bulunan bir arkadaşına teşekkür etmek istediğini söyleyerek şu konuşmayı yapıyor: "Ben öncelikle İrep’e teşekkür etmek istiyorum. Sıcak bir Ağustos gecesiydi; arkadaşım İrep Çakır, TOÇEV’in projesiyle ilgili beni bir televizyon programına davet etti. Tuna da oradaydı. Aklımdan ilk geçirdiğim "Aaaa Tuna Kiremitçi ne kadar yakışıklıymış" oldu. O gün ona neden ’yakışıklı edebiyatçı’ dediklerini anladım. Kendisine ’Ne kadar yakışıklısınız’ diyemediğim için, bir an ağzımdan ’Ne kadar da gençsiniz’ gibi bir cümle çıkıverdi. O da bana ’Siz de fotoğraflarınızda göründüğünüz kadar güzelsiniz’ dedi. Daha sonra telefon ve e-mail alışverişi yaşadık. Zamanla Tuna’nın e-maillerinde hafif romantik cümleler belirmeye başladı. Vedat Sakman’ın yerinde Tuna iki haftada bir müzik yapıyordu. Beni oraya davet etti, bende de bir röportaj da yaparım diye düşündüm. Arkadaşıma tembihlemiştim, belli bir saatte gelsin de beni yalnız bırakmasın diye. Biz Tuna ile sohbet etmeye başladık. Saatler geçtikçe  onunla ilgili bir takım detaylar öğrendim ve Songül’e mesaj göndererek ’sakın gelme’ dedim.  Sonra Tuna bana bir şiir okudu. İşte bizim hikáyemizi başlatan o şiiri Tuna’nın sesinden bir de sizinle paylaşalım istiyorum." Bu anlamlı konuşmanın ardından Tuna Kiremitçi "Soluk Soluğa" şiirini okuyor.

Gelin ve damadın ardından sahneye çıkarak dans etmeye başlayan çift ise ’Papatya gibisin’ eşliğinde Çetin Altan ve eşi oluyor. Onlara Selahattin Duman ve Didem Uzel eşlik ediyor. Yemekten sonra, saatler 23.30’u gösterdiğinde damat sahneye çıkarak, gitarı eline alıyor ve askerde eşinin hasretiyle yazıp, bestelediğini söylediği şarkıyla başlıyor. Ardından Mucize’yi ve ardından bir başka şarkıyı söylüyor. Bu serenat, davetliler arasından yükselen "Bravo damat!" tezahüratlarıyla son buluyor ve ardından sahne, değerli müzisyen konukları ağırlıyor. Ve beklenen an geliyor, pembe güllerle süslü ve dantel işlemeli düğün pastası getiriliyor sahneye.

Fondaki müziğin hikayesini İclal Aydın anlatıyor: "Tuna da askerdeyken her hafta bana güller gönderdi. 14 Eylül benim doğum günümdü ve Tuna burada olmadığı için, iki kız arkadaşımla birlikte yemeğe gittik. Yemek esnasında garson elinde bir şişe şampanyayla geldi ve kulağıma eğilerek: ’Tuna Bey’den’ dedi. Erzurum Oltu’dan şampanya... Ve o sırada çalan şarkı ise bu şarkıydı; Kenan Doğulu’dan ’Başharfi Ben’." Yine bu şarkı eşliğinde İclal samimi bir açıklamada daha bulunuyor: "Kısa bir zaman önce evlilik bitirdiğimden, arkadaşlarıma: ’Bir daha evlenirsem, beni vurun. Nikáh memurunun önüne yatın, engel olun!’ diyordum. Hani, o arkadaşlarım bu gece nerdesiniz? Kimse engel olmuyor. Demek ki doğru bir karar vermişim. Ben bugün en iyi arkadaşımla evleniyorum. Umarım bu evlilik, arkadaşlığımızı çok daha temelli, çok daha sağlam ve uzun ömürlü kılar."

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 00:17

İLGİLİ HABERLER