Gündem
  • 29.7.2009 15:00

MHP'Lİ KÜRT: APO İLE GÖRÜŞÜLEBİLİR

Oral Çalışlar'ın yazısı...

MHP'li Kürt: 'Öcalan'la Görüşülebilir'


Kürt sorunu, öncelikle Kürtlerin sorunudur. En büyük acıyı onlar çekiyor. Kürt sorunu aynı zamanda bir Türk sorunudur ve Türklerin en büyük öncelik taşıyan sorunlarından biridir. Türkler de çözümsüzlüğün, şiddetin faturasını ödüyorlar.

Kürt sorunu, nerede durduğunuza ve nereden baktığınıza bağlı olarak farklı görünebiliyor, çok farklı yorumlanabiliyor. Diyarbakır’a, Hakkâri’ye, Tunceli’ne, Doğu Beyazıt’a, Van’a, Şırnak’a veya Güneydoğu’daki bir kente gittiğiniz zaman Kürt sorununun ne anlama geldiğini Ankara’dan çok farklı bir bakış açısıyla anlamaya, hissetmeye başlıyorsunuz.

Kürt sorunu nedeniyle yaşamını yitiren 40 bin insanımızın ezici çoğunluğunun Kürtlerden
oluştuğunu biliyoruz. Cumhuriyet döneminde yaşanmış 29 isyanın ağır mirası da onların sırtında. Örneğin Tunceli’ni, Ovacık’ı görmeniz, o yörenin insanlarıyla temas etmeniz 1938 Dersim katliamının ne anlama geldiğini ruhunuzda hissedebilmenizi, düşüncelerinize, algılarınıza bir derinlik katmanızı sağlıyor.

Galip Ensarioğlu, son seçimlerde Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı’na seçildi. Kendisi yıllarca DYP İl Başkanlığı’nı yaptı. Ailesi, Menderes döneminde Demokrat Partiliydi, Adalet Partisi döneminde Adalet Partili. Ensarioğlu’nun amcaları milletvekilliği yaptılar. Galip Ensarioğlu bakın çözüm konusunda neler söylüyor: “Öcalan ve PKK Kürt sorununun
çözümünde göz ardı edilemez.”

Önceki gün, Diyarbakır’da çok farklı görüşlerden Kürt aydınları ‘Kürt Birlik Çalıştayı’nda bir araya geldiler. İki gün süren ‘Çalıştay’ın sonuç bildirgesinde şunlar belirtildi. “Bu ulusal bir mesele ve ulusal zeminde çözülmeli. Çalıştay katılımcıları demokratik çözümün yanındadır.”

Çalıştay’a katılanlar ise şunları belirttiler. Sırrı Sakık (DTP Muş Milletvekili): “Çok hızlı adımlarla barışa yürümemiz gerekiyor. Cumhurbaşkanının sözleri bizi umutlandırıyor. Bu iklimin Türkiye’nin her yerine yayılmasını istiyoruz.” Muhsin Kızılkaya: “Devlet ve PKK, Kürt sorunu çözümüne geçmişte olmadığı kadar çok yakın.” Prof. Dr. Vahap Coşkun: “Kamuoyu konuya karşı duyarlı. Ümitli bir bekleyiş var. CHP ve MHP bu bekleyişi sabote edebilir.” Altan Tan (Gazeteci-Yazar):

“Türkiye’deki Kürtler ve Türkler devletin bazı kurumları ve uluslararası güçlerin çözüm noktasında irade koyduklarını görüyoruz.” İsmail Bedirhanoğlu (GÜNSİAD Başkanı): “Kürt sorununun çözümüne çok yakın bir dönemdeyiz. Fırsat değerlendirilmeli.” Muharrem Erbey (İHD Diyarbakır Şube Başkanı): “Çözümü konusunda olumlu hava var. Bu olumlu hava mutlaka devam ettirilmeli.”
Bu görüşleri ifade edenlerin çoğunu yakından tanıyorum. Siyaseten çok farklı yerlerde durmalarına rağmen çözüm konusunda neredeyse aynı şeyleri söylüyorlar. Çoğunluğu PKK’ya sert eleştiriler de yöneltiyorlar. Bununla birlikte, o yörenin sorununun çözümünün ne olduğunu herkesten daha iyi görüyorlar. O yörenin sorunlarına o yörenin içinden bakanlar, yakın oldukları siyasi eğilim ne olursa olsun, diğer yerlerden bakanların göremediği birçok boyutu görebilen bir bakış açısına sahipler.
Size daha ilginç bir örnek aktarmak istiyorum... MHP’nin Diyarbakır eski il başkanı Abdullah
Arzakçı’nın söyledikleri, buradaki duyarlığın ve çözüm iradesinin, Türkiye’nin diğer yerlerine kıyasla ne kadar farklı algılandığını göstermesi bakımından ilginç. Arzakçı şunları söylüyor: “PKK ve Öcalan’la görüşülmesin demiyorum. Doğru söyleyenle görüşülebilir.”

***
Diyarbakır eski MHP İl Başkanı Arzakçı, tekil bir örnek değil. Ayrıca Güneydoğu’da görev yapan memurların çoğu da, Türkiye’nin Batısındakilerin bu bölgeyi anlamakta güçlük çektiklerinin bilincindeler.

Neredeyse bütün Kürtlerin (hangi siyasi görüşten olurlarsa olsunlar) çözüm konusunda hemen aynı şeyleri söylemesi, kimlik konusunu kaçınılmaz bir konu olarak ifade etmeleri, Türkiye’nin batısında yaşayan bizler için bir anlam taşımalı. Kürtler, farklı anadili olan, değişik bir tarihe ve kültüre sahip olan bir halk. Bu halk Türklerle, Yaşar Kemal’in de belirttiği gibi 1000 yıl birlikte yaşamış. Bundan sonra da beraber yaşamak istiyor. Ancak, bu birlikteliği kimliğini rahatça yaşayarak sürdürmek istiyor.

Kürt sorununda çözüm için yeni adımların atılmasının gündemde olduğu şu günlerde empatiyi yoğunlaştırmanın ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Türkiye, kendi yurttaşı olan Kürtlerle barışmaya, geçmişin acılarını aşmaya hazır olmalı. Bunun kolay olmayacağını, karşılıklı milliyetçiliğin kaşınacağını, buradan siyaset çıkarılmak isteneceğini biliyoruz. Bütün siyasi eğilimlerdeki insanlarımızın bu konuda gösterecekleri empatiye ihtiyacımız var.

Şimdi karar anı... Cesaretli karar anı. Türkiye, daha büyük, daha zengin, daha demokrat bir ülke olmak için ciddi bir eşikten geçmenin sıkıntılarını yaşıyor. Bugün atılacak adımlar geleceğimizi belirleyecek. Çok yanlışlar yapıldı, çok bedeller ödendi.

Hamaset döneminin sonuna geldik. Cesaret dönemindeyiz, çözüm dönemindeyiz.

(RADİKAL)

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 16:02

İLGİLİ HABERLER