Gündem
  • 4.5.2004 16:28

''KADINLARIN SİYASETTE TEMSİL EDİLMESİNDE UGANDA'DAN GERİDEYİZ''

TBMM Genel Kurulu'nda, Anayasa değişikliği teklifinin görüşmeleri sırasında konuşan Kuzu, 11 maddelik mini bir paketin Meclis'e sunulduğunu belirterek, ''Türk insanı, aslında bu paketlerin daha büyüğünün yapılmasını bekliyor'' dedi. Anayasa'ya ''eşitlik'' ilkesinin yeni getirilmediğini, zayıfı koruma anlamda ''pozitif bir korumanın'' getirilmeye çalışıldığını anlatan Kuzu, Komisyondaki görüşmeler sırasında bu maddenin verilen bir önergeyle değiştirildiğini ve devletin, kadın ve erkek arasındaki eşitlik farkını giderecek yönde yükümlü kılındığını kaydetti. Kuzu, bu maddeyle ilgili olarak, başka ülkelerin anayasalarından örnekler verdi. Kadın-erkek eşitliğini savunmasına ve kadınlardan yana düzenlemeler yapılmasını istemesine rağmen basının kendisini aksi görüşte gösterdiğinden yakınan Kuzu, kadınların da bu konuda dikkatli olmasını istedi. Dünya parlamentolarında kadınların ortalama yüzde 10 oranında temsil edildiğine işaret eden Kuzu, bu rakamın İsveç'te yüzde 42, Norveç'te yüzde 36, Almanya'da yüzde 30, Çin'de yüzde 21, Avrupa ülkelerinde yüzde 20, Uganda'da yüzde 17, ABD'de yüzde 14, Bulgaristan'da yüzde 11, Suriye'de yüzde 10 olduğunu kaydetti. TBMM'de kadın parlamenter oranının yüzde 4, Mısır, Bangladeş ve Yemen'de yüzde 2 olduğuna dikkati çeken Kuzu, ''Birçok alanda Uganda'yı örnek gösteriyoruz. Bu konuda Uganda'dan bile gerideyiz. Türkiye'nin durumu iyi değil'' dedi. CHP'nin kadın-erkek eşitliği ile ilgili maddeye, ''...bu amaçla alınan tedbirler, imtiyaz ve ayrımcılık sayılmaz'' şeklinde bir cümle eklemek istediğini bildiren Kuzu, bunun yapılmasının durumu düzeltmeyeceğini görüşünü savundu. Kuzu, Türkiye'nin Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi'ne imza atmasına karşılık bunu uygulayamadığını belirterek, ''Uygulayabilseydi, bugün bu durumda olmazdık'' diye konuştu. Lahey'de kurulan Uluslararası Ceza Divanı ile ilgili sözleşmeyi Türkiye'nin henüz imzalamadığını anlatan Kuzu, ''Biz bu mahkemenin terör olaylarına da bakmasını istiyoruz ama bakmıyor. Savaş suçu da bizde olmaz. Türkiye aleyhine bazı deli saçması iddialar da buraya gelmez. Çünkü 2002 sonrasındaki suçlara bakılması esas alınıyor'' dedi. DGM'lerin kaldırılmasıyla boşluk doğmayacağını belirten Kuzu, yapılan değişiklikleri olumlu bulduklarını söyledi. ÇİÇEK: ''ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ İLE ÖZGÜRLÜK ALANI GENİŞLETİLİYOR'' Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Anayasa'da yapılamak istenen değişiklikle hak ve özgürlüklerin daha fazla teminat altına alınmasının amaçlandığını belirterek, ''Özgürlük alanı genişletiliyor, sivil inisiyatifin genişlemesine ve gelişmesine imkan hazırlanıyor'' dedi. TBMM Genel Kurulu'nda Anayasa değişikliği teklifinin görüşmeleri sırasında konuşan Çiçek, 1982 Anayasası'nın bugüne kadar 8 kez değiştirildiğini hatırlatarak, ancak yapılanların yeterli olmadığını ve yeni bir değişiklik ihtiyacının doğduğunu söyledi. 1982 Anayasası ile bugün yapılan değişiklikler arasında felsefe farklılığı bulunduğuna işaret eden Çiçek, ''1982 Anayasası yapılırken, öncelik verilen güvenliktir. Demokratik rejim askıya alınmıştı. Güvenliğin olduğu yerde yasaklar ve yasaklamalar olur. Yasaklar esastır, özgürlükler istisnadır. Çünkü özgürlüklerin kullanılması halinde güvenliğin tehlikeye girebileceği gibi bir endişe, ister istemez Anayasayı yapanlara egemen olur'' diye konuştu. Soğuk savaş şartlarının ortaya çıkardığı sorunların büyük ölçüde ortadan kalktığına, 2004 yılına gelindiğinde önceliğin demokrasi, hak ve özgürlükler olduğuna, bireyin hak ve özgürlüğünün tüm tercihlerin önüne geçtiğine işaret eden Çiçek, ülkenin güvenliği ve bütünlüğünü sağlamanın yolunun yasak ve yasaklamalardan değil, özgürlüklerden geçtiğini vurguladı. Çiçek, ''Eğer yasaklar ve yasaklamalar bir ülkenin bütünlüğünü, kalkınmasını sağlamış olsaydı, dünyanın en kalkınmış, en birlik ve bütünlük içindeki ülkelerin komünist ülkeler olması gerekirdi. Komünist sistem, yasakların en ayrıntılı olarak uygulandığı rejimin adıdır. Buna rağmen oralar birlik ve beraberliğini sağlayamamış, şimdi onlardan bir kısmı 1 Mayıs'tan itibaren hak ve özgürlüklerin öne çıktığı ülkelerin safında yer almıştır'' görüşünü kaydetti. ''BU DEĞİŞİKLİKLERİN SON OLMASINI İSTERDİK'' ''Bu değişikliğin son olmasını arzu ederdik'' diyen Çiçek, ancak sorunların bununla halledilmediğini, bundan sonraki düzenlemede ''keşke şu madde, şu şekilde düzenlenseydi, daha iyi olurdu'' denilenlerin son bir paket içinde değerlendirilmesinde fayda olduğunu söyledi. Yapılan değişikliklerin Türkiye'nin ihtiyacı için olduğuna dikkati çeken Çiçek, ''Bu değişikliklerin hepsi; ülke, vatandaşlar içindir. AB hedefinin, belki bu isteğimizin gerçekleşmesi, ihtiyaçlarımızın karşılanması noktasında tetikleyici rolü var. Takvime bağlı süreç işlediği için normal zamanda ihmal edebileceğimiz değişiklikleri daha hızla yapmamıza imkan veriyor'' dedi. Çiçek, AB üyeliğinin Türkiye'nin hedefi olduğunu, 41 yıllık bir konunun devlet politikası haline geldiğine işaret ederek, AB hedefinin, sadece 22. Dönem Parlamentosu ve 59. Hükümet'in değil, bundan önceki ve sonraki hükümetlerin titizlikle sürdüreceği modernleşme projesi olduğunu söyledi. Bu amaçla, devletin en temel düzenlemesinin de AB standartlarına göre gözden geçirilmesinde yarar olduğunu kaydeden Çiçek, 10 maddelik değişikliğin bir kısmının daha önce yasalardaki düzenlemeler gereği yapıldığını, diğer bir bölümünün ise önemli kazanımlar olduğunu kaydetti. ''ÖZGÜRLÜK ALANI GENİŞLETİLİYOR'' Çiçek, yapılan değişiklikle, ''hak ve özgürlüklerin daha fazla teminat altına alınmasının'' amaçlandığını, özgürlük alanının genişletildiğini, sivil inisiyatifin genişlemesine imkan hazırlandığını bildirdi. Çiçek, ''Bunlar aslında başka ülkelerin büyük mücadeleler sonrasında elde ettiği kazanımlardır. Söylenildiği kadar kolay kazanımlar değildir. Türkiye, AB ile bağlantılı olarak, hak ve özgürlükleri teminat altına almaya ve özgürlük alanını genişletmeye kadirdir. Bu parlamento da bunu rahatlıkla yapmaktadır'' dedi. Yapılan değişiklikle, adil yargılanma hakkının teminat altına alındığına ifade eden Çiçek, bunun Hükümet programında da yer aldığını hatırlattı. Türkiye'nin geçmişte yaşadığı zorlukların önemli kısmının devlet yönetiminin yeteri kadar şeffaf ve saydam olmamasından kaynaklandığını belirten Çiçek, demokratik hukuk devletinde millet adına yapılan her işlemin Parlamento tarafından denetlenmesi gereğini vurguladı. Çiçek, ''Anayasamızda geçmişten kalmış bazı kısıtlamalar vardı, bunları ortadan kaldırmış oluyoruz'' dedi. YARGI BAĞIMSIZLIĞI Kişisel görüşlerini dile getiren AK Parti Konya Milletvekili Ahmet Işık, Türkiye'nin evrensel oluşumun dışında kalamayacağını belirterek, ''Türkiye çok zaman kaybetmiştir ama şimdi kaybedecek zamanı kalmamıştır. 22. Dönem Parlamentosu, Türkiye'nin önünü açmaya devam ediyor'' dedi. CHP Adana Milletvekili Uğur Aksöz, Anayasa değişikliklerinin ''paketler'' halinde gerçekleştirilmesini eleştirerek, Anayasa'nın tümünün bir defada değiştirilmesini önerdi. Değişiklikle Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nin (DGM) kaldırıldığını hatırlatan Aksöz, ''Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda Bakan ve Müsteşar üye olarak kalmaya devam ettikçe yargı bağımsız olamaz. Yargı bağımsız olmadıktan sonra DGM'leri kaldırsanız ne olur'' diye konuştu. Türkiye'de çok çeşitli yargı bulunduğunu ifade eden Aksöz, tıpkı eğitimin birliği gibi yargıda da birlik sağlayacak yasal düzenlemelerin TBMM'ye getirilmesini istedi. CHP'nin kadınlara pozitif ayrımcılık tanınması için birinci maddede önerge vereceğini bildiren Aksöz, önergelerine destek istedi. Konuşmalardan sonra, ad okunarak teklifin maddelerine geçilmesi için gizli oylamaya geçildi. Milletvekilleri, Genel Kurul'da oluşturulan kabinlerde oylarını kullanıyor. Görüşmeleri, kadın derneklerinden çok sayıda temsilci de izliyor. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:08

İLGİLİ HABERLER