Gündem
  • 27.11.2014 16:42

Kılıçdaroğlu, Bahçeli'nin Tunceli ziyaretini değerlendirdi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP lideri Bahçeli'nin yarın Tunceli'ye yapacağı ziyaretle ilgili, "Olağanüstü bir durum yok. Herkes istediği yere gider" değerlendirmesi yaptı.

Kılıçdaroğlu, Edirne’de “Davutoğlu ziyarete gelirse MİT'le ilgili belgeleri gösterebileceğini söyledi ve “Sen gerçek anlamda Başbakansan bunun belgesi hazır” dedi

CHP Basın Birimi'ne göre bu konudaki açıklamalar ise şöyle:

"-“2 Şubat 2012. AKP’nin genişletilmiş İl Başkanları toplantısı, ağabeyi, 'Ey Kılıçdaroğlu, sen mercek altındasın senin nefes alışını bile takip ediyoruz' diyor. Erdoğan’ın elinde mercek yok, kim takip ediyor?”
-“13 Ağustos 2013'te MİT'in CHP milletvekilleriyle ilgili fişleme belgeleri yayımlandı. Peki Başbakan bu belgeleri bilmiyor mu, tamamını biliyor. Bir gün özel ziyaretime gelirse görmediği belgeleri de göstereceğim"
- “13 Haziran 2013'te mahkeme MİT'e bir yazı yazdı ve itiraz olmadığı, "O fişlemeleri biz yaptık" denildiği bildirildi.
-“Milletvekilini, CHP'li iş adamını fişlersin, genel başkanını 'mercek altına aldım' dersin. Sonra 'Ey Kılıçdaroğlu bunun belgesi nerede' dersin. Hadi canım sen de. Başbakan olsan muhatap alacağım da sen Başbakan değilsin"
-'Beni dinliyorlar, dinlemezseniz de namertsiniz' dedim. Ben çocuklarıma 'Evdeki paraları sıfırla' demedim, yatak odalarında boy boy para kasaları yok, ben hayatım boyunca ihale takipçiliği yapmadım, bizim geleneğimize, bizim inancımızda kul hakkı yemek yoktur. Biz her inanca saygılıyız, biz inanç ticareti yapan parti değiliz. MİT milli olmak zorundadır. Bir siyasi partiye hizmet eden kuruluş gayri millidir. O bilgiyi alıp kullanan parti de gayri millidir."
- "Milli İstihbarat Teşkilatı'nı niye eleştiriyorum, milli olsun diye. Görevini yapsın, yasaların dışına çıkmasın diye. Seni niye eleştiriyorum, görevini yap diye. Görev alanına birisi müdahale etmesin diye"
-“77 milyon yurttaşıma sesleniyorum. Türkiye'de yeniden demokrasiyi inşa edecek, yönetimi sağlıklı rayına oturtacak parti Cumhuriyet Halk Partisi'dir.”
-“ Sanki ceplerinden ödüyorlarmış gibi, sanki babalarının parasını veriyorlarmış gibi CHP gelir, biz gidersek bu yardımlar kesilir diyorlar. O yardımlar devletin bütçesinden ödeniyor. Sosyal yardım alan bütün yurttaşlarıma sesleniyorum. CHP gelirse sosyal yardımlardan beş kuruş dahi kesilmeyecektir. Tam tersine sosyal yardımı CHP iki katına çıkaracaktır. Sen meraklanma. Biz o yardımları iki katına çıkaracağız. Üstelik hiçbir kimsenini yoksulluğunu afişe etmeden ödeyeceğiz."
-“CHP yoksulların, ezilenlerin partisidir. Rakibimiz bir siyasi parti değil. Bir devlet partisi. Valisiyle, kaymakamıyla, emniyet müdürüyle bir devlet partisi var. CHP’lilerin görevi nedir, zoru başarmaktır ve mücadele edeceğiz. Önümüzde zorlu bir yol var. O nedenle ben sizlere yol arkadaşlarım diyorum. Benim yol arkadaşlarım yurttaşlarımla kucaklaşan onların dertlerini dinleyen ve dertlerine derman olan yol arkadaşlarım. Bu yol zor ama başarılmaz değildir. Eğer bu ülkede ulusal Kurtuluş Savaşı'nı en zor koşullarda verdiysek, bu savaşı da öyle vereceğiz. Demokrasiyi ve özgürlüğü yeniden inşa edeceğiz. Herkesin iş, herkesin aş sahibi olduğu Türkiye'yi yeniden inşa edeceğiz."
Görevinin ülkede demokrasiyi korumak olduğunu belirten CHP Lideri Kılıçdaroğlu Edirne Mimar Sinan Spor Salonuna düzenlenen bölge toplantısında, İktidarın demokrasiye uygun hareket etmediğini söyledi. Kılıçdaroğlu bu konuda şöyle dedi;
“Demokrasilerde siyasi partilerin işlevleri var, siyasi partiler programlarıyla halkın karşısına çıkıp oy istiyorlar. Vatandaş kimi isterse hükümetini kurar devleti o yönetir. Devlet olmak ayrı, devleti yönetmek ayrı. Siyasi partiler devleti hukukun üstünlüğü çerçevesinde yönetirler. Siyasi parti devlet olmak için gelirse onun adı demokrasi değildir. Anayasa, hiçbir kuruma hiçbir partiye hiçbir sınıfa, zümreye ayrıcalık tanınamaz, herkes hukukun önünde eşittir der. Siz üstünlerin hukukunu topluma egemen kılmak istiyorsanız bu doğru bir davranış değildir. Demokraside bunun yeri yoktur. AKP bir devlet partisidir, bir siyasi parti değildir. Valisi 'Ben AKP'nin valisiyim' diyor, kaymakamı, memuru ben devletin değil AKP'nin memuruyum diyor.
"MİT bizi dinliyor, AKP hükümetine servis götürüyor, bizi karıştırmak istiyor" dedim, Başbakan Davutoğlu bunun belgesini göstermemi istedi. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ziyarete gelmesi halinde MİT'le ilgili belgeleri gösterebilirim.
Sen gerçek anlamda Başbakansan bunun belgesi hazır ama sen diyorsan ki ben sana söyleyeyim. 2 Şubat 2012 tarih veriyorum, Adalet ve Kalkınma Partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı, ağabeyi bir konuşma yapıyor, 'Ey Kılıçdaroğlu, sen mercek altındasın senin nefes alışını bile takip ediyoruz' diyor. Elinde mercek var da beni izlemiyor ya, devlette bu işi yapan organlar var, Sen o dönem Adalet ve Kalkınma Partisi'ndeydin, sen bunun ne anlama geldiğini bilmiyorsan, Başbakanlık koltuğundan boşuna oturuyorsun. Sorun da bu zaten.
Kılıçdaroğlu, 13 Ağustos 2013'te MİT'in CHP milletvekilleriyle ilgili fişleme belgelerinin yayımlandığını hatırlatarak, "Peki Başbakan bu belgeleri bilmiyor mu, tamamını biliyor, isim isim biliyor. Davutoğlu bana diyor ki, 'Belge var mı elinde'. Çarşaf çarşaf yayımlandı, hangi belgeden söz ediyorsun ama istiyorsan ve ben devletimi, ülkemi seviyorum, kurumların yıpranmasını istemiyorum ama sen bir gün özel ziyaretime gelirsen sana görmediğin belgeleri de göstereceğim
13 Haziran 2013'te mahkeme MİT'e bir yazı yazdı ve itiraz olmadığı, "O fişlemeleri biz yaptık" denildiği bildirildi. Bu durum demokrasilerde olamaz. Hangi demokraside olur bu. Milletvekilini fişlersin, CHP'li iş adamını fişlersin, genel başkanını 'mercek altına aldım' dersin. Sonra 'Ey Kılıçdaroğlu bunun belgesi nerede' dersin. Hadi canım sen de. Başbakan olsan muhatap alacağım da sen Başbakan değilsin kusura bakma
Görüşlerini açıklarken, 28 Ocak 2009'da Eski Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'ın meclis kürsüsünde, 'Yanlış işiniz, yasal olmayan işiniz yoksa dinlenmekten korkmayın' dediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, dinlenmekten korkmadığını belirterek şunları söyledi;
"Bizim korkumuz yok zaten. 'Beni dinliyorlar, dinlemezseniz de namertsiniz' dedim. Ben çocuklarıma 'Evdeki paraları sıfırla' demedim, yatak odalarında boy boy para kasaları yok, ben hayatım boyunca ihale takipçiliği yapmadım, ben namuslu adamım açık ve net söylüyorum, bizim geleneğimize, bizim inancımızda kul hakkı yemek yoktur. Biz her inanca saygılıyız, biz inanç ticareti yapan parti değiliz. MİT milli olmak zorundadır. Bir siyasi partiye hizmet eden kuruluş gayri millidir. O bilgiyi alıp kullanan parti de gayri millidir."
Sadece MİT'in değil, devletin pek çok kurumunun da millilikten uzaklaştığına dikkat çeken Genel Başkan Kılıçdaroğlu Amasya ziyaretinde yaşadıklarını şöyle anlattı;
"Amasya'ya gittim, CHP'ye oy veren mahalle muhtarları geldi. Kaymakam soruyor, 'Neden CHP'ye bu kadar oy verdiniz, sizin yolunuzu yapmayacağız, suyunuzu getirmeyeceğiz' diyor. Davutoğlu'nun bundan haberi yok mu, var ama ağabeyi izin verdiği ölçüde konuşuyor. Söylemiştim karikatür gibi adam. Emin olun öyle. Diyor ki 'Ben Başbakanım'. Dün ağabeyi esnafa konuşuyor. 'Size kredi açacağız' diyor. 'Borcunuzu kapatıp emekli olacaksınız' diyor. Davutoğlu seni seviyorum. İyi bir adamsın. boynunda bir davul olduğunu biliyorum ama tokmağı artık eline al. Ben senin için diyorum. Esnafa kredi açılacağını söylemesi gereken Başbakan Ahmet Davutoğlu'dur.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, esnafa kredi konusunda bir yetkisi yoktur. Sen Başbakansan demeyecek misin, 'Ey Cumhurbaşkanı benim görev alanıma sen neden müdahale ediyorsun. Bu ülkede sen misin Başbakan, ben miyim Başbakan. O tokmağı ver elime. O tokmak senin elinde olmayacaktır' bunu söyle
Davutoğlu Şanlıurfa'da konuştu, tokmağın sesi Ankara'dan geldi.
Çünkü ağabeyi Ankara'da. Sen Başbakan mısın, sanal Başbakansın. Ben sana söylüyorum. Adam gibi görev yap. Görev alanına müdahale ettirme. Görev alanına müdahale ettirirsen sen bu ülkede Başbakanlık yapamazsın. Benim görevim ana muhalefet partisi olarak ülkede demokrasiyi korumaktır. Herkes görevini yapacak. Milli İstihbarat Teşkilatı'nı niye eleştiriyorum, milli olsun diye. Görevini yapsın, yasaların dışına çıkmasın diye. Seni niye eleştiriyorum, görevini yap diye. Görev alanına birisi müdahale etmesin diye. Sen bana teşekkür edeceksin. Göreceksin ben görevimi yapıyorum, sen görevini yapmıyorsun. Ağabeyinin sözünden çıkmıyorsun. O dairenin dışarısına çık. Biraz Başbakanlık koltuğuna otur, görevini yap.
Türkiye iyi yönetilmiyor. Başbakan Davutoğlu'nun oturduğu koltuğa 23 Nisan'da çocuklar da oturuyor. Bir yönetim boşluğu var. Başbakanlık koltuğunda oturan başbakanlık görevini yapamıyor. Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan da cumhurbaşkanlığı görevini yapamıyor. Yönetimin sağlıklı bir şekilde yeniden rayına oturtulması gerekir.
Kim yapacak bunu. Açık ve net söylüyorum 77 milyon yurttaşıma sesleniyorum. Türkiye'de yeniden demokrasiyi inşa edecek, yönetimi sağlıklı rayına oturtacak parti Cumhuriyet Halk Partisi'dir. CHP gelirse sosyal yardımlar kesilecek diyorlar. Sosyal yardım alan bütün yurttaşlarıma sesleniyorum. Senin sosyal yardımından beş kuruş dahi kesilmeyecektir. Tam tersine aldığın sosyal yardımı CHP iki katına çıkaracaktır. Sanki ceplerinden ödüyorlarmış gibi sanki babalarının parasıymış gibi CHP gelirse biz gideriz, bu yardımlar kesilir. O yardımlar bu ülkenin devletinin bütçesinden ödeniyor. Sen meraklanma. Biz o yardımları iki katına çıkaracağız. Üstelik onun yoksulluğunu afişe etmeden ödeyeceğiz."
Kılıçdaroğlu, CHP'nin yoksulların, ezilenlerin partisi olduğunu da söyledi. Önlerinde zorlu bir yol bulunduğunu belirten Kılıçdaroğlu şöyle dedi;
"Önümüzde rakibimiz bir siyasi parti değil. Bir devlet partisi var. Valisiyle, kaymakamıyla, emniyet müdürüyle bir devlet partisi var. Cumhuriyet Halk Partililerin görevi nedir, zoru başarmaktır ve mücadele edeceğiz. O nedenle bizi zorlu bir yol bekliyor. O nedenle ben sizlere yol arkadaşlarım diyorum. Benim yol arkadaşlarım yurttaşlarımla kucaklaşan onların dertlerini dinleyen ve dertlerine derman olan yol arkadaşlarım. Bu yol zor ama başarılmaz değildir. Eğer bu ülkede ulusal Kurtuluş Savaşı'nı en zor koşullarda verdiysek, bu savaşı da öyle vereceğiz. Demokrasiyi ve özgürlüğü yeniden inşa edeceğiz. Herkesin iş, herkesin aş sahibi olduğu Türkiye'yi yeniden inşa edeceğiz."
Örgütlenmeden sorumlu Genel Başkan yardımcısı Tekin Bingöl’ün konuşmasıyla çalışmalarına başlayan CHP Edirne Bölge toplantısı CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından sonra basına kapalı olarak devam etti."
 

Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 00:02

İLGİLİ HABERLER