Yaşam
  • 14.3.2006 12:05

İŞTE, İRAN'DA EVLERDE GECE HAYATI

Tahran’daki Vatan muhabiri Burak Kara’nın kimliklerini saklı tutmak şartıyla bir ev partisini görüntüledi.

Söz nükleer programa gelince, radikal İslamcılar da gönlü batıda olan reformistler de tek yumruk oluyor: İsrail, Pakistan, Hindistan üretiyor, biz armut mu toplayacağız? Tabii ki nükleer silah yapacağız!

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad, nükleer programı yeniden faaliyete geçirerek ülkesini ABD'nin yeni hedefi haline getirdi. Tüm telkin ve uyarılara rağmen de kararından vazgeçmiyor. Yalnız Batı'ya değil tüm dünyaya meydan okuyor. Vurulması an meselesi olan, böylesine "kapalı kutu" bir ülkenin fotoğrafının doğru çekilmesi gerekiyordu. 12 gün boyunca, Tahran ve Kum'da toplumun her kesiminden insanla konuşmaya çalıştım. Ahmedinecad'ın iktidar oluşunun ilk dokuz ayını, nükleer politikasını, özgürlük istemlerini, çalan savaş çanlarını, reformları, başörtüsü özgürlüğünü, iran'ın geleceğini...

ABD her koşulda saldıracak
Her kafadan değişik ses ve görüşler çıksa da ülkeyi birleştiren tek nokta nükleer faaliyetler, iranlılar nükleer konusunda "milli" düşünüyor ve ezici bir çoğunluk, ülkenin nükleer faaliyetlerine devam etmesini istiyor, bu konuda taviz verilmemesi gerektiğini savunuyor. Ahmedinecad'ı seven de sevmeyen de nükleer programı destekliyor.

Beni en çok şaşırtan insanların sosyal konumlarının aksine görüşler vermeleri. Şia'nın merkezi Kum'da yaşayan, internette günlüklerini yayınlayan bir weblog molla ve karısıyla evlerinde yaptığını röportaj, oldukça kapalı hayat süren mollaların kendi içlerindeki reformlarının göstergesiydi. Devasa kütüphanesi ve son model laptop'ı olan 'bloger' molla, kadınların özgürlüğünden yana. Ancak Ahmedinecad'ın nükleer programına da tam destek veriyor. Tahran'ın zengin semtlerinde, Diesel'den Levis'a marka kotlar giyen, başını formalite icabı kaşkolla örten genç kızlar da "Nükleer silah üretmek hakkımız. ABD bize öyle ya da böyle saldıracak. O zaman ne yapacağız?" diyor.

Üniversitede Cuma Namazı

Tahran Üniversitesi'nde kılınan meşhur Cuma namazları ise ABD nefretinin kusulduğu en büyük arena. Cuma namazındaki siyasi şovun bayraktarlığını ise Ahmedinecad karşısından hezimete uğrayan Haşimi Rafsancani yapıyor. Rafsancani bu şovla, Ahmedinecad'tan adeta intikam alıyor. Zira Cumhurbaşkanı'nm halk üstünde onun bu siyasi şovları kadar provokatif bir etkisi yok! Devrimin ilk yıllarında olduğu gibi, Tahran Üniversitesi'ne çıkan tüm caddelerin hınca hınç dolduğu Cuma'lar artık yok. Gerçi yine üniversiteye binlerce kişi saf tutmak için akın etse de, anlaşılan hep aynı siyasi gösteriyi izlemeye alışkın olan Tahranlılar, artık bu ritüelden uzak duruyor. Yaşlı bir Tahranlı, "Artık Cuma'lar daha kalabalık görünsün ve boş yer kalmasın diye askerleri zorla getiriyorlar namaza. Eskiden namaz kılacak sokak bulamazdık" diyor.

'Büyük Şeytan'a küfür ana ibadet

Safları dolduranlar ibadete, 'Büyük Şeytan'a küfürle başlıyor. Bunca küfürden sonra apdest kalmış mıdır diye düşünmeden edemiyor insan! 'Nükleer' konusunda uzun bir konuşma yapıyor Haşimi Rafsancani: "Zafer Büyük şeytan'ın değil, islam'ın olacak. Bizim hakkımıza nasıl karşı çıkarsınız? Birleşmiş Milletler nasıl olur da Amerika'nın her isteğine uyar! Kim bize düşmansa soyu tükenecek! Iran asla Irak gibi olmayacak. Bizdeki türbelere Amerika ayak basamayacak!" Rafsancani konuştukça halk coşuyor, halk coştukça Rafsancani, sanki 9 ay önce Ahmedinecad'a yenilmemiş gibi Irak'ta Şiiler'e yapılanları kınayan çok duygusal bir konuşma yapıyor. Her şey çok iyi programlanmış Cuma namazında, 1 dakika önce ağlayan Rafsancani, hızla gözyaşlarını unutuyor ve kürsüden inip cemaatin en önüne geçiyor. 'Toprağa daha yakın olmak için'de yerin yarım metre altındaki yerine geçiyor ve Cuma namazını başlatıyor...

VATAN / Burak KARA

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 09:49

İLGİLİ HABERLER