Ekonomi
  • 19.2.2002 18:01

KRİZ, HALKIN HÜKÜMETE OLAN GÜVENSİZLİĞİNDEN PATLADI

KAYNAK : Haber Vitrini FEHİM FERİK BURSA - Türkiye'de yaşanan ekonomik krizin MGK'da yaşanan tartışmayla başladığı görüşlerine katılmadığını belirten Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Tatlıoğlu, anayasa kitapçığının havada uçuşmasıyla, bir ülkenin bu hale geldiğini söylemenin abesle iştigal olduğunu söyledi. Milli Güvenlik Kurulu'nun 19 Şubat 2001'deki toplantısında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Başbakan Bülent Ecevit'e anayasa kitapçığını fırlatmasıyla patlak veren krizin 1. yıldönümünü değerlendiren Prof. Dr. Tatlıoğlu, böyle münferit bir olaydan bu kadar büyük bir krizin çıkmasının mümkün olamayacağını siyasilerin kendi beceriksizliklerini bu olayla örtmek istediklerini vurgulayarak, "Kriz ne anayasa kitapçığının fırlatılmasıyla, ne de bankaların batmasıyla oluştu. Bir kaç banka batması, üç beş işletmenin kapanmasıyla kriz oluşmaz. Kriz toplumsal, siyasal ve iktisadi boyutları bütün oluşturan bir olgu. İçinde bulunduğumuz ve bir yıl önce başladığı belirtilen kriz aslında, Türkiye toplumunun son 20 yıllık gelişmesinin, son 20 yıllık rejim yapısının, siyasi yapısının sorgulandığı, büyük ölçüde yıprandığı, bütünüyle ortadan kalkmadığı ve sürdürülemez bir hale gelmesinin patlama noktasıdır" dedi. "KRİZİN SEBEBİ SİYASETTEKİ DARALMA" Türkiye'nin ekonomideki iyileşmeye 1990 yıllarında başladığını belirten Prof. Dr. Tatlıoğlu, "Bu dönemde ekonomideki liberalleşme, siyasette yaşanmadı. Bundan dolayı da sosyal hukuk tamamlanamadı. Daha sonra da siyasette daralma meydana geldi. Millet siyasetten koptu ve istenilmeyen ve olmaması gereken bir siyasi irade teşekkül etti. 18 Nisan seçimleri sorasın da IMF'nin güvenini sağlayacak programın hayata geçirildi. Fakat bunda da ekonomideki yanlış yönetimden kaynaklanan sıkıntıların yaşandı. Zaten bildiğiniz gibi, 2001 Kasım ayında kriz benzeri bir gerginlik yaşandı ve bir kaç bankanın etrafında oluşan bu gerginlik bir şekilde bastırıldı. Türkiye ekonomisinin son 10 yıldaki kriz devrelerine bakıldığında hızlı büyümeyle hızlı çöküşün giderek daha yakınlaştığını görüyoruz. IMF 52 yıllık geçmişinde ilk defa kriz öncesinde bir ülkeye yardımda bulundu" diye konuştu. "EKONOMİ İYİ İDARE EDİLMEDİ" Ekonomide genişlemeyi sağlayacak bir programa başlandığını ifade eden Prof. Dr. Tatlıoğlu, "Enflasyonla mücadele programı ön hazırlıklı ve Kurtuluş Savaşı sonrasında ilk kez böylesine toplumsal bir destekle hayata geçirildi. Başlangıçta iyi olan bu gelişmeler, IMF'nin de desteğine rağmen ekonominin iyi yönetilmemesinden dolayı iflas etmiştir. Program ekonominin patronu Kemal Derviş'in kumandayı iyi idare edemedi. Derviş'in gösterdiği hedeflerin hiç biri tutmadı. Dövizin aşırı yükselmesi ve düşmesi bir türlü kontrol edilemedi. Ekonominin dümeni iyi idare edilseydi, 2002 yılındaki kriz daha yumuşak atlatılırdı. Ancak bu krizin toplumsal boyutunu da göz ardı etmemek gerekir. Krizler, halkın hükümete ve ekonomiye besledikleri güvenin yok olmasıyla başlar. Türkiye toplumu bu son krizle beraber siyasi kurumlara olduğu kadar iktisadi kurumlara da kesinlikle güven duyamayacağını ifade etti ve bunu da bir şekilde gösterdi. MGK'daki kriz bir şekilde bu patlamanın simgesi oldu. Bu olaydan sonra da her şey çöktü" şeklinde konuştu. "ÇÖZÜM GÜVEN OYU" Bundan sonra iyileşme yaşanması için mevcut hükümetin güven tazeleme yoluna gitmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Tatlıoğlu, şöyle devam etti: "Mevcut hükümet güven tazeleme yoluna giderse, bunu gerçekleştirmesi çok zor. Çünkü halkın hükümetteki ortaklardan hiç birine güveni kalmamış görünüyor. Yapılacak seçim ve yeni gelecek bir hükümetin oluşturacağı güven ortamı ile Türkiye ekonomik krizi daha kolay atlatır." Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 15:27

İLGİLİ HABERLER