Gündem
  • 20.12.2003 12:50

İLGİNÇ!... ABDULLAH GÜL, ''TÜRBAN GERİCİLİĞİ TEŞVİK EDİYOR!'' YAZISININ ALTINA İMZA ATTI

AKP Hükümeti, Strasbourg'daki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) görüşülen türban davasında yasağı savundu. Hükümet adına Dışişleri Bakanlığı kanalıyla gönderilen yazılı savunmada, ''türbanın üniversitelerde laik eğitimle çeliştiği ve bağdaşmadığı'' belirtiliyor ve ''gericiliği teşvik ettiği'' görüşü dile getiriliyor. Savunmada türban yasağının Anayasa'ya uygun olduğu da vurgulanıyor. AKP'nin türban konusundaki yaklaşımlarıyla taban tabana zıt olan savunma, Abdullah Gül'ün başında bulunduğu Dışişleri Bakanlığı'nca hükümet adına AİHM'e gönderildi. Bir hafta önce Strazburg'a gönderilen savunmanın ''Milli Görüş Genelgesi''nden sonra hem hükümet hem de AKP içinde yeni bir ciddi tartışmaya yol açması bekleniyor. Laiklik ilkesinden asla vazgeçilmez VATAN'ın edindiği bilgiye göre, savunmada Türkiye'nin laiklik ilkesi, çağdaş eğitim konusundaki tutumu, çağdaş eğitim ilkeleri, yasal düzenlemeler ve mahkemelerin aldığı kararlara yer verildi. Türkiye'de Anayasa'nın ''din istismarını yasakladığı, türbanın üniversitelerde laik eğitimle çeliştiği ve bağdaşmadığı'' belirtildi ve ''gericiliği teşvik ettiği'' görüşleri dile getirildi. Türbanın laik eğitim ilkesine ters düştüğüne dikkat çekilen savunmada ''Türban, çağdaşlaşma yolunda bir geri adımdır. Amaç modernleşme ve çağdaş görüntüyü korumaktır. Siyasal simge haline getirilen başörtüsü, özgürlük sorunu değil politikacılar tarafından şeriat amaçlı kullanılmış bir olgudur'' denildi. Savunmada eğitim ve öğretimin devlet gözetimi altında yapıldığına işaret edilerek, YÖK kanununa göre yüksek öğretimin amacının Atatürk ilkeleri doğrultusunda gençleri eğitmek olduğuna dikkat çekildi. Başörtüsünün dini duyguları sınıflarda sembolize etmesi nedeniyle laiklik ilkesiyle bağdaşmadığı belirtilen savunmada ''Demokratik devlet, laik devlettir'' denildi. Dinin siyasete araç edilmesine izin yok Savunmada ''Üniversitelerde başörtüsü yasağının kaldırılmasının dinin siyasal alana çekilmesi ve siyasal araç durumuna getirilmesi açısından taşıdığı sakıncalara'' da dikkat çekildi. Savunmada, Anayasa Mahkemesi'nin 1989'daki kararına atıfta bulunuldu ve türbanın kamusal alanda yasaklanmasının Türkiye Cumhuriyeti'nin temel niteliklerinin düzenlendiği ve ''değiştirilemez'' maddeleri arasında yer alan ''Başlangıç Bölümü'' ile ''laiklik'' ilkesinin düzenlendiği 2'nci maddesine, ''eşitlik'' ilkesinin düzenlendiği 10'uncu maddesine, ''din ve vicdan özgürlüğü''nü düzenleyen 24'üncü maddesine ve ''inkılap Kanunlarının Korunması''nı düzenleyen 174'üncü maddesine uygun olduğu vurgulandı. Savunmada üniversite kurumlarında başörtüsü kullanılamayacağı kararına ek olarak, başörtüsünün masum bir yaşam biçimi olmanın dışında cumhuriyet ilke ve inkılaplarına karşı bir sembol olduğu vurgulandı. Gül, bakalım kendisini evde nasıl savunacak! Leyla Şahin'in türban davasıyla ilgili gönderilen savunmanın, AKP'nin türban politikasına taban tabana zıt olması, ortaya ilginç bir durum çıkardı. Şimdi türban yasağının savunuluyor olması AKP ve Milli Görüş tabanında yeni bir tartışmaya zemin oluşturacak. Savunma, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ü de iki açıdan çelişkili bir konuma getirdi. Daha önce başında bulunduğu bakanlığın Milli Görüş'ü Türkiye aleyhine faaliyetlerde bulunduğu gerekçesiyle suçlayan genelgesi nedeniyle eleştirilere hedef olan Gül, bu kez de partisinin iktidarda olduğu bir dönemde partisinin politikasına ters düşen savunmayı açıklamakta güçlük çekecek. Eşi Hayrunnisa Gül'ün AİHM'nde türban yasağına karşı dava açmış olması da Gül'ün sıkıntıya girmesine yol açacak. Hayrunnisa Gül, 1998'de Ankara Üniversitesi Arap Dili ve Edebiyatı bölümüne türbanlı olduğu için kayıt yaptıramamış, 2000'de de AİHM'e başvurmuştu. O dönemde muhalefet milletvekili olan eşinin daha sonra Başbakan olması da davayı geri çekmesini sağlayamamıştı. vatan Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:17

İLGİLİ HABERLER