Gündem
  • 23.1.2011 00:05

KILIÇDAROĞLU'NDAN ERDOĞAN'A: BEN BU ÜLKENİN KAYNAĞIYIM!..

DENİZLİ - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dün Ardahan'da kendisine yönelik ''kaynak'' sözünü kullandığını belirterek, ''Bizim bu toplumda kaynak olmamız, bu toplumu birleştirmekten gelir, toplumu ayrıştırmaktan değil. Onların anladığı kaynak bizim anladığımız anlamda değil'' dedi. Kılıçdaroğlu, kendisinin ''ülkenin kaynağı, çimentosu'' olduğunu belirtti.
Kılıçdaroğlu, Deda Düğün Salonu'nda çiftçi ve üretici birlikleriyle düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, Denizli'de kriz döneminde binlerce işçinin işsiz kaldığını, sanayide kayıpların olduğunu belirterek, Denizli'nin bu bölgenin gözbebeği olduğunu ifade etti.
CHP'nin önerilerinin bulunmadığının iddia edildiğini, kurultayda bu önerileri saydığını belirten Kılıçdaroğu, 41 önerileri bulunduğunu anlattı. Önerilerin daha da artacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, o önerilerin büyük kısmının hak ve özgürlerle ilgili olduğunu vurguladı. Kılıçdaroğlu, öğrenciler üniversiteyi kazandığında anne ve babaların kalacak yer nedeniyle sıkıntı yaşadığını, yurt sorununun çözümlenmediğini belirterek, kendilerinin bu sorunu çözeceklerini dile getirdi. Bununla ilgili TOKİ'ye görev vereceklerini bildiren Kılıçdaroğlu, ''TOKİ yapacak dedik. Recep Bey çıktı, 'Efendim TOKİ'nin o görevi zaten var' dedi. Biz de biliyoruz, görevi var. Niye yurt yapma talimatı vermiyorsun, niye gençleri karanlık odaklara teslim ediyorsun. Biz bunu yapacağız dedik. Bunun sözünü verdik'' diye konuştu.
Gençlerin çağdaş, uygar, her şeyin tartışıldığı özgürlük ortamındaki üniversitelerde yetişeceğini, yoksulluğu bitireceklerini ve aile sigortası getireceklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Bir tek aç çocuk yatağa girmeyecek dedik ve bu kaynağın garantisi benim dedim. Benim adım Kemal ise, ben bu kaynağı bulurum dedim. Ve Recep Bey'i bir telaş aldı. Vay efendim, 'Siz bu vaatlerinizle, nereden bulacaksınız bu parayı. Bu kaynağı neden bulacaksınız' Yandaşına gelince kaynak var, malı götürenlere kaynak var, sıra fakir fukaraya gelince, 'Kaynak yok' Kaynak var bu ülkede. Dün Ardahan'da konuşmuş. Bana 'Kaynak' demiş. Şunu söyleyeyim. Ben bu ülkenin kaynağıyım. Bu ülkenin çimentosuyum ben.
Biz toplumu güçlü kılmak isteriz. Doğusundan batısına, güneyinden kuzeyine hepimizin birleşmesi lazım. Zulme karşı birleşeceğiz. Baskıya karşı birleşeceğiz. Özgürlümüzü savunacağız. Ve bunun için bizler, bu ülkenin kaynağı olacağız, çimentosu olacağız. Ama unutmayın ben hiçbir zaman, 'Sabah tanıyordum, akşam tanımıyorum' demedim. Onu söyleyenlere 'Oynak Recep' denir biliyorsunuz. Bizim bu toplumda kaynak olmamız, bu toplumu birleştirmekten gelir, toplumu ayrıştırmaktan değil. Onların anladığın kaynak bizim anladığımız anlamda değil. Ne demiş, efendim 'Kuyruğa girersiniz, birisi gelir, yandan kaynak olur' Çünkü bunların kafası üçkağıda çalışıyor. Düzgün bir şeye çalışmaz bunların kafası. Biz diyoruz ki bu toplumda herkes, bütün yurttaşlar bir arada özgürce ve hepsinin karnı doyarak yaşayacak. Bunun mücadelesini yapacağız. Onların yaptığı gibi yapmayacağız. Toplumu bölmeyeceğiz. Toplumu kaynaştıracağız. Toplum bir arada olacak, huzur içinde olacak. Ve biz söyledik, Denizli'den bir daha söylüyoruz. Bizim coğrafyamızda halkın iktidarında bir tek çocuk bile yatağa aç girmeyecek diyoruz.''

''BİZİMLE AKP ARASINDA SİYAHLA BEYAZ KADAR BİR FARK VAR''

Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin milleti yoksullaştırdığını, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dünyanın en zengin Başbakanlarından birisi olduğunu savundu.
Erdoğan'ın yırtık ayakkabıyla siyasete girdiğini, ''Ben yoksul bir adamım, fakir fukarayım'' diye milletten oy topladığını kaydeden Kılıçdaroğlu, ''Peki geldiği nokta ne? Unutmayın, Türkiye kendi kendine yeten dünyadaki ender ekonomilerden biriydi. Bugün geldiğimiz noktada Türkiye kendi kendine yetmiyor. En sonunda biz, kurbanlıklarımızı da ithal ettik. Önce hayvancılığı öldürdüler, milleti et yiyemez hale getirdiler. Şimdi ithalatı serbest bıraktılar, şimdi de üreticiyi öldürecekler. Amaçları o. Onlar ne yaparsa yapsın, siz hepsini biliyorsunuz, asıl önemli olan biz ne yapacağız? Hanımlar çalışacak, beyler çalışacak, gençlerimiz çalışacak. AKP kabusundan Türkiye'yi kurtarmak zorundayız. Bu ülkeye temiz siyaseti getirmek zorundayız'' diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, demokratik yollardan mücadele vereceklerini belirterek, ''çalışın derken'' beraber çalışmak, ''üretin'' derken beraber üretmek ve mücadele etmek anlamında söylediğini kaydetti. Kılıçdaroğlu, ''Elbette ki biz 1930'ların, 40'ların, 50'lerin, 60'ların ruhunu inkar etmeyeceğiz. Ama geleceği güçlü Türkiye kurmak için ortak mücadeleyi ve ortak savaşı beraber sürdürmek zorundayız. Siz tarlada çalışacaksınız, biz sahada çalışacağız, hanımlar evde çalışacak, erkekler kahvede söyleyecek, gençlere güveneceğiz. Ve gençlerin önündeki bütün engelleri kaldıracağız''dedi.

''ASLA VE ASLA KÖLE OLARAK GİTMEYECEĞİZ''
Bir çiftçinin, ''Köle olarak geldik, köle olarak gideceğiz'' demesi üzerine Kılıçdaroğlu, ''Asla ve asla köle olarak gitmeyeceğiz. Mücadele edeceğiz. Alınterinin karşılığını vereceğiz. Özgürlüğümüzü sağlayacağız. Bakınız, bizim kitabımızda karamsarlığa yer yok. Biz güçlüyüz. Çünkü biz halkız. Halkın gücüne inanacağız. Gücümüzü halktan alacağız. Mücadelemizi böyle yürüteceğiz. İşçisiyle, çiftçisiyle, köylüsüyle, memuruyla, sanayicisiyle mücadelemizi yapacağız'' diye konuştu.
Referandumda Denizli'nin iyi bir sınav verdiğini, ''Al Anayasa'nı, başına çal'' dediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, sıranın genel seçimlere geldiğini, 12 Haziran'da da aynı gücü, aynı dayanışmayı, aynı mücadeleyi beklediğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, kentin sanayide örnek olduğunu, yabancı sermaye olmadan Denizli'nin kalkındığını kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''AKP toplumu bölen bir partidir, biz toplumun bir arada olmasını isteyen bir partiyiz. AKP yoksulluğu sömüren bir partidir, biz karnının doymasını ve herkesin zenginleşmesini isteyen bir partiyiz. AKP üretimi yasaklayan bir partidir, biz üreten Türkiye'den yanayız, Türkiye'nin üretmesini isteriz. AKP köylüyü perişan eden bir partidir, Biz kurucu genel başkanımız 'Köylü milletin efendisidir' diyen bir siyaset anlayışına sahibiz. Onun için bizimle AKP arasında siyahla beyaz kadar bir fark var. Biz beyaz ve temiz bir kağıdız. En ufak bir siyah leke bile bizde görülmez. Onların tamamı siyahtır. Bakmayın kendileri 'Ak' diyorlar, tamamı siyahtır. Tamamı karadır. Tamamı malı götürür, malı götürmek üzere kurmuşlar düzeni. Biz bu düzeni değiştireceğiz. Mücadelesini vereceğiz. Ve bunun gücü sizin ellerinizdedir. Eğir gücünüzü birleştirir, bir arada olursanız, birliğinizi korursanız, sandığa giderken çocuklarınızın geleceğini düşünerek giderseniz çok şey kazanırız. Türkiye'ye demokrasiyi getiririz. Türkiye'ye özgürlüğü getiririz, Türkiye'ye barışı getiririz. Ayrışmayacağız, bu bizim için çok önemli, bölünürseniz ayrışırsanız birilerinin yemi durumuna gelirsiniz. Biz mücadeleyi yaparken beraber yapacağız. Türkiye'de çalışan üreten bir Türkiye'yi yeniden kuracağız ve geleceğe güvenle bakacağız. Bizim amacımız bu. Korku imparatorluğunu yıkmak bizim elimizde, mücadelesini beraber yapacağız. '12 Eylül'den hesap soracağız' dediler. Unutmayın bunlar hesap mesap sormaz. O hesabı inşallah biz soracağız. Hep beraber mücadelesini yapacağız.''

Güncellenme Tarihi : 23.3.2016 22:32

İLGİLİ HABERLER