Gündem
  • 1.5.2009 13:37

İŞTE İLKER BAŞBUĞ'UN YANILTILDIĞI 4 ÖNEMLİ KONU!..

Arkadaşlarımız “Bak, Genelkurmay Başkanı'nın sözleri burada yazıyor” demesine rağmen, askerlerden “Kesin emir var, sizi içeri alamayız” karşılığı geldi.

Önceki gün düzenlediği basın toplantısında çeşitli konularda değerlendirmelerde bulunan Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un 4 konudaki tespitlerine konunun taraflarındann yalanlama geldi.

POYRAZKÖY MUHTARI: BENİ BİLE İÇERİ ALMIYORLAR
İlker Başbuğ'un, Poyrazköy'deki İSTEK Vakfı arazisinin asker kontrolünde tutulmadığı ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesin girip çıkabileceği şeklindeki sözleri Poyrazköy Muhtarı Özcan Bayraktar tarafından yalanlandı. Vakit'e konuşan muhtar Bayraktar, “Burası 50 yıla yakındır askerî bölge ve asker kontrolünde. SAT komandoları belli noktalarda kontrol noktaları oluşturarak belli noktalardan ileri geçilmesine izin vermiyorlar. Muhtar olarak ben bile İSTEK Vakfı arazisi ve çevresine giremiyorum. SAT komandoları kimseyi bırakmıyor. Arazi sahipleri dahi komutandan izin alıp yanlarına asker verilerek bölgeye girebiliyor” dedi. Bölgede yaşayan ve İSTEK Vakfı arazisinin eski sahibi Kadir Nurcan da, “Asker on yıllardır buraya kimseleri sokmuyor. Siviller burada tapulu arazilerine giremiyor. Sivillerin buralara rahatça girebildiği doğru değil” şeklinde konuştu.

"KOMUTANIMIZDAN KESİN EMİR ALDIK, SİZİ İÇERİ SOKAMAYIZ!"
Olay yerine giden muhabirlerimiz, Poyrazköy Muhtarı Bayraktar'ın sözlerini doğrulayan bir uygulama ile karşılaştı. Arazide nöbet tutan askerler, muhabirlerimizin aramaların yapıldığı alana girmesini engellerken, komutanlarından 'İçeri kesinlikle kimseyi sokmayın' emri aldıklarını söyledi. Askerler, muhabirlerimizin, Orgeneral Başbuğ'un gazetelerde çıkan açıklamalarını göstermesi üzerine de kesin emir aldıklarını ve içeri kimseyi alamayacaklarını belirtti.

CHA MUHABİRİNİN YALANLAMASI
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un Cihan Haber Ajansı muhabiri Lütfi Aykurt'un askerî helikoptere alınmayarak dağbaşında bırakılması ile ilgili sözleri gerçek dışı bulundu. Başbuğ'un, sözkonusu helikopterin yük taşıdığı için Cihan muhabirinin alınmadığı yönündeki sözlerinin ardından olayı yaşayan gazeteci Lütfi Aykurt, “Bana kimse mühimmattan bahsetmedi. Doğan Haber Ajansı muhabirini dağdan aşağı helikopterle götürmüşlerdi. Bir sonraki helikoptere binmek istediğimde bana sadece hangi kanaldan olduğum soruldu ve binemeyeceğim söylendi. Doğan muhabirinin helikopterle indirildiğini söylediğimde de ‘Nasıl çıktıysan öyle inersin, kendi imkanlarınla in' denildi. Üstelik Org. Başbuğ'un dediği gibi enkaz bölgesindeki hava 13 derece değil, çok daha soğuktu. Herhalde bu Göksun ilçesindeki hava sıcaklığıydı. Kar ve tipide yaya olarak dağdan indim” şeklinde konuştu. Enkazın bulunduğu yerin yaklaşık 2 bin metre yükseklikte olduğunu anlatan Aykurt, o saatte enkaz alanında sivil olarak kendisiyle birlikte 300-400 değil, sadece 2 köylünün olduğunu vurguladı. Genelkurmay Başkanı'nın konu hakkında ihmali olan varsa cezalandırılabileceği yönündeki sözlerine rağmen hiçbir askerî yetkilinin bugüne kadar Lütfi Aykurt'u aramadığı, olayın nasıl yaşandığına dair bilgi istemediği öğrenildi. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un, Ergenekon soruşturması kapsamında ele geçirilen askerî mühimmatın hiçbirinin TSK'nın envanterine kayıtlı olmadığı yönündeki sözleri de emekli Binbaşı Fikret Emek'in evinde çıkan cephanelik ve aldığı hapis cezası sebebiyle yalanlanıyor.

FİKRET EMEK CEZA ALDI
‘Askerî eşyayı gizlemek' suçundan hakkında kamu davası açılan Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından emekli Binbaşı Fikret Emek, 1 yıl 8 ay 25 gün hapis cezasına çarptırılmıştı. Ergenekon soruşturması kapsamında Fikret Emek'in Eskişehir'de bulunan annesinin evinde, 26 Haziran 2007 tarihinde yapılan aramalarda Kanas suikast silahı, el bombaları ve askerî mühimmat ele geçirilmişti. Genelkurmay Başkanlığı, bir gün sonra ‘askerî eşyayı gizlemek' suçundan soruşturma emri verdi. Yapılan soruşturma neticesinde Genelkurmay Askerî Savcılığı tarafından 22 Ocak 2008 tarihli iddianame ile kamu davası açıldı. Yapılan yargılama neticesinde, 25 Aralık 2008 tarihinde Emek'in 1 yıl 8 ay 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği öğrenildi.

BİR YALANLAMA DA ADALET BAKANI'NDAN
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Bağbuğ'un, "GATA'ya sevkler Adalet Bakanlığı'nın gözetiminde yapılmaktadır" yönündeki açıklamasını ise bizzat Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin yalanladı. Şahin, bakanlığın sevk zincirinde üniversite hastanelerinin bulunduğunu belirtti. Şahin, "GATA'ya gidişlere üniversite hastaneleri izin veriyor" dedi.

Ergenekon davasından tutuklu generallerden Veli Küçük dışındakiler uzun süredir GATA'da tedavi görüyor. Sanıklardan Başkent Üniversitesi Rektörü Mehmet Haberal da İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü'nde tedavi altında. Adalet Bakanlığı yönetmelik ve tüzüklerine göre Ergenekon tutuklusu paşaların da Haberal gibi en yakın üniversite hastanesi olan İstanbul Üniversitesi tıp fakültelerine sevki gerekiyordu.

VAKİT

Güncellenme Tarihi : 14.5.2016 22:30

İLGİLİ HABERLER