Eğitim
  • 13.12.2005 11:33

İLKOKULLARDA MEB ONAYLI HRİSTİYANLIK PROPAGANDASI...

Haç ve kilise resimlerinin yer aldığı, Hıristiyan dualarının işlendiği çocuk kitaplarının, MEB onaylı olması ise kepazeliğin hangi boyutlara geldiğini gösteriyor.
Ersoy Yayın Dağıtım (ERPA) tarafından bastırılan ‘Efe Fuarda’ adlı ‘El Ele Okuma Dizisi 4’ okuma kitabının 13 ve 15’inci sayfasında metinle hiçbir alakası olmamasına rağmen kilisede eğitim gören ve Hıristiyan duası eden çocuk resimlerinin kullanılması dikkat çekiyor.
İnsanı şoke eden ve “böyle bir kepazeliğe nasıl izin verilir?” sorularını akla getiren okuma kitabı Konya’nın Seydişehir ilçesinin bütün köylerinde ilköğretim birinci sınıf öğrencilerine ücretsiz olarak dağıtıldı. Körpecik beyinlere okumayı daha kolay öğrenmeleri için dağıtılan kitabın 13’üncü sayfasında haç işaretinin bulunduğu ve üç tane çocuğun bir kilisede aldığı eğitim görüntüleri resmediliyor. Sayfadaki metinle resmin ise hiçbir alakası yok. "Fatih fener getirdi. Fatih fener alayı var dedi. Fatih Funda’ya fener verdi. Fenerleri yaktılar. Bayramı kutladılar." 
Aynı kitabın 15’inci sayfasında ise bu sefer Hıristiyan bir kız çocuğun dua edişi yer alıyor. Resmin altında ise "Ajda baraja baktı. Baraj çok güzel dedi. Ajda fotoğraf çekti. Ajda barajı çok beğendi" yazıyor. Bu metine göre bir baraj ve bu barajın fotoğrafını çeken bir çocuğun resmedilmesi gerekirken tam aksine Hıristiyan bir kız çocuğunun dua edilişini gösteren resim kullanılmış.

Hataymış!
Söz konusu skandal kitabın yazarı Ahmet Ersoy, sorularımıza cevap veremedi. Bu resimlerin kullanılmasının tamamen bir hatadan kaynaklandığını ileri süren Ersoy, "Bizim o anki dalgınlığımızdan kaynaklanan bir hatadan dolayı bu resimler kullanılmış" şeklinde kendisini ve yayınevini savunmaya çalıştı. 

Kitap MEB onaylı!
Skandalın daha vahim bir boyutu ise, içinde Hıristiyan propagandasının yer aldığı çocuk kitabının MEB onaylı olması. Kitabın girişinde "Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu Başkanlığının 12.07.2004 Tarih ve 115 Sayılı Kurul Kararı ile Kabul Edilen İlköğretim Türkçe 1’inci Sınıf Okuma Yazma Öğreniyorum Programına Uygun Olarak Hazırlanmıştır" ifadesi dikkat çekiyor.

 

Eğitim Bir-Sen Genel başkanı Ahmet Gündoğdu, Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Şuayip Özcan ve Bağımsız Eğitimciler Sendikası Genel Başkanı Gürkan Avcı, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’i göreve davet ederek, yetkililer hakkında gerekli yasal işlemleri biran önce başlatılmasını istedi. Talim Terbiye Kurulu’nun ‘ek ders kitapları bizi bağlamaz’ şeklindeki savunmasını da sert bir dille eleştiren sendika başkanları, “Eğitim denilince Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimin beyni denilince de akla Talim Terbiye Kurulu gelir. Bu yanlışlıklardan kurtulma şanslara yok. Gereken yasal işlemler ne ise biran önce yapılmalı ve kamuoyundan özür dilenmelidir” tepkisinde bulundu.
Seydişehir İlçe Milli Eğitim Müdürü Necip Şan ise gazetemize yaptığı açıklamada, Talim Terbiye Kurulu’nun onayı olmayan bir kitabı öğretmenin tavsiye etmesinin sözkonusu olamayacağını belirterek, “Her şeyden önce bu kitaba uygunluk kararını veren kurumun suçu var. Niye topu taca atıyoruz ki. Talim Terbiyenin onayını alan yardımcı kitaplar velinin isteğine bırakılmıştır. O ibareyi görmeden bir öğretmenin her hangi bir kitabı tavsiye etmesi sözkonusu olamaz. Amiyane tabirle o öğretmenin tozunu attırırlar” dedi. 

 

Ahmet Gündoğdu: “Müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz”
Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, tepkisi şu şekilde dile getirdi: “Ders kitaplarını Talim Terbiye Kurulu bastırıyor, yardımcı ders kitapları serbest. Bunun da programını Talim Terbiye Kurulu belirliyor. Bu programa göre yazılan kitapların denetlenmesini istiyoruz. Yayınevi kitabı yazıyor ama yayınevi programdan ne anlamış, hangi resimleri koymuş, neleri yazmış ta satışa çıkarmışsa Milli Eğitim de bu kitaplar denetlenmesi gerekiyor.
İl, ilçe milli eğitim müdürleri, okul müdürleri ve öğretmenler, yardımcı kitap seçiminde öğretmenlere tercih verilmiş olmasını yardımcı kitap olarak yazılan her kitabı araştırmadan tavsiye etmeliler, çünkü yayın evlerinin bu serbestliği nasıl kullanılacağına dair bir sıkıntı var.
Yayınevleri, Talim Terbiye Kurulunun kararlarını Türkiye gerçeklerini dikkate alarak kitap hazırlamalılar. Müslüman mahallesinde salyangoz satışı anlamına gelecek resimlere yer vermeliler”

Şuayip Özcan: “Bakan kamuoyundan özür dilemeli”
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Şuayip Özcan, şöyle konuştu: “İnsanlar eğer bir sorumluluğu varsa yetkiyi başkasına verdik, biz o tür şeylerle ilgilenmiyoruz sözleriyle bu çirkinlikten kendilerini kurtaramazlar. Eğitim denilince Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimin beyni denilince de akla Talim Terbiye Kurulu gelir. Bu yanlışlıklardan kurtulma şanslara yok. Bizim çocuklarımıza kendi değerlerimiz verilirken, korkularak yapılan işlere karşılık bir başkasının değerlerini enjekte etmek, hem bir Türk vatandaşına yakışmıyor hem de adı Milli olan bir kuruluşa yakışmıyor. Öncelikle Milli Eğitim Bakanlığı yetkisini devretse de devrettiği yer okullardaki kurullardır. O da onlara bağlıdır. Bir yanlışlık yürütülüyorsa o yanlışlık derhal durdurulmalıdır. Gereken ne ise yapılmalıdır ve kamuoyundan da özür dilenmelidir. Kaldı ki haberinizde bu kitabın ‘Talim Terbiye Kurulu kararlarına uygun olarak hazırlandı’ diyor. Bu yayın evi hakkında da gerekli yasal işlem başlatılmalıdır. Bunu yapamıyorsa bu iktidardan bir şey beklenemez” 

Gürkan Avcı: “Anayasamıza göre suç işlenmiştir”
Bağımsız Eğitimciler Sendikası Genel Başkanı Gürkan Avcı ise şunları kaydetti: “Milli Eğitim Bakanlığı pusulasını şaşırmıştır. Üzücü bir olaydır. Ekonomi nasıl IMF’nin emrinde ise eğitimin de AB’ye teslim edildiğinin belgesidir bu. Zaten bakan da diyor, ‘müfredatımızı AB belirliyor’ diye. Nasıl IMF ekonomimi mahvetti ise AB de eğitim sistemimizi mahvetmiştir. Batıcı muhafazakâr zihniyetin bize vereceği bir şey yoktur. AB’nin belirlediği eğitim politikası bizi ona buna köle yapmaktan başka bir işe yaramaz.
AB’ye gireceğiz diye AB tehdidini de arkasına alan misyonerler ülkemizde cirit atıyor. Çocuklarımızı gençlerimizi tarihinden kültüründen şüphe noktasında çekerek öz güven erozyonuna uğratmak, ekonomik psikolojik sorunlar altında ezilen sosyal uyum zorlukları yaşayan çocuklarımıza büyük bir moral bozukluğu vermektedir. Sayın Bakana bu olay dolayısıyla uyarıda bulunuyor. Bizim pusulamız bellidir. Anayasada da belirtilmiştir. Milli Eğitim Temel Kanunu’nda da belirtilmiştir. ‘Bizim kültürel, manevi değerlerimiz ne ise o doğrultuda bir gençliğin oluşturulması gerekiyor, o yönde bir eğitimin verilmesi gerekiyor. 

(MİLLİ GAZETE) 

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 10:28

İLGİLİ HABERLER