LONDRA - İkinci Dünya Savaşı biterken, İngiliz Hava Kuvvetleri'nin güvercin dairesi, kuşlarına yeni bir rol biçiyordu. İngilizler, güvercinlerle düşmana tatlı sürprizler yapmayı planlıyordu. Bunlar şimdiye kadar habercilik için kullanılmış, istihbarat bilgileri bu kuşlarla gönderilmişti. Dairenin başındaki subay, küçük patlayıcılar veya biyolojik silah değerinde bakteri paketlerini binlerce kuşun boynuna asıp düşman mevzilerine göndermeyi hayal ediyordu. Ortak İstihbarat Kurulu'na verdiği raporda tam da İngilizler'e has bir ifadeyle, ''Bu tüylü bombaların düşmana tatsız bir sürpriz'' sunacağını anlatıyordu. Ama 1950'lere gelindiğinde güvercinler artık savaş teknolojisinin ''modası geçmiş bir unsuru'' haline gelmişti ve İngiliz Hava Kuvvetleri'nin güvercin dairesinin Londra'daki tesisi, yani bir binanın terası, kimse parasını ödemediği için faaliyetine son verecekti.
Yine bu dönemde personele verilen talimat, haber toplarken, kadın ajanların romantizmden ve özellikle muhataplarıyla yatağa girmekten kaçınmasını içeriyordu. James Bond'un şefi olarak edebiyat ve sinema dünyasına ilham kaynağı olan MI5 yöneticisi Maxwell Knight, İkinci Dünya Savaşı sonunda ajanlara ikazlarını sıraladı. Savaş sırasında İngiltere'deki Nazi casusları arasına sızma operasyonlarını yürüten Knight, istihbarat faaliyetlerinde sekse yer olmadığını söylüyordu.
'Mata Hari metotlarına inanmam' diyen İngiliz istihbaratçı, şöyle devam ediyor:
''Bence kadın casuslar erkeklerin kollarına atılmaktan kaçınırsa, daha verimli olur. Bir erkek bir kadına ilgi duyarsa ve bu ilgi pek derin değilse, hedefine ulaşır ulaşmaz, ilgisini kaybeder. Ama fiziksel cazibenin ötesinde, bir kadının sohbetine, dostluğuna alışırsa, ilişki daha uzun ömürlü olabilir''
Maxwell Knight, kadınların istihbarat mesleğinde başarılı olabileceğini de düşünüyor ve bu yönüyle bu mesleğin geleneksel erkek egemen yaklaşımına karşı çıkıyor ve ekliyor:
''Bir kadın cazibesini akıllıca kullanırsa, korkutucu bir cephaneye sahip olur''
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:16
