Bilim
  • 1.2.2004 10:52

İŞTE, GİZLİ TÜRK ROKETİ...

Türkiye, Türk Hava Kurumu'nun (THK) koordinatörlüğünde uzaya füze göndermek için kolları sıvadı. THK'nın proje düğmesine basmasıyla Roketsan AŞ'nin üretimine başladığı uzay füzesi çalışmalarına Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), ODTÜ, TÜBİTAK ve İTÜ'nün yanı sıra bazı kurumlar da katılacak. Yapımı düşünülen roket, Fransızların Ariane roketinin benzeri olacak. Uzay roketinin fırlatma üssü olarak, Antakya ve Alanya'nın düşünüldüğünü belirten THK Genel Müdürü ve Harp Hava Akademisi Başkanı Hava Pilot Tümgeneral Rasim Arslan, kurum olarak artık büyük projelere imza attıklarını söyledi. Arslan, Roketsan tarafından uzay füzesiyle ilgili üretim çalışmalarına başlandığını belirterek şöyle konuştu: ''Uzay roketi veya füzesini kurmak için ülkemizde her türlü altyapı mevcuttur. ODTÜ uydu; Roketsan füze yapabilme teknolojisine sahip, zaten Roketsan da bu konuda çalışmalara başladı. Test çalışmaları sürüyor. Kısacası un, şeker, yağ hepsi var. Sıra helvayı yapmaya geldi. Bu projede bir tek eksiğimiz var; o da fırlatma üssü. Bununla ilgili çalışmalara başladık. Bu üs veya merkez için Antalya veya Antakya'yı düşünüyoruz. Bu üslerin deniz kenarında olması gerekiyor. Kuracağımız bu merkezi de birkaç yıl içinde realize edebiliriz. Eşzamanlı olarak da fırlatma araçları ve uydular tamamlanabilirse, en erken 2010'da projemizi gerçekleştirebiliriz.'' Test çalışmaları yapılıyor Roketsan AŞ de füzeyle ilgili çalışmaları gizlilik içinde yürütüyor. Uzaya atılacak füzenin şimdilik daha küçük boyutlarda üretiminin gerçekleştirildiğini belirten yetkililer, test çalışmalarının laboratuvar ve arazi ortamlarında sürdürüldüğünü ve başarılı sonuçlar alındığını söylediler. Arslan da bu çalışmaları yerinde izlediğini ve çalışmaların olumlu sonuçlar verdiğini belirtti. Gelirde kontrolümüz yok Hedeflerin sadece kurban derileriyle gerçekleşmeyeceğini, başka gelir kaynakları da yaratmaya çalıştıklarını anlatan Arslan, şöyle devam etti: ''THK, kurban derisi, fitre ve zekâtla özleştirilmiş bir kurum olarak algılanmayı hak etmiyor. Tabii biz bu kaynaklarımızı da elden çıkarmak istemiyoruz. Ama, gelirlerimizi artırmamız gerek. Geçtiğimiz yıl Kurban Bayramı'nda sadece 4 günde kurban derisinin getirisi 100 trilyon lira olarak hesaplandı. Biz kurban derisi toplama konusunda tek yasal kurum olduğumuz halde, bunun sadece yüzde 10'unu elde edebiliyoruz. Yani 10 trilyon lira. Bunun da belirli bir yüzdesini zorunlu olarak Kızılay, Çocuk Esirgeme Kurumu ve Diyanet gibi kurumlara veriyoruz. Yani yüzde 90'ı bizim kontrolümüz dışında. Bu kaynağın tamamına yakınını çekebilmek için kurumun yeni vizyonunu ve yapacağı büyük projeleri halkımıza çok iyi anlatmamız gerekiyor.'' (MİLLİYET) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:33

İLGİLİ HABERLER