Gündem
  • 29.11.2004 11:14

MENDERES'İN KAPICISI, NASIL HOLDİNG PATRONU OLDU?

ŞAMİL TAYYAR/ YENİ ŞAFAK MENDERES'İN KAPICISI, NASIL HOLDİNG PATRONU OLDU? Yakın bir arkadaşım aradı, ''Yorgun Mayıs Kısrakları'nı okudun mu?'' diye sordu. ''Okudum, hayır mı?'' dedim. Bu defa, ''Kitapta Adnan Menderes'in aşk arkadaşı olarak geçen Suzan Sözen'le ilgili bölümleri hatırlıyor musun?'' diye sordu. Açıkçası, bazı bölümler hafızamda canlıydı ama dilinin altında sakladığı baklanın ne olduğunu merak ettim doğrusu. Bu sorgu sualin ardından anlatmaya başladı: ''Kitapta Adnan Menderes'in Suzan Sözen'le buluştuğu iki yerden söz ediliyor. Biri Ralli Apartmanı, diğeri Belveder Palas. Buraya kadar doğru. Ancak kitapta olmayan başka önemli bir konu var. Burada kapıcılık yapan bir şahıs var. Menderes, Suzan Hanım'ın yanına gelip giderken bu kapıcıyla tanışıyor. İhtilale yakın bir zaman, Menderes, Suzan Hanım'a bir paket gönderiyor, içinde yüklü miktarda para varmış. Suzan Hanım evde bulunamayınca, paket, kapıcıya bırakılmış. Menderes, ihtilal olursa Suzan Hanım'ın mağdur olmaması için bu parayı göndermiş. Ancak kapıcı bu parayı Suzan Hanım'a vermemiş, bir süre sonra ihtilal olunca parayı arayan soran olmamış...'' Önce bu anlatılanlara güldüm, inanmadım. Dostumuz, ''Dur bakalım, hemen kararını verme. Araştır, doğru olduğunu göreceksin'' dedi. ''40-50 yıl önce kapıcılık yapmış birisini nasıl bulacağım? Belki adam çoktan Hakk'a kavuşmuş olabilir'' deyince, bu kez dostumuz gülmeye başladı: ''Zaten işin can alıcı kısmı burada. O kapıcı, şimdi İstanbul'un en büyük holdinglerinden birisinin patronu.'' Ne diyeceğimi şaşırdım, ''Emin misin?'' diye sordum. Sonra bana, 40-50 yıllık sırrı açıkladı. Gerçekten bana açıkladığı bu isim, İstanbul'da çok tanınmış ünlü bir holding patronuydu. 70 yaşın üzerinde, Doğu kökenli, ağırlıklı olarak inşaat, maden, enerji, otel işletmeciliği alanlarında faaliyet gösteren bir işadamıydı. Hemen araştırmaya koyuldum. Önce, Yorgun Mayıs Kısrakları'ndaki ilgili bölümleri yeniden okudum. Kitabın 403. sayfasında Menderes ile Suzan Hanım arasındaki buluşma sahnelerinden birisi şöyle anlatılıyordu: ''Adnan Bey'in otomobili Belveder Palas'ın önünde durdu... Adnan Bey kapıdaydı ve bu beklenmeyen bir ziyaretti. Suzan Hanım şaşırmamış göründü. Böylece aranan kadın lezzetini hem hissettiriyor, hem de bunun bir gurur gibi yaşanmasına fırsat veriyordu... Suzan Hanım'ın kapısı sessizce kapandı. Adnan Bey evdeki tek erkekti. Suzan Hanım'ın gözlerinde bu beklenmeyen ziyaretin şafağı vardı. Elini uzattı, Adnan Bey'in elini avuçladı. Bütün parmaklarını kendi parmaklarının mengenesine alıp içeriye doğru yürüdü...'' Kitabın 444. sayfasında ise şöyle bir bölüm var: ''Maçka Caddesi'ne giden yollar kesilmişti. Ralli Apartmanı adeta gözaltına alınmış, caddeye giren çıkanlar gizlice izlenmişti... Ralli Apartmanı'nın ışıkları ölgündü. Perdeler kalın ve kapalıydı. Bir kızıl perde sessizce açıldı ve davetkar bir ışık belirdi... Gölgelerdeki sır, sahibini arayan kadındı...'' Ardından, ''canlı tarih'' olarak gördüğüm bazı isimleri aradım. Son olarak, kitabın yazarı Yılmaz Karakoyunlu'ya başvurdum. İki dönem milletvekilliği ve Devlet Bakanlığı yapmış olan Karakoyunlu'ya, ''bildiklerimi'' anlatıp, ''Kitabı yazmadan önce yapmış olduğunuz araştırmalar sırasında bunları duymuş muydunuz?'' diye sordum. Karakoyunlu, kitapta sözü edilen Ralli Apartmanı ve Belveder Palas'ın Teşvikiye Caddesi üzerinde yanyana iki bina olduğunu, burada kapıcılık yapan şahsın bugün zengin birisi olduğunu doğruladı. Karakoyunlu, ''Size ismi söyleyemem'' deyip ekledi: ''Bu şahsı İstanbul'da herkes biliyor, zaten. Aradan geçen bu kadar süre sonra bunu yazmanızı doğru bulmam.'' Karakoyunlu, bize ulaşan ismi kendisine aktardığımda ise bir an durakladı, ''Doğru, ama yazmazsanız iyi olur'' dedi. Ama Karakoyunlu'nun, Suzan Hanım'ın kapıcısının holding patronluğuna giden yolda nasıl zengin olduğuna ilişkin iddialara itirazı vardı: ''Öyle para paketi falan yok. Sanıyorum, o dönemde Menderes'ten ufak tefek ihaleler almış, öyle büyümeye başlamış.'' Olayın taraflarından Adnan Menderes rahmetli, Suzan Sözen de ileri yaşı nedeniyle bilinci pek yerinde olmadığı için bu iddialara açıklık getirecek en önemli kişi, iddiaların muhatabı olan işadamıdır. Açıkçası beni, bu holding patronunun bir dönem kapıcılık yapması ilgilendirmiyor. Eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de çobanlık yaptığı meralardan Çankaya Köşkü'ne kadar çıkabilmişti. Üzerinde durduğum konu, Menderes'in Suzan Hanım'a verilmek üzere gönderdiği ''para paketi''ne, 27 Mayıs ihtilalinin karanlığında el konularak, müteahhitlik işlerinde ''sermaye'' yapılıp yapılmadığıdır. Veya bir başbakanla aşk romanı yazarı arasındaki ''kara sevdanın'', ihaleler yoluyla ''rant aracı'' haline getirilmesidir. Şimdilik, ''bu ismi'' ajandama kaydediyorum. Beklediğim belgelere ulaşabilirsem, ismi açıklayacağım. Ne yapalım, tazminat davalarından yoruldum. Kimbilir, belki bu arada sözü geçen işadamı, ortaya çıkıp iddialara açıklık getirebilir. Bir kez daha görüldü ki, aradan geçen bunca yıla rağmen hiçbir şey gizli kalmıyor. Güneş doğup yükseldikçe, gölgeler azalıyor. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:22

İLGİLİ HABERLER