Spor
  • 7.1.2015 11:45

İşte Süper Lig'in en iyileri

Uğur Meleke'ye göre Süper Lig'de ilk devrenin en verimli takımı Bursaspor, en verimli forveti Demba Ba, en verimli hocası Abdullah Avcı.

Meleke: Alper, kendisini direkt ilk 11'de düşünmeyen Yanal'a inat, bu yılın en iyi çıkış yapan adamı ve son

Fenerbahçe'yi en son Galatasaray yendi, Galatasaray'ı Trabzon, Beşiktaş'ı da Fenerbahçe ve Galatasaray... İstanbul'un üç büyüğünün her biri iki puan ortalamanın üstünde, en yakın Anadolulu'nun da fersah fersah önünde. 2014-2015 sezonunun ilk yarısını herhalde iki kelimeyle özetlemeye kalksak, 'İstanbul ihtilali' diyebiliriz bu dört aya...

Peki hem İstanbullular, hem de Anadolulular için nasıl geçti bu devre? İlk yarının mutluları/mutsuzları, hayallerini gerçekleştirenleri/öteleyenleri kimlerdi?

İlk yarının takımı: Bursaspor

Şüphesiz ki ben de puan durumunun ilk üçünde İstanbul'un üç büyüğünün olduğunun farkındayım. Ama bu panoramada sadece performans değil, fiyat/performans kıstası kullanıldığı için, ilk yarının en iyisi değil, en verimlisi var kürsüde...

Hikmet Karaman-Daum-İrfan Buz-Batalla döngüsünde karmaşık bir sezon geçirdikten sonra, düştüğü açmazdan muazzam bir hamleyle kalktı Bursaspor... Türkiye'nin Wenger'i, meslek içi eğitim gurusu Şenol Güneş, şüphesiz ki Bursa için en iyi tercihti. Ama ben bir adım ileriye gidip şunu ekleyeceğim: Gençleri Harun, Onurcan, Şener, Aziz, Serdar, Ethem, Ozan, Bakambu ve Enes; yüzde 100 potansiyelini sahaya yansıtamamış olgunları Volkan, Ozan İpek, Fernandao ile Bursa da Şenol Güneş için en iyi tercihti sanki. Çünkü kendi futbol üniversitesinin rektörlüğünü yapan Güneş'in eline geliştirecek malzeme vermeniz gerek. Bursa'da da bu malzeme var ve her gün gelişiyorlar.

Belki bu yıl şampiyon olamayacaklar ama önümüzdeki sene ayarlarda olağanüstü bir sapma olmazsa, bir numaralı zirve adayı olmamaları için hiçbir neden yok.

İlk yarının kalecisi: Volkan Babacan

Garip bir soğukkanlılığı var. Belki de Türk futbolunun son çeyrek yüzyılının en iyi kaleci nesline denk geldi: Volkan Demirel var, Tolga var, Onur var önünde. Ama ulusal takım formasını ilk giydiğinde, daha önce 50 kez giymişçesine sakindi. Kendinden emindi.

Ligde harika bir ilk yarı geçirdi, sadece güzel gollere ve büyük futbolculara gol izni verdi. Bir ara 511 dakika kalesini kapadı, Cardozo-Demba Ba-Edinho-Kuyt gibi uluslararası oyuncular gelmedikçe açmam dedi kilidi! Bu performansıyla da kendisine güvenen Terim'i sonuna kadar haklı çıkardı Volkan...

İlk yarının savunmacısı: Tosic-Bosingwa

Tosiç'i sol bek performansından zaten tanıyorsunuz, bu yılsa stoperde rüştünü ispat etti. Bazen geriden öyle iyi oyun kuruyor, öyle etkili hücuma çıkıyor ki, ona NFL'den özenip 'ofansif stoper' lakabını taktım ben.

“Senenin bir başka sürpriz çıkışı ise, Ağustos'ta satış listesinde olan Chedjou'dan geldi. Anderlecht karşısında o çılgınlığı yapmasa, Galatasaray grubu sıfır puan utancı ile tamamlayacaktı. ”

Uğur Meleke

Bosingwa'ysa kariyerinin adeta ikinci baharını yaşıyor. Trabzon'da hem profesyonellik hem de liderlik dersi veriyor Portekizli. İlk devre performansıyla kaptanlık pazubandını da, Portekiz Milli Takımı formasını da sonuna kadar hak etti.

İlk yarının orta saha oyuncusu: Ozan Tufan

15 Mayıs 2014'teki yazımda onu 'sezonun yetmediği adamlar listesi'nde 1 numaraya koymuştum, gerçekten de ona geçen sezon yetmemiş. Yazın ulusal takıma çağırıldı, kışın hem Bursa'nın hem de Türkiye'nin sevgilisi oldu. Onunla ilgili en sevdiğim şeyse cesareti. Kaleye gidiyor, gol deniyor. Bu yaşta bu özgüvenle daha da gelişeceğinin sinyalini veriyor bana.

İlk yarının forveti: Demba Ba

Sadece maç başına bir gole yaklaşan istatistiğinden dolayı değil, takım oyuncusu olduğundan. Sadece attığından değil, ekibini de maaile öne taşıdığından. Adeta belinde bir halat var ve o öne gidince kalan dokuz arkadaşını da öne çekiyor. Beşiktaş'ı bu sezon tek başına bir gömlek öne taşıdığı için, ilk yarının en verimli forveti de şüphesiz Demba Ba.

İlk yarının hocası: Abdullah Avcı

Abdullah Hoca'nın işi verimlilik. Düşük maliyetle iyi ürün çıkarmak. Yine kısıtlı kadrosuna önce harika savunma yaptırdı, haftalar geçtikçe Mossoro, Semih ve Sezer'i kazanıp gol atmaya da başladı. Daha önce İBB ile bu ligdeki en iyi derecesi altıncılıktı. Eğer antrenörlük kariyerini de bir üst seviyeye taşımak istiyorsa bu kez Avrupa Ligi'ni hedeflemeli Abdullah Hoca.

İlk yarının fark yaratanı: Alper Potuk

Alper Potuk, kendisini direkt ilk 11'de düşünmeyen Yanal'a inat, bu yılın en iyi çıkış yapan adamı ve son haftalardaki katkısıyla sürpriz yıldızı... Sisteme inat çalım deniyor. İsabetli pas rekoru meraklılarına inat, dikine gidiyor. Düşüyor, kalkıyor. Kazanıyor, kaybediyor. Ve şüphesiz ki fark yaratıyor.

En iyi çıkış: Aurelien Chedjou

Senenin bir başka sürpriz çıkışı ise, Ağustos'ta satış listesinde olan Chedjou'dan geldi. Anderlecht karşısında o çılgınlığı yapmasa, Galatasaray grubu sıfır puan utancı ile tamamlayacaktı. Lille'de kalan partneri Basa, bu yıl ülkesinde yılın futbolcusu seçildi. Chedjou da bu yılki performansıyla bence Basa'sız da değerli bir stoper olduğunu ispat etti.

En güzel tezahürat: Bursaspor tribünü

Çıldırt bizi bu sene yine, seviyoruz delicesine, unutma!
Dön de bak şu tribüne, anla, senin kadar sevilen var mı?
Dünyada!
Haykırıyoruz dört bir yana, istiyoruz şampiyonluğu, bir daha...
Haydi bastır şanlı timsahım, kupayı yine kaldıralım...

En iyi genç: İrfan Can Kahveci

Eskişehirli forvet Andaç Güleryüz de ilk yarıyı yüksek viteste bitirdi ama devrenin geneline baktığımızda Gençlerbirliği'nin 10 numarası İrfan Can Kahveci, burun farkıyla kürsüde. Yumuşak bilekleri, ara pasları ve gol noktalarına koşularıyla İrfan, bizi çok umutlandırdı doğrusu.

En şık hareket: Veli Kavlak

Sadece iyi oyunuyla değil, iyi kalbiyle de övgüleri toplayan adam... Beşiktaş'a geldiği günden beri gelişimi durmuyor. Artık sadece dinamo gibi çalışmasını değil, dikine paslarını ve uzaktan gollerini de konuşuyoruz. Ama ilk yarıdaki en güzel hareketi bir golü ya da bir asisti değil, iki kelimesiydi Veli'nin. Demirspor maçında ettiği o iki kelimeyi, tüm Türk spor camiasının şiar edinmesi umuduyla. Tebrikler Veli.

İlk yarının olayı: Yabancı devrimi

“Yetmez ama evet” denecek bir devrimdi bu... İsviçre’de, Hollanda’da, İspanya’da 1 milyon euro alamayacak yerliye 4 milyon euro vermek çılgınlıktı; bu uygulama ile bu çılgınlığın önünün kapanacağı açık. Ayrıca Almanya’da Bayer fabrikasında kutulama yapan Leverkusen altyapı oyuncusunu Türkiye’ye 1 milyon euroya getirme deliliğinin de önünü keseceği için şüphesiz önemli bir adım bu...

Uygulamaya en önemli itirazımsa, genç oyuncuyu koruma konusunda yetersiz kalınması. İlk 18’de 1, toplam kadroda iki altyapı oyuncusu sınırı çok düşük. Keşke bunu ilk 18’de 4, ilk 11’de 1’e çıkarabilsek, keşke Alperen’lerin, Sinan’ların, İrfan Can’ların önünü daha fazla açabilseydik...

Uğur Meleke, Milliyet Gazetesi spor yazarı.

 

Güncellenme Tarihi : 18.3.2016 23:03

İLGİLİ HABERLER