Gündem
  • 28.1.2020 09:39

İşte imanlı Anadolu insanı

Depremden sağ kurtarılanların enkaz altında bile dini vecibelerini yerine getirmeye devam etmesi, Anadolu insanının sarsılmaz iman gücünü bir kere daha göstermiş oldu...

Binaların yıkıldığı, acı kayıpların yaşandığı Elazığ depremi, Anadolu insanının İslami hassasiyetlerinin ne kadar yoğun olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Göçük altından tesettürsüz çıkmayan kadınlar, enkazda yatsı namazını eda edenler ve canlı kurtarılan her vatandaşın tekbirlerle hastaneye taşındığı manzaralar “İşte Müslüman Anadolu bu” dedirtti.

İşte Müslüman Anadolu

Başörtüsüz çıkmadı

Elazığ’daki 6.8’lik deprem felaketi betonarme binaları yıkıma uğratırken, Müslüman Anadolu’nun iman dolu yüreği sarsılmaksızın dimdik ayakta durdu. Deprem dolayısıyla enkaz altında kalan birçok vatandaşın İslami vecibelerini yerine getirmeye devam etmesi imanın Anadolu’da yüreklere hangi seviyede nakşedildiğini bir kez daha gözler önüne serdi. 45 kişinin enkaz altından sağ kurtarıldığı Elazığ depreminde Hatun Yamış sembol isimler arasında yer aldı. AFAD koordinatörlüğünde arama çalışmalarının sürdüğü Elazığ’ın Mustafapaşa Mahallesi’nde enkaz altındaki yerini cep telefonuyla bildiren Hatun teyze, depremden yaklaşık 9 saat sonra sağ olarak kurtarıldı. Enkazdan çıkarılma anında Hatun Yamış’ın göçük altından çıkarılmadan önce başörtüsü istediği anlar herkesi duygulandırdı. Tesettürsüz namahrem önüne çıkmayan Hatun teyze, görevlilerin kendisine uzattığı başörtüsünü taktıktan sonra enkaz altından çıktı.

Göçük altında namaz

Yatsı namazı vaktinde yaşanan depreme Sürsürü Mahallesi’ndeki evinde yakalanan Dürdane-Zülküf Aydın çiftinin hikayesi de gözleri yaşarttı. Deprem anında abdestli olduklarını söyleyen Dürdane Aydın, enkaz altında eşi Zülküf Aydın’ın yatsı namazını eda ettiğini anlattı. Göçük altında sadece ibadet etmeyi düşündüğünü ifade eden Zülküf Aydın ise, “Deprem anında bir kereden sonra durur dedim. Durmadı kaçamadık. Ayağa kalktım ve eşimin üzerine uzandım ona bir şey olmasın diye. O anda bina bir anda çöktü. Hafriyat bizi sıkıştırdı. İkinci depremde çok daha fazla sıkıştık. O an sadece ibadet etmek aklıma geldi. Allah kimsenin başına vermesin” diye konuştu.

Anadolu’nun manevi gücü

Canhıraş şekilde yıkılan binaların yardımına koşan Elazığ ve Malatyalıların, enkazdan kurtarılan her vatandaşı tekbirlerle karşılayarak hastaneye yetiştirmeleri Müslüman Anadolu’nun manevi gücünü gösterdi. Konuya ilişkin Akit’e konuşan Alimler ve Medreseler Birliği (İttihad’ul Ulema) Yön. Kur. Üy. Molla Mehmet Şenlik, “Elazığ’daki tablo, toplumun resmini net olarak gösteriyor” dedi. Elazığ’da deprem bölgesine gitmek üzere seyahat halindeyken görüşünü aldığımız Şenlik, şunları dile getirdi: “Bizim insanımız dindardır ve afetlerde de bu kimliğini net olarak gösteriyor. Elazığ’da da bunu gördük. Abdestsiz gezmeyen bir adam enkaz altında namazını kılıyor. Bir başka hanımefendi ise depremden kurtarılırken evvela başörtüsü isteyerek ‘bu şekilde beni toplumun içerisine çıkarmayın’ diyor... Halbuki insan enkazın altından bir an önce dışarı çıkmak ister. Allah bu hassasiyetimizi eksik eylemesin. Allah son nefeste bizi imandan, sağlam akideden ayırmasın.”

Toplumun tablosu bu

Şenlik, şöyle devam etti: “Toplumun bu hassasiyeti bizim için övünç kaynağıdır. Elhamdülillah bizim milletimiz Müslüman’dır, İslam’a sıkı sıkıya bağlıdır. Elazığ’daki tablo, toplumun resmini net olarak gösteriyor. Toplumda İslami şuurun kaybolmadığını, din karşıtı yayınların ve girişimlerin insanımızı genel olarak etkilemediğini göstermiştir. İşte toplumumuzun tablosu budur. Bu tablonun toplumumuzun esas tablosu olduğunu bilip göstermemiz lazımdır.”

 Faruk Arslan  İstanbul

YENİ AKİT

Güncellenme Tarihi : 28.1.2020 09:48

İLGİLİ HABERLER