Yaşam
  • 27.3.2008 12:59

İŞTE, KİŞİLİĞE GÖRE AŞK BİÇİMLERİ...

YUSUF ZİYA ERARSLAN
ANKARA - Psikolog-Aile Terapisti Dr. İlkim Öz Tan, her kişilik yapısının aşka açık olmadığını belirterek, "Kişiliğin bazı belirgin özellikleri, o kişiyi aşk duygusundan uzak tutabilir, aşkı yaşamasını engelleyebilir. Bazı kişilik yapıları ise aşkı içlerinde barındırırlar. Bu kişiler aşkı doyasıya yaşar ve yaşatırlar" dedi.
Dr. Tan, aşkın hangi kişilik yapısında nasıl geliştiği ve nasıl sonuçlandığına ilişkin bilgiler verdi. Tan, içe dönük, dışa dönük, agresif, mükemmeliyetçi, narsist, duyarsız, ayrıntıcı ve romantik kişiliğe sahip insanların aşka olan yakınlıklarının analizini yaptı. Kişiliklerin insanları birbirine yakınlaştıran ya da ayıran bütünlükler olduğunu vurgulayan Dr. Tan, "Her insanın aşkı yakalayabileceği bir 'diğeri' vardır. Ama o, 'diğeri'nin kim olduğu çok önemlidir. O diğeri, eğer sizin için
'vazgeçilmezlikse' o zaman doğru 'diğerinizi' bulmuşsunuz demektir" diye konuştu.
Dr. Tan, her kişilik yapısının aşka açık olmadığını, kişiliğin bazı belirgin özelliklerinin o kişiyi aşk duygusundan uzak tutabileceğini ifade ederek, bazı kişilik yapılarının ise aşkı içlerinde barındırdığını, bu kişilerin aşkı doyasıya yaşayıp yaşattığını belirtti. Tan, "Çoğu kez, birbirleriyle uyumsuz, çelişen ve çatışan kişilikler birlikte olurlar. Çünkü kişinin kendisine uygun 'diğerine' rastlama olasılığı çok düşüktür. Onlar birbirlerini buldukları zaman ise ayrılamazlar. İşte gerçek aşk budur"
şeklinde konuştu.
"Aşk gücünü kişilik yapılarından alırken, her kişilikte farklı biçimde kendini yaşar" diyen Dr. Tan, bazen aşıkların kişiliklerinin birbiriyle çatışmasının aşkın bu çatışmalara kurban gitmesiyle sonuçlandığının altını çizdi. Dr. Tan, kişilik yapılarının aşka uygunluklarını şöyle sıraladı:

İÇE DÖNÜK KİŞİLİKLER: Bu kişiler duygularını daha çok kendi içlerinde saklarlar. Duygularını dile getirmek, bu kişiler için zor hatta imkansızdır. İçe dönük kişilik yapısında olanlar, öfkelerini, kızgınlıklarını bastırıp dışa vurmakta zorlandıkları gibi, sevgilerini de dile getirmekte güçlük çekerler. Aşk, bu kişiliklerde boğulma tehlikesi yaşar. Çünkü aşk bir dışa vurumdur. Diğeriyle ne kadar çok paylaşılırsa o kadar coşkusu artar. Aşk dile gelmek ve söylenmek ister, aşk dokunmak ve dokunulmak ister.
İçe dönük insanlar, aşka pek de veremeyenlerdir diyebiliriz. Her iki eş de içe dönükse, aşk da bu iki kişinin içerisinde kendince hava delikleri açarak yaşamaya çalışır. Coşkusunu yitirir, aşk olma formatından çıkıp, sevgiye doğru adım atar. Ama sadece tek taraf içe dönükse ve diğer taraf dışa dönükse bir kişiliğe sahipse, aşk o ilişkide çok da uzun ömürlü olmayıp ölebilir, çünkü içe dönük kişilik daha coşkulu olan dışa dönük kişiliğin duygularını beslemeye yetemez.

DIŞA DÖNÜK KİŞİLİKLER: Neşeli, canlı, her fırsatta duygularını ifade etmeye hazır olan bu kişiler, aşık olduklarında hem kendilerine hem de aşık oldukları kişiye bir duygu ziyafeti yaşatırlar. Bu kişiler hislerini paylaşmaktan kaçınmadıkları için, karşı tarafa duygu orgazmı tattırırlar. Sürprizler, heyecanlar ve çılgınlıkların yanı sıra birlikteki sorunları da dile getirdiklerinden, ilişkileri olabildiğince sağlıklı olur. Hemen hemen her ilişkide var olan sorunlar, onların ilişkisinde daha çabuk ve kolay
çözümlenir. Her iki taraf ta dışa dönükse, aşk bu ilişkide uzun ömürlü olur ama biri dışa dönük, diğeri değilse aşk sorunlar yaşayabilir. Daha çok tek taraflı beslendiği için duygu aktarımındaki tıkanmalar, aşkın ömrünü kısaltabilir. Aşk coşkuyla beslenen bir duygudur ve bu duygu iki kişinin beslenmesiyle yaşar.

AGRESİF (ÖFKELİ) KİŞİLİKLER: İşte aşkı zedeleme riskini en çok taşıyan kişilik grubu budur. Aşk ne kadar narinse, bu kişiler o kadar kabadır, aşk ne kadar sevecense bu kişiler o kadar katıdır. Agresif kişiler, sık sık öfke nöbetleri geçiren, çevresine hem fiziksel hem de duygusal anlamda zarar veren tiplerdir. Karşısındakinin üzülüp kırılıyor olması, o öfkeliyken hiç de önemli değildir. Bu kişiler hatalarını kabul edip, özür dileme eğiliminde de değildirler. Karşı tarafın gönlünü alma, bu kişilerin
ilişki rehberlerinde yoktur çünkü hep kendilerini haklı görürler. Agresif aşık olsalar bile, aşkı en kısa zamanda öldürme konusunda ustadırlar. İki agresifin bir araya gelip doğurduğu aşklar ise, ne yazık ki daha doğarken ölmeye mahkumdur.

DUYGU CİMRİSİ KİŞİLİKLER: Cimrilik sadece maddede, parada pulda olmuyor, duygu dünyasında cimri olan kişiler de var. Onlar için sadece madde dünyası vardır. Evleri, arabaları, kariyerleri ve kazandıkları para hayatın anlamıdır. Bu kişilerin aşık olma potansiyelleri ne yazık ki yoktur. Aşkı cinsellikle bir tutarlar ve karşı taraftan bıktıkları zaman arkalarına bile bakmadan yeni keşiflere yelken açarlar. Birlikte oldukları insanlara, sevgi sözcükleri ya da sevgi davranışlarında bulunmak onlar için
imkansızdır. Paylaşmak gibi bir kavramları zaten yoktur. Bencil oldukları için aşk onlara uğramaz bile. İki duygu cimrisi birbirine rastlarsa, sadece cinselliği yaşar. Eğer böyle birine aşık olduysanız bilin ki bu aşkı o cinselliğiyle besliyor ve aşkınızın ömrü çok kısa olacak.

DUYGUCA DENGESİZ KİŞİLİKLER: Bu kişiler ilk bakışta çevresine keyif verici gibi görünse de kısa zamanda dengesizliklerini belli ederler. Aşırı çocuksu tavırlarıyla önceleri karşı tarafa sevimli gelirken, aniden öfke durumuna geçmesi, onun duygu dengesizliğini ortaya koyan belirgin bir davranışıdır. Duygu dengesizliği yaşayan kişilere de aşk pek uğramaz, çünkü aşk içinde her ne kadar çılgınlıkları barındırsa da, denge olmadan varlığını sürdüremez. Bu kişilerin duyguları sağlıklı olmadığından, duygu
gelgitleri çok fazladır. Çok çabuk etki altında kalırlar ve herkesin etkisi altına girebilirler. Sorumluluk alamadıklarından, zorlanmaya gelemediklerinden uzun süreli ilişkiler kuramazlar. Oysaki aşkı taşımak sorumluluk ister. Duyguca dengesiz kişiler baldan bala konan arılar gibidirler ve sık sık aşık olduklarını savunurlar. Cinsel çekimle karıştırdıkları aşk duygusunu yaşamaları çok zor, hatta imkansızdır. Aşk onlardan hep uzak durur, kim bilir belki siz de uzak durmalısınız.

MÜKEMMELİYETÇİ KİŞİLİKLER: Aşk onları sever çünkü aşk özen, ilgi ve zaman ister. Mükemmeliyetçi kişilikler zor aşık olurlar, ama bir kez aşık olduktan sonra da eğer yaşantılarında travmalar yaşamazlarsa aşklarını uzun ömürlü kılarlar. Mükemmeliyetçi kişiler zor insanlardır. Onlara hiçbir şeyi kolay kolay beğendiremezsiniz. Acımasız eleştiricilerdir, ama aşık oldukları insana bunu yapmazlar çünkü onların aşkı ve aşık oldukları kişi mükemmeldir. Sorumluluklarına sahip çıktıklarından, aşklarına da sahip
çıkarlar. Aşklarını duygu ve zaman yatırımıyla besler ve büyütürler. Aşkı incitmemek için mükemmele yakın özen gösterirler. Ancak risk sahibi kişilerdir. Kendileri gibi mükemmeliyetçi kişiliklerle uzun ömürlü aşklar yaşayabilirler, çünkü onları bir tek kendileri gibi olanlar anlar ve uyum sağlar. Aşkın en sevdiği konfor ise uyumdur. Aşkın uyum yasaları mükemmeldir ve mükemmeliyetçilerle soluk alır. Bir mükemmeliyetçi kişilik, duyarsız bir kişilikle aşkı doğurursa, o aşk en kısa zamanda ölümle bir
sofrada yemek yemeyi seven mükemmeliyetçiye ancak kendisi gibi biri aşkta eşlik edebilir.

NARSİST KİŞİLİKLER: Ne yazık ki onların duygu limanına da yanaşamaz. Narsistler o kadar kendileriyle meşguldürler ki, aşk gibi iki kişilik bir duygu onlardan uzak durmaya mahkumdur. Narsist kişiler için dünya sadece kendi etraflarında döner. Sadece kendilerine duygu üretirler. Onların dünyasında, başkasıyla doğrulacak özel bir duygu yoktur. Narsistler için sadece aynalar vardır. Kendilerine bakarlar, kendilerini severler, kendilerine yatırım yaparlar, aynalarında sadece kendileri vardır, orada bir ikinci
kişiye yer yoktur. Narsistler aşık olamazlar. Vazgeçilmezlik olan aşk, onların yakınından uzağından geçmez bile.

DUYARSIZ KİŞİLİKLER: Aşkın uğrak noktası olmadığı kişiliklerdir duyarsızlar. Bir duyarsız aşık olduğunu sanabilir, siz de bir duyarsıza aşık olabilirsiniz ama bu duygu kısa bir sürede tuzla buz olacaktır. Aşk hassaslık isterken, duyarsızların hassaslıkla uzaktan yakından ilgileri yoktur. Aşk romantizmle beslenirken, romantizm duyarsız kişiliklerin hiç anlamadığı ve hatta alaya aldığı bir duygu durumudur. Aşk hüzün, özlem gibi duyguları içinde barındırırken, duyarsız birinin hüzünlenmesi ya da özlemesi
olası değildir. O sadece duyarsızlığıyla mutludur, hatta bundan gurur bile duyabilir. Hiç ağlamamış olması, özlememesi, çok fazla sevinmemesi, üzülmemesi kısacası bütün duyguları 'az'lar da yaşıyor olması, aşkın ona uğrama olasılığını ne yazık ki sıfıra indirir.

AYRINTICI-DETAYCI-TAKINTILI KİŞİLİKLER: Aşk sanki onlar için yaratsılmıştır. Aşk, takıntılı kişiliklerde son derece mutlu ve özgürce kendisini ifade etme olanağı bulur. Aşk, takıntılı kişiliklerde olabildiğince büyür ve çoğalır. Takıntılı kişiler, ayrıntılara, detaylara o kadar önem verirler ki, çoğu zaman ayrıntıların-detayların içinde kaybolurlar. Aşk ise, kendisiyle detaylı bir şekilde ilgilenilmesine bayılır. Takıntılı kişiler, aşkın içinde de kayboluverirler. Aşklarını ve aşık olduklarını
kaybetmemek adına, ilişkideki ayrıntılarla uğraşırlar. Aşkta oluşabilecek en küçük bir sorun bile, onlar için uğraşılması gereken büyük bir problemdir Bu yüzden ilişkileri en az sorunlu olarak sürer. Ancak kendileri gibi, takıntılı insanlarla aşkı yaşadıkları zaman aşkları büyür ve çoğalır. Bir duyarsızla, bir takıntılının aşkını düşünsenize. Bu takıntılı olan taraf için son derece risklidir. Duyarsız bir gün çekip gittiğinde, takıntılı olan kendisini toparlayıncaya kadar epey zaman geçer.

ROMANTİK KİŞİLİKLER: Romantiklerin duygu dünyası son derece zengindir. Onlar aşkta, aşk da onlarda yaşar. Bir romantiğin aşık olmadan yaşamını sürdürmesi mümkün değildir. Gerçek aşkı bulduktan sonra ona sıkı sıkı sarılan romantikleri, aşık oldukları insandan koparmanız imkansızdır. Son derece hassas ve duygusal olan romantiklerin özellikleri sevgililerini mutlu etmeyi adeta bir iş edinmeleridir. Onları gün içinde, romantik hayaller kurup, bunu uygulamaya koyma planları içinde bulabilirsiniz.
Romantiklerin hassas ve duygusal yönleri karşı tarafı çok mutlu ederken aynı zamanda da, güç durumlara düşürebilir çünkü çok hassas olduklarından aniden kırılıp, gücenebilirler. Ancak romantik bir jestle onların gönlünü alabilirsiniz. Romantik kişilikler yine romantiklerle aşklarını sonsuzlaştırabilirler. Aşırı mantıklı, duygu cimrisi ya da narsistlerle aşkı yakalayıp, yaşatabilmeleri imkansızdır. Bu kişilikler birbirlerine zıt kişiliklerdir, aralarında çekim olsa bile bu cinsellikten öteye gitmez.

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 12:51

İLGİLİ HABERLER