Gündem
  • 6.8.2009 10:42

KIZLIĞI BOZAN TAZMİNATINI ÖDER

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, bir süre önce Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin verdiği, “Evlenme vaadiyle cinsel ilişkiye girdiği kadının bekaretini bozan erkeğin kadına tazminat ödemesine gerek olmadığı” yönündeki kararı bozdu 

VATAN
F.G. isimli kadın, F.Y adlı erkek aleyhine açtığı davada, kendisi ile evlenme vaadi ile cinsel ilişkiye girip kızlığını bozduğunu, bir hafta sonra kendisini terk ettiğini, sağlığının bozulduğunu, halen tedavi altında olduğunu ileri sürerek, tazminat talep etti. F.G, ayrıca annesi B.G’nin de intihar tehlikesi nedeniyle hastanede sürekli yanında kaldığını, bu durumdan fazlası ile üzüntü duyduğu gibi, toplumun ahlak anlayışı nedeni ile küçük düştüğünü belirterek ona da tazminat ödenmesini istedi.

Kendi iradesiyle

Çerkezköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesi bu talebi kabul ederek, kadına ve annesine tazminat ödenmesi gerektiğine karar verdi. Ancak bu kararı Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, “Davacı, olayın meydana geldiği 2004 yılında reşit ve mümeyyizdir. Resmi nikah olmaksızın kendi iradesi ile ilişkiye girmeyi kabul etmiştir. Buna rağmen evlilik vaadi ile kandırılıp kızlığının bozulduğu iddiası ile manevi tazminat isteminde bulunamaz” gerekçesiyle bu kararı bozdu. Yerel mahkeme ilk kararında direnince dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na geldi. Genel Kurul, evlenme vaadiyle kızlık bozmanın 1 Haziran 2005’te yürürlüğe giren yeni Türk Ceza Kanunu ile suç olmaktan çıkarıldığını, ancak bu durumun o eylemin haksız eylem olarak nitelendirilmesine engel olmadığını belirtti. Kurul, davalı erkeğin hem kıza hem de annesine tazminat ödemesi gerektiğine karar verdi. Karar 7’ye
karşı 36 oyla alındı.

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 15:54

İLGİLİ HABERLER