Gündem
  • 22.8.2009 16:22

'HAKKIMI HELAL ETMİYORUM, DEMEDİM'

Anadolu'da Vakit Gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, ''Türk hukuk sisteminde hukukun çaresizliğin adresi olduğunu'' savundu.

Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı merhum Oramiral Güven Erkaya hakkında 25 Haziran 2000 tarihinde yazdığı yazısı nedeniyle çarptırıldığı 167 bin TL'lik tazminat nedeniyle icra yoluyla Kadıköy Acıbadem'deki evi satılan Dilipak, İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) İstanbul Şubesi'nde basın toplantısı yaptı.

Dilipak, gazetesindeki yazısında ''Hakkımı helal etmiyorum'' demediğini, ancak bu sözü söylediği gerekçesiyle yargılanarak mahkum olduğunu belirtti.

''Kaldı ki ben hakkımı helal etmiyorum darbecilere ve hiç etmeyeceğim'' diyen Dilipak, ''Yazıda suç olduğu söylenilen 'Güven Erkaya'yı nasıl bilirsiniz? Benim cevabım hiç iyi bilmezdik. Toprağı bol olsun'. 'Toprağı bol olsun' dediğim için ona Hristiyan olduğunu ima etmek istemişim'' dedi.

Bu yazıyı yazmasının ardından 2 ayrı dava açıldığını dile getiren Dilipak, konuşmasında şunları kaydetti:

''Ankara'da açılan davanın sonuçlanmasıyla birlikte evime haciz konuldu. Arkasından da icra süreci başladı. Kararın ardından Yargıtay'a gittim. Ancak bana süresi içerisinde itiraz etmediğim için itirazımın reddedildiğini söylediler. Nasıl itiraz edebilirim ki? Böyle bir davadan haberim yok. Ardından Adalet Bakanlığına müracaat ettim ve bakanlık hukuksuzluğu tespit etti. Yazıyı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'ya gönderdi. Yalçınkaya da bir savcıyı incelemekle görevlendirdi. Savcı da benim haklı olduğumu ortaya çıkardı. Davanın yeniden görülmesine yönelik yazıyı ilgili daireye gönderdi. İlgili daire süresi içinde itiraz edilmediği için yeniden incelenmeye gerek görmedi. Türk hukuk sisteminde hukuk çaresizliğin adresi oldu.''

Bu davayla ilgili 2005 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurduğunu ve mahkemenin Türkiye'den Eylül ayında savunma istediğini anlatan Dilipak, ''Türkiye'deki hukuksuzluğun kendisini kaygılandırdığını'' söyledi.

Dava sonunda evinin icra yoluyla satıldığını belirten Dilipak, evinin otopark, sığınak, kalorifer dairesi ve altındaki depolarla birlikte 235 metre kare olduğunu, ancak 88 metre kare gösterildiğini savundu.

İstanbul'da hakkında açılan ceza davasının zaman aşımı nedeniyle karar verilmeksizin kaldırıldığını belirten Dilipak, 40 yıldır yazı yazdığını ve hakkında çok sayıda dava açıldığını söyledi.

Abdurrahman Dilipak, ''Türkiye'de insanların inandığı gibi yaşama ve düşündüğünü özgürce ifade etme sorunu var'' dedi.

Dilipak, dava nedeniyle kendisini sadece Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ve CHP İstanbul Milletvekili İlhan Kesici'nin aradığını söyledi.

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 15:35

İLGİLİ HABERLER