Gündem
  • 5.9.2002 12:32

KONDA’NIN SON ANKETİ...AKP'NİN TEK RAKİBİ CHP,MHP BARAJIN ALTINA DÜŞTÜ...

KAYNAK : Haber Vitrini İSTANBUL - Deutsche Bank'ın Türkiye'de yapılacak seçimin sonuçlarına yönelik Tarhan Erdem yönetiminde KONDA şirketine yaptırdığı anketin sonucuna göre, 3 Kasım erken genel seçimlerinde yüzde 10'luk barajın üzerine sadece AKP ile CHP çıkıyor. Ankete göre seçmenlerin yüzde 20.1'i ise henüz kararını vermedi. Deutsche Bank için ilk anketini temmuzda yapan KONDA'nın, 24-26 Ağustos arasında yedi bölgede 2 bin 400 kişi üzerinde yaptığı ikinci anketin tarihi, Kemal Derviş'in CHP'ye katılışına rastlıyor. YTP hızını kaybetti Sonuçların yorumlanmasında, AKP'nin yüzde 25 desteğe yaklaşarak, diğer partilerle arasını önemli ölçüde açtığı, CHP'nin de yüzde 14 destek oranına ulaşarak sol siyasi yelpazenin merkezinde birinci parti konumuna geldiği kaydediliyor. Deutsche Bank'a göre YTP hızını kaybetmiş durumda. İkinci anket, bir ay önceki sonuçlara göre tercihlerde daha hızlı bir kutuplaşma gösteriyor. İşte anketten çıkan önemli sonuçlar: · Yüzde 10 baraja ulaşma olasılığı en yüksek diğer parti DYP. · AKP seçmeninin yüzde 43'ü 'Bu kez de onları deneyelim' mantığıyla oy verdiğini söylüyor. Bu oran Genç Parti seçmeninde yüzde 48. Bu sonuç, seçmen tercihinde hoşnutsuzluk duygusunun büyük rol oynadığını gösteriyor. · 'Politik yaklaşımına göre tercih yaptım' diyen seçmen oranı en yüksek üç parti HADEP, MHP ve CHP. HADEP'lilerin yüzde 63'ü, MHP'lilerin yüzde 51'i, CHP'lilerin de yüzde 43'ü ideolojik gerekçelerle oy atacak. · 'Kemik seçmen' oranı en yüksek parti ANAP. Yüzde 46'sı 'Her zaman onlara oy veririm' diyor. · AKP'ye en yüksek oy kayışı MHP ve ANAP'tan. 1999'da MHP' ye oy verenlerin yüzde 33'ü ve ANAP'ı seçenlerin yüzde 26'sı artık AKP'li. Bu oranlar bir ay önceki ankette yüzde 20 ve 18'di. · Temmuzda, 1999'da DSP'ye oy vermiş seçmenlerin yüzde 20'si, CHP'ye oy vermiş olanların yüzde 10'u YTP'ye kaymış görünüyordu. Bu oranlar ağustosta sırasıyla, yüzde 10 ve 3'e düşmüş durumda. Eski DSP seçmenlerinin CHP'ye kayma oranı ise yüzde 12'den 20'ye yükselmiş durumda. CHP her yerde var · AKP, DYP, MHP ve ANAP'ın kırsal bölgelerde tercih edilme oranı daha yüksek. YTP'yi destekleyenler çoğunlukla kentli. CHP her iki bölgede eşit oya sahip. · CHP, yüksek eğitimli kesim içinde yüzde 33'le birinci parti. Diğer tüm öğrenim durumu kategorilerinde AKP birinci parti. · Yüksek sosyoekonomik statüye sahip kesimde en yüksek oy oranı CHP ve YTP'nin. · HADEP'lilerin yüzde 91'i AB'ye girişi destekliyor. Diğer partilerdeki AB'ye destek oranı şöyle: CHP yüzde 83, ANAP ve YTP yüzde 80, AKP yüzde 53, MHP yüzde 48, SP yüzde 43. · Seçmenlerin yüzde 29'u AB'nin Türkiye'ye aralıkta bir yol haritası vereceğine inanıyor. Yüzde 43'ü aksi görüşte. Yüzde 28 ise bu soruya yanıt vermiyor. · Seçmenlerin büyük çoğunluğu, seçimlerin kararlaştırıldığı gibi 3 Kasım'da yapılmasını istiyor. · Seçmenlerin yüzde 54'ü, en ciddi ekonomik sorun olarak işsizliği görüyor, ardından enflasyon ve kamu borçları geliyor. · Ankete katılan seçmenlerin yarısına yakını, bu yılki enflasyonun geçen yıldan çok daha yüksek olacağını düşünüyor. · Ankete katılanlar arasında AKP'yi destekleyenlerin oranı yüzde 24.6 iken, AKP'nin ekonomik sorunları çözebileceğine inananların oranı ise yalnızca yüzde 21. Bu durum, AKP desteğinin önemli bölümünün bu partinin ülkenin durumunu düzelteceğine inançtan çok, protesto oyu olarak ortaya çıktığını gösteriyor. · CHP için oy kullanacakların hepsi ise, partinin ekonomik sorunlara çare bulacağına inanıyor. 'AB tarih vermez' · AB'ye üyelik için destek hâlâ çok güçlü görülüyor, ancak beklentiler daha gerçekçi. Seçmenlerin görece çoğunluğu, AB'nin bu yılın sonuna kadar Türkiye'ye tam üyelik görüşmeleri için takvim vereceğini beklemiyor. · Türk seçmeninin Irak'a bir askeri müdahale olasılığı konusundaki tavrı ise, diğer Avrupa ülkelerinin halklarının görüşlerini yansıtıyor. Bu konuda uluslararası bir koalisyon oluşturulması için bir ilerleme görmeyen her dört Türk seçmeninden üçü, Türkiye' nin Irak'a ABD saldırısına karışmamasını düşünüyor. Yedi bölgede çalışıldı Deutsche Bank'ın verdiği bilgiye göre anket, KONDA araştırma şirketi tarafından, Türkiye'nin yedi bölgesinde 2 bin 400 kişi üzerinde yapıldı. Ankete katılanların kesiti hem kırsal hem de kentsel nüfusu kapsadığı gibi, gelir, cinsiyet ve toplumsal konum dağılımını da dengeli olarak yansıtıyor. Sonuçlardaki hata payı artı-eksi yüzde 1.5 olarak tahmin ediliyor. TARHAN ERDEM:İKİ PARTİYE YÖNELİM VAR Seçimlere 2 ay kala yapılan bir araştırma sonucu dün yayımlandı. Özet olarak görünen, üç partinin oy yüzdesi 30-20-10 olarak sıralanıyor, diğerleri 8'in altında. Bu tabloyu yorumlamaya çalışayım: Temmuz sonunda -seçim kararı verildiği günlerde, oy verme gününe üç ay kala- yapılan araştırmayla son araştırma arasında önemli farklılıklar görülüyor: AKP oyu yüzde 22'lerden 30'a çıkmış. AKP'ye oy akışı sürmektedir. Geçen araştırmanın yapıldığı, -Derviş, Cem ve Özkan'ın birlikte 'Yeni Oluşum'u kuracakları- günlerde YTP'ye oy vereceklerini söyleyenlerin önemli kısmı CHP'ye kaymış. AKP'ye karşı CHP'yi desteklemeyi doğru bulan çok değişik çevrelerin ve özellikle Derviş'in katılımıyla, CHP destekçileri yüzde 18'e çıkmış. ANAP, DYP ve MHP'nin oy kaybı son ayda azalarak sürmüştür. HADEP'in oyları, son bir ayda azalmamış, yüzde 1 kadar artmıştır. Bu araştırma, seçmenlerde oylarını iki partide toplama eğiliminin olabilirliğine işaret ediyor. Bu çok açık olmayan, tersinin iddia edilemeyeceği bir veridir. Belirgin değilse de, deneklerde iki partide toplanma eğilimi sezilmektedir. Bu eğilim sadece AKP ya da CHP yönünde gerçekleşmez, böyle bir istek varsa, bu iki parti için de aynı güçte vardır. Yani sadece AKP'nin ya da CHP'nin yükselmesini beklemek yanlış olur. Eğer seçmenler iki partide toplanma kararı vermişlerse, hızı ve ivmesi AKP ve CHP için farklı olmayacaktır. Hangi partinin oyunun ne kadar artacağı, bu partilerin oy alacakları diğer partilerin ve kesimlerin büyüklüğüne, bunların propagandalardan etkilenmelerine bağlıdır. Son günlerde genişleyen ve ciddileşen ittifak -partilerin birleşerek aday listesi vermeleri- girişimlerinin de, oyların iki partide toplanma eğilimini hangi yönde ve ne kadar etkileyeceği de belirsizdir. Araştırmanın ortaya koyduğu iki partide toplanma eğiliminin varlığı ya da yokluğu, AKP ve CHP'nin stratejilerini gözden geçirmeleri gereğine de işaret etmektedir. Bir başka sonuç, baraj nedeniyle hesaba alınmayacak oyların geçen araştırmaya göre azalmış olmasıdır. Temmuz ayı sonunda yapılan araştırmada baraj altında kalacak partilerin oy toplamı yüzde 50'nin üzerinde görünürken, bu araştırmada yüzde 40'a inmiştir. Bu gelişmeyi ittifakların ne kadar etkileyeceğini gösteren bir veriye sahip değiliz. Hesaba alınmayacak oyların oranının, kabul edilemeyecek düzeyde kalacağı görünüyor. Bu oranın bugünkü düzeyinin altına, yüzde 20'lere inmesi, iki partide toplanma eğiliminin artmasına ve ittifakların göründüğünden de güçlü olmalarına bağlıdır. Bu seçimde, her beş seçmenden en az birinin Meclis'te temsil edilememesi sonucunu vereceği anlaşılan yüzde 10'luk baraj, demokrasimizin etkili engeli ve ayıbıdır. Araştırmaların gösterdiği tehlikelerden temsil edilemeyen seçmenlerin fazlalığının yaratacağı tartışmalardan-, siyasal hayatımız korunamaz mı? Zaman geçmiş değildir, bugünkü Meclis, milletvekili seçimi kanununun bir maddesini değiştirerek, demokrasimizi yirmi yıllık ayıbından kurtarmalıdır. Araştırmadan öznel çıkarımımı da yazmak istiyorum: MHP, SP ve DSP'nin araştırmada görünen yüzdelerinin artacağını sanıyorum. Yine de pek çok şeyin AKP ve CHP'de toplanma eğiliminin varlığına, varsa bu eğilimin ve ittifakların gücüne bağlı olduğu açıktır. Araştırma bir ay önceki verilerin değiştiğini göstermiştir. Görünen farkların büyüklüğü ve yönü değişebilir mi? Henüz başlamamış olan propaganda kampanyası, partilerin aday listeleri, ittifakların başarısı.. değişim yaratabilir, değişim sürecini hızlandırabilir. Daha belirgin sonuçlar için bir ay sonra yapılacak araştırmaları beklemeliyiz. (Radikal) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:03

İLGİLİ HABERLER