
Uluslararası İmam Hatip Liseleri geliyor
KONYA - Bir dizi temaslarda bulunmak üzere Konya'ya gelen Bozdağ, 18 ülke 21 uyruktan 92 öğrencinin eğitim gördüğü Uluslararası Mevlana Anadolu İmam Hatip Lisesi'ni ziyaret etti.
Burada yabancı öğrenciler tarafından karşılanan Bozdağ, sınıfları ve öğrencilerin konakladıkları odaları inceledi.
Daha sonra toplantı salonuna geçen Bozdağ, yabancı öğrencilerin okuduğu Kur'an-ı Kerim, İstiklal Marşı ve çeşitli yabancı dillerde seslendirilen ezgileri dinledi.
Bozdağ, burada yaptığı konuşmada, İslam dünyasının değişik ülkelerinden öğrencilerle birlikte olmaktan dolayı mutluluk duyduğunu belirtti.
Gönül insanı Mevlana'nın isminin verildiği okula dünyanın her yerinden insanların koşarak geldiğini ifade eden Bozdağ, ''Mevlana, dünya çapında bir fikir ve gönül insanı. Her yerden Mevlana'yı bilen, seven ve ona koşup gelen insanlar var. Eminim ki sizin ülkelerinizden de var. Sizler din eğitimi için buraya gelerek, sizden sonra geleceklere öncü oldunuz. Bu okula gelecek insanlar buradan aldıkları eğitimle kendileri, aileleri, ülkeleri ve insanlık için nice gençler yetiştirecek. Nice öğrenciler buradan istifade edecek. Böyle bir tercihte bulunduğunuz için sizleri ayrı ayrı tebrik ediyorum'' diye konuştu.
-''İslam'ı doğru bilmek ve öğrenmek hepimizin yararına''-
Öğrencilerin kısa sürede önemli mesafeler aldıklarını gördüğünü anlatan Bozdağ, okunan Kur'an-ı Kerim ve ilahilerin alınan mesafenin somut göstergesi olduğunu dile getirdi.
Kayseri ve İstanbul'da da aynı statüde okulların olduğunu anımsatan Bozdağ, şunları kaydetti:
''Biz Uluslararası İmam Hatip Liseleri'ni kurarak dünyanın farklı yerlerinden imam hatip okumak isteyenlere bu imkanı vermek istiyoruz. Bunun ana nedeni; İslam'ın doğru kaynaklardan anlatılması ve öğrenilmesidir. İslam'ı doğru bilmek ve öğrenmek hepimizin hayrına, yararına bir iştir. Türkiye'nin pek çok il ve ilçesinde İmam Hatip'ler var. Başbakanımız ve ben de acizane İmam Hatip mezunu bir kardeşinizim. Mezun olduğumuz bu okullardan nice başarılı arkadaşlar Türkiye'ye hizmet ediyorlar. Sizler de buradan mezun olduktan sonra çok güzel işler yapacaksınız. Gittiğiniz ülkelerle Türkiye arasında kardeşlik köprüsü oluşturacaksınız. İlişkilerin daha iyi gitmesi konusunda büyük katkılarınız olacak. Bu imkanı iyi değerlendirmenizi istiyoruz.''
-Türkiye burslarıyla üniversite okuyan öğrenciler-
Bozdağ, orta öğrenimini burada tamamlayan öğrencilerin Türkiye burslarıyla üniversiteyi de okuyabileceklerini vurguladı.
2011 yılında Türkiye burslarıyla ülkemizde üniversite okumak için 45 bin öğrencinin müracaat ettiğine dikkati çeken Bozdağ, sözlerine söyle devam etti:
''Biz 3 bin 916 öğrenci alabildik. 2013 yılında ise 4 bin civarında öğrenci alacağız. Onlar geldiklerinde Türkçe öğreniyor ve üniversiteye devam ediyorlar. Sizler, Türkiye'de ortaokul okuduğunuz ve Türkçe konusunda sıkıntınız olmadığı için Türkiye'nin marka üniversitelerinde iyi bir eğitim alma imkanı bulacaksınız. Onun için derslerinize iyi çalışmalısınız. Ailelerinizin beklentilerini dikkate almalısınız.''
Bozdağ, daha sonra Bosna-Hersek Mahallesi'nde bulunan Selçuklu Müftülüğü Yunus Emre Kız Kur'an Kursu'nu ziyaret etti.
Diyanet Akademisi
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Diyanet Akademisi kurulması çalışmasıyla ilgili olarak, ''Tüm din görevlileri, camiye, Kur'an kursuna gitmeden önce arazide karşılaşabilecekleri her türlü soruna dair uygulamalı bir eğitimden geçecek'' dedi.
Bozdağ, AK Parti İl Başkanı Ahmet Sorgun'u makamında ziyaretinde, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, Diyanet Akademisi kurulmasına yönelik çalışmalarla ilgili sorusu üzerine, şu anda Türkiye'de imam hatip, müezzin, Kur'an kursu öğretmeninin ataması yapılması halinde herhangi bir hizmet öncesi eğitime tabi tutulmadan göreve başladığını söyledi.
Bu durumun uygulamada ciddi sorunlar doğurduğunu vurgulayan Bozdağ, ''Bu nedenle yeni bir adım atma kararı aldık. Diyanet Akademisi kurulacak. Şu anda Türkiye'de bulunan Dini Yüksek İhtisas Merkezleri ile Diyanet Eğitim Merkezleri bu akademinin bünyesinde toplanacak'' diye konuştu.
Böylece atamaların doğrudan yapılamayacağını ifade eden Bozdağ, şöyle devam etti:
''Atamalar, 'aday' olarak yapılacak. Yani imam hatip adayı, müezzin adayı, vaiz adayı, müftü adayı olarak yapılacak. Başarılı olanlar imam hatip, Kur'an kursu öğretmeni, müftü ya da vaiz olarak atanacak. İmam Hatip Lisesi mezunları için asgari 1 yıl, İlahiyat fakültesi mezunları için asgari 6 aylık, imam hatip, müezzin ve Kur'an kursu öğretmenlerine hizmet öncesi eğitim öngörülüyor. Tabii müftü ve vaizler için şu anda devam eden bir sistem var. Bu sistem devam edecek, ancak bu sistemi hizmet öncesine alıyoruz. Böylelikle görev yapan tüm din görevlileri, camiye, Kur'an kursuna gitmeden önce arazide karşılaşabilecekleri her türlü soruna dair uygulamalı bir eğitimden geçecek. Böylelikle hizmetin daha etkin, daha verimli, yararlı bir şekilde sürdürülmesi temin edilmiş olacak.''
-Kamuda başörtüsü serbestisi-
Bir gazetecinin, ''Kamuda başörtüsü serbestisi ile ilgili başlatılan kampanyalar var. 15 Mart'tan sonra artık serbest olmasını istiyorlar. Bunun hakkında neler söylersiniz-'' sorusunu cevaplayan Bozdağ, bir hukuk devleti olan Türkiye'de insanların eşit olduğunu belirtti.
Eşitliğe her alanda uygun davranmanın esas olduğunu, ancak maalesef Türkiye'nin yaşadığı sıkıntılar nedeniyle, geçmişte, eşitsizliği eşitlik yerine ikame eden pek çok uygulamalar yaşandığını anlatan Bozdağ, şunları kaydetti:
''İşte üniversiteye giriş sisteminden tutun da başka alanlara varıncaya kadar pek çok haksızlık ve eşitsizlik yaşandı. Bunlar zaman içinde aşıldı. Şu anda Türkiye'de insanlarımızın kıyafetini düzenleyen bir kanun hükmü, benim bildiğim kadarıyla yok. Yani 'şu kıyafeti giymek zorundadır' şeklinde bir kanuni düzenleme yok. Ama yönetmeliklerle bir takım idari düzenlemeler yapılmış durumda. Şu anda bu konuda bir yönetmelik olduğunu biliyorum. Ama tabii eşitlik ilkesine aykırı bir uygulama. Zaman içerisinde her alanda olduğu gibi bu alanda da eşitliğin gereği hayata geçecektir.''
Bozdağ, şu anda bu çalışmanın devam ettiğini, bittiği zaman Bakanlar Kurulu'na arz edileceğini anlattı.
''Yeni anayasa metninde, kamuda başörtüsüne özgürlüğün yer almasıyla ilgili AK Parti ile BDP'nin anlaştığına ilişkin basında çıkan haberler doğru mu-'' sorusunu ise Bozdağ, şöyle yanıtladı:
''Anayasa Uzlaşma Komisyonu 4 partinin eşit sayıdaki üyesinden oluşuyor, kararlarını oy birliği ile alıyor. Tabii bu komisyona laiklik ilkesinin tam hayata geçirilmesini temin edecek bir öneri sunduk. Özellikle din ve vicdan özgürlüğü başlığı altında... Laiklik ilkesinin gereği olarak insanlar inançlarının gereğini yerine getirme özgürlüğüne sahiptir, laiklik de bunun teminatıdır. Başkaları bunu engellemek istediği zaman laiklik gereği devlet engellemek isteyenlere mani olur, hürriyetin yaşanmasını temin eder. Bizim öngördüğümüz düzenleme bu anlamda hem inandığının gereğini yaşamak isteyen, hem de yaşamak istemeyen için, yaşamamayı da teminat altına alıyor. Dinsizlik ve ateizme gitmek istiyorsa onu da teminat altına alıyor. Bizim görüşümüz Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda ifade edildi. Buna katılan partiler olur, katılmayanlar olur. Komisyonda BDP ile aynı konularda aynı şeyleri söylediğimiz konular olduğu gibi, MHP ile de CHP ile de aynı şeyleri söylediğimiz konular olabiliyor. BDP'nin bu konuda ne düşündüğünü, ne önerdiğini doğrusu bilmiyorum. Ancak, eğer bizim önerimizle uyuşmuşsa ondan memnuniyet duyarız.''
Somali'den Türkiye'ye eğitim için getirilen öğrencilerin bir kısmının kaçtığı yönündeki iddiaların hatırlatılması üzerine ise Bozdağ, ''Biliyorsunuz biz Somali'den üniversitede okumak üzere öğrenci getirdik, sayısı da 500'ü geçti. Üniversitede Türkiye bursuyla okuttuğumuz öğrencilerden kaçan öğrenci yok. Yurt dışına giden öğrenci de yok. Orta öğretim için getirdiğimiz öğrencilerden bazıları Türkiye'ye uyum sağlamadığı için onlardan bir kısmı ülkelerine gönderildi. Diğerleri uyum problemlerini aştılar, eğitimlerine devam ediyorlar'' dedi.