Gündem
  • 10.8.2009 14:15

İŞTE İLK MÜSLÜMAN TÜRKLER


DERYA YETİM-AMASYA

7 bin 500 yıllık bir tarihi ve birçok medeniyete yaptığı ev sahipliğiyle Türkiye'de marka kent olmaya aday illerin en başında gelen ve dünyanın en iyi mumya koleksiyonuna sahip olan Amasya'da, 14. yüzyılda egemenliklerini sürdüren İlhanlılar Dönemi'nde, Moğollar tarafından zehirlenerek ya da boğularak öldürüldükleri zannedilen Amasya Valisi ya da Anadolu Nazırı olarak görev yaptığı bilinen Şehzade Cumudar, ailesi, eşi, çocukları, Amasya Emiri İşbuğa Noyin, Amasya'da hükmetmiş Pervane Bey'e ait mumyalar, Mısır'dakilerin aksine iç organları çıkartılmadan mumyalanan ilk Türk ve Müslüman mumyalar olma özelliğine sahip.

Seyyah Evliya Çelebi'nin de bahsettiği mumyalar, Amasya Müzesi'nin kurulduğu 1925 yılından beri biliniyor. O yıllarda sergilenmek üzere müze deposuna konulan mumyalar, kentin ortasından geçen Yeşilırmak'ın taşması sonucu olumsuz yönde etkilenirken, daha sonra Gökmedrese Camii'nin 1962 yılında müze olarak kullanılmaya başlanmasıyla birlikte burada sergilenmeye başlandı. Şu anda kullanılan Amasya Müzesi'nin 1976 yılında hizmete girmesiyle birlikte yeni müzenin bahçesinde bulunan Sultan Mesut Türbesi de mumyalık olarak düzenlendi ve mumyalar burada sergilenmeye başlandı.

"ÇOĞU OSMANLI SULTANI MUMYALANMIŞ"

Amasya Müzesi, bünyesinde barındırdığı gerek arkeoloji literatürüne geçen eserlerle, gerekse Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait 40 bini aşkın eserle Türkiye'de seçkin ve zengin müzelerden birisi olma özelliğini taşırken, Hitit Uygarlığı'na ait Fırtına Tanrısı Teşup Heykeli ve mumyalar hem Amasya'nın hem de Türkiye'nin tanıtımında önemli rol oynuyor.

Mumyalamanın bir sanat olduğunu ve Osmanlı döneminde yapılan tahnit işlemlerinde çeşitli ilaçların kullanıldığını belirten Amasya Müzesi Araştırmacısı Muzaffer Doğanbaş, "Türkiye'de 7 adet müzede mumya bulunmaktadır. Bunun yanı sıra Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait türbelerde mumya örnekleri var. Örneğin Elazığ Arap Baba Türbesi'nde, Kemah'taki Danişmendli türbelerinde ve Konya'daki türbelerde bulunmaktadır. Türklere has bir mumyalama geleneği vardır. Türk mumyalarında Mısır mumyalarında olduğu gibi ketenleme yoktur.

Türklerdeki mumyalama geleneği kendi içerisinde bir farklı gelenek çözümlemesi var. Örneği Rusya'daki mumyalara baktığımızda ameliyat işlemleri, iç organlarının çıkartılma teknikleri farklı, bunun çok teknik olarak mukayeseni yapmak için örneklerin bir araya gelmesi gerek. Türkiye'de mumyalama yapacak bir uzman yok ama tıp fakültelerinde kadavraları ilaçlama teknikleri var. Mumyalamanın bir alt kademesi olarak düşünülebilir, cesedi muhafaza anlamında ama dolayısıyla mumyalama uzmanı yok. Mumyalama sanatında kullanılan ilaçlar 40 civarındadır. Özellikle Hacı Paşa'nın 1380 tarihli Şifa-ül Eksan isimli eserinde yazılıdır.

Bunları halkın anlayabileceği şekilde söylersek, yemeklerde kullanılan tuz mumyalama maddesidir, soğan bir mumyalama maddesidir. Bunların dışında birçok kimyevi medde vardı. Bugün mumyalama yapılmadığı içinde bu maddelerin isimleri konulmuş değildir. Tahnit yapan insanlar tıbbı bilen insanlardı. Osmanlı'da kadrolu tahnit memurları vardı. Sultanlar veya şehzadeler öldüğü zaman onların mumyalanmasında bulunurlardı. Osmanlı sultanları içerisinde mumyalanmış sultanlar tabii ki var. Osman Gazi, Orhan Gazi, Yavuz Sultan Selim ve II. Bayezid çıkartıldığında diğerlerinin neredeyse tamamı mumyalanmıştır" dedi.

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 15:50

İLGİLİ HABERLER