Sağlık
  • 30.9.2007 07:51

İLK ÖNCE İNSANIN GÖZLERİ YAŞLANIR

Gözler 4 yaşında yaşlanmaya başlıyor. Doç.Dr. Bozkurt Şener, bilinenin aksine çocukların okul öncesi değil, doğar doğmaz muayene edilmesi gerektiğini söyledi.



Bugüne kadar yaptığı başarılı çalışmalarla adından söz ettiren Acıbadem Göz Medikal Direktörü Doç.Dr. Bozkurt Şener, gözlerimizin 4 yaşından sonra yaşlandığını, bu nedenle çocuklarda göz kontrollerinin büyük önem taşıdığını söyledi. Lazer tedavisi, katarakt ameliyatı, glokom ve daha pek çok konuda önemli açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Şener, özellikle anne-babalara çocukların göz sağlığı konusunda ciddi uyarılarda bulundu. İşte Doç.Dr. Bozkurt Şener'in çarpıcı açıklamaları...

Uyarılar
"Biz, çocuk doktorlarını bebeğin gözlerini doğar doğmaz kontrol etmeleri gerektiği konusunda uyarırız. Doğduğunda bir kere ışıkla bak. Çünkü o ışıkla bakmak bile yeni doğmuş bebeklerde çok şey anlatıyor. Göze bir ışık düştüğü zaman kırmızı bir parlaklık gelir arkasından, işte bunu görmek lazım. Çocuğun göz hareketlerini, iki göz arasındaki farkı görülmeli. Daha sonra, 6. ayda biz istiyoruz. Hele ki bir şüphe varsa muhakkak istiyoruz. Her şey atlatmışsa 2 yaşında mutlaka görmek istiyoruz. Birçok hastayı 5-6 yaşlarında görürüz. Oturmuş göz tembelliğinin düzelemez olduğu bir noktadır bu yaş. Okul yaşı birçok şeyin bittiği yaştır. Çünkü göz 4 yaşında yaşlanmaya başlamıştır. Yani şu anda çok ciddi yaşlı gözlere sahibiz. Çocuk doktorları artık bu konuda annebabaları uyarmaya başladı. Çünkü göze bir göz hekiminin bakması lazım. Çocukların gözlerinde çok önemli kusurlar çıkabiliyor. Bir kere anne-babada gözle ilgili bir rahatsızlık varsa, mutlaka o çocuğun bir göz doktoruna götürülmesi gerekiyor. Bu kaçınılmaz oluyor. Anne-babada hiçbir şey yoksa, çocukta da bir şey gözlenmediyse, 2 yaş doktora götürmek için uygun bir yaştır. Anne-babadaki miyop, göz tembelliği, göz tansiyonu, şeker, annenin geçirdiği virüs hastalıkları, annenin aldığı ilaçlar, akraba evliliği, bütün bunların hepsi çocuk gözünde tehlike arz ediyor. Çünkü bu tür hastalıkların ilk vurduğu nokta göz oluyor. Erken yakaladığımz zaman çok şeyi değiştirebiliyoruz.

Geri dönüşü yok
Ama çocuk geliyor 2 ya da 5 yaşına... Artık az gördüğü fark ediliyor, bir bakılıyor ki katarakt. Katarakt düzeltilebilir ama görme ne yazık ki düzeltilemez. Çünkü o göz, 5 sene o şekilde görmeye alışmış. Kataraktlı olan bir bebeğin hemen doğumdan sonra 1-2 ay içinde ameliyat olması lazım ki, beyin görmeyi öğrensin. Bunun için erken yakalamak bizim için çok önemli. Şaşılıklar, göz tembellikleri, göz kaymaları... Göz tembelliğinde bir bakıyorsunuz, çocuğun bir gözü sağlam, bir gözü 3 derece hipermetrop. 1 yaşında bu durumu anlarsanız tedavi edilmesi çok kolay. Sağlam gözünü belli saatlerde kapatıp zayıf gözü açık tutunca bir problem olmuyor.

Bu belirtilere dikkat!
* Bebeğin göz bebeklerinin ikisinin de aynı renk olmaması.
* Göz bebeğinin beyazımsı gri olması.
* Çocuğun anneye ilgisiz kalması.
* Işığı fark etmemesi gibi belirtiler önemlidir ve hemen göz hekiminin görmesini gerektiren durumlardır. Ayrıca her bebek mutlaka doğuşta muayene edilmelidir. Tek taraflı kataraktta cerrahi tedavi ne kadar geç yapılırsa, göz tembelliği, yani görme noksanlığı o kadar fazla olur. Bebeklere yapılan katarakt ameliyatı erişkinlere göre biraz daha zordur. Her şeyden önce göz küçücük olduğu için özel aletlerle çalışmak gerekir. Ayrıca 2 yaş içinde bebeklerde katarakt alındıktan sonra göz içi merceği yerleştirmenin çeşitli problemlere yol açabileceği bilindiğinden, 2 yaşa kadar olan bebeklerde sadece katarakt alınmakta, göz içi merceği yerleştirilmemektedir. Fakat bu bebeklerde görme tembelliğinin oluşmaması için gözlük veya kontakt lens kullanması sağlanmalıdır.

Yıldız savaşları gibi
Ülkemizde lazerle göz ameliyatları başarıyla uygulanıyor. 1992 yılı Mayıs ayında lazeri bir arkadaşımla birlikte ülkeye getirdik. Almanya'dan, ortada olmayan bir teknolojiyi aldık. Almanya'daki firma lazer parçaları üretiyordu. Aldık geldik ve başladık ameliyatlara. Daha sonra bu lazerler hızla gelişti. Şu anda Türkiye'de 100'ün üzerinde lazer merkezi var. Lazeri pahalı ve çok hassas bir bıçak olarak düşünün. Işığın içindeki bir parçayı alıp güçlendirip, bir bıçak gibi kullanmak anlamına geliyor lazer. Belli bir gücü var. Bu güç dokuya, bir hücreye vurulduğu zaman içindeki karbon moleküllerini birbirine bağlayan enerjiyi çözüyor ve karbonlar uçuşup yok oluyor. Bu aynı, uzay savaşlarında bilinen yıldız savaşlarındaki silahlar gibi.. Vurduğunuz yerdeki doku orada kayboluyor. Ama o kayboluyor, şeklini yapısını siz istediğiniz gibi kaybediyorsunuz. Her vuruş 4 bin milimetrede bir alanı kaybediyor. Onun için de istediğiniz şekli verebiliyorsunuz. <ı>

Gözlüğe elveda...
Biz de bunu gözü istediğimiz gibi tarayarak gözün tabakasında dilediğimiz şekli oluşturuyoruz. Öyle bir şekil oluşturuyoruz ki, gözlüğün mikroskobik lobunu gözün yüzeyine yapmış oluyoruz. Yani gözün yüzeyini gözlük gibi kullanıyoruz. Böylece gözlüğe gerek kalmıyor. Her göz kapağı açılıp kapanışınde kendini temizliyor. Esasında teknoloji çok basit. Gözün yüzeyi gözlük modeli haline getiriliyor. Bu modeli de görüntüyü netleştirmek için kullanmış oluyoruz. Biz sadece gözünde gizli bir gözlük yaratmış oluyoruz. Lazer teknolojisi bu. Birçok lazer var. Şeker hastasında , kataraktta, gözlük kusurlarını düzeltmede kullandığımız lazere 'Excimer Lazer' adını veriyoruz. Sonra 'Lasik' denen yöntem çıktı. Lasikte özel bir aletle gözün yüzeyinden çok ince bir zarı kaldırıyoruz. Bu lazeri onun içindeki tabakaya uyguluyoruz. Zarı tekrar onun üzerine kapatınca, aynı sandviç gibi, yara o iki tabakanın arasında kalmış oluyor ve yara özelliği kalmıyor. Ve 3 saat sonunda da iyileşmiş oluyor hasta. Ağrı, sızı yok. Görme de 3 saat sonra düzeliyor. Ertesi gün hasta arabasını kullanabiliyor. Yurt dışından gelen hastalar bir gün geliyorlar, muayenelerini oluyorlar. Ertesi sabah lazerlerini oluyorlar, akşama düzelmiş bir hale geliyorlar. Akşam grup İstanbul turu ve akşam yemeğini yiyip ülkesine dönebiliyor.

Canlı yayın anısı
Hatta bir anım var; atv'de Ali Kırca'nın haber programında canlı yayında lazer ameliyatı yaptım. Ameliyat için 10 dakika ayırmışlar. Ben, "5-6 dakikayı geçmez" demiştim. Onlar abarttığımı düşündüler. Kısa sürede ameliyat bitti ama yayın devam ettiği için bir kenar süsü yapmadığım kalmıştı göze. Her hastaya lazer cerrahisi yapılamıyor. Metabolik; şeker, romatizmal hastalıklar gibi, bazı onkolojik hastalıklar, bağışıklık sistemi iyi olmayanlar, dokusu yaraları iyileştirmeyen hastalar, dokunun yapısı, kalınlığı lazere uygun olmayan hastalara lazer yapılmamalı. Ayrıca hastanın lazer ameliyatı olabilmesi için 18 yaşından büyük olması gerekiyor. Ancak bunun için hekimin uyarıcı olması gerekiyor. Sırf ekonomik kazanç için lazer ameliyatı yapılmaz. Çünkü hasta iki bacaklı cüzdan değildir.

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 16:13

İLGİLİ HABERLER