Gündem
  • 13.5.2013 13:07

Mİt, patlamadan önce uyardı mı?


Gazetecilerden Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a MİT’in uyarısını neden dikkate almadıklarını sormalarını isteyen Gürsel Tekin, “Sayın Bülent Arınç galiba burada. Sayın Arınç’a bizim adımıza şu soruyu sorabilirseniz çok mutlu oluruz. İzmir’de olduğunu duydum. MİT’in vermiş olduğu bilgi doğru mudur değil midir? Bu saate kadar bir yalanlama gelmedi. Doğruysa neden önlem alınamadı, bunların cevabını istiyoruz. Bize cevap vermiyorlar ama size cevap verebilirler diye düşünüyorum” diye konuştu.
CHP İzmir İl Başkanlığı’nda düzenlenen toplantıda iktidara yüklenen CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, hükümet yetkililerinin Reyhanlı’daki patlamanın hemen ardından sorumluları bildiklerine dair açıklamalar yapmasını şaşırtıcı bulduklarını söyledi.

"BAŞBAKAN GİDERSE KİMSE ÜZÜLMEZ, MERAK ETMESİN"
Başbakan’ın saldırıdan bir hafta önceki açıklamalarında bile Suriye ile ilgili saldırgan bir dil kullandığını kaydeden Tekin, Başbakan Erdoğan’ın ‘Bırakıp giderim’ açıklamalarını eleştirdi. Tekin, şunları söyledi:
“Saldırıdan bir hafta önce Sayın Başbakanın demeçleri ortada, çok net. Sayın Başbakan Suriye konusunda her zaman çok savaşçı bir dil kullanmıştır, sabır taşmıştır,gereğini yapacağım demiştir. Bunlar diplomatik olarak savaşçı bir dildir. Sayın Başbakan bırakıp gidecekse kimse üzülmez merak etmesin. Sayın Başbakan eğer vicdanen Suriye’deki olaylardan dolayı bırakıp gidecekse Ortadoğu coğrafyasına baktığımızda sadece Suriye değil otoriter yapının yaratmış olduğu çokça insanın nasıl katledildiğini hep beraber görmüş oluruz. Irak’ta 1.5 milyon insan öldürüldü. Keşke Sayın Başbakan aynı duyarlılığı orada da gösterseydi.”

MİT’İN UYARISI NEDEN DİKKATE ALINMADI?
Tekin, hükümet yetkililerinin gazete ve televizyonlara sansür uygulamasını da kabul edilemez olduğunu kaydederek, şöyle konuştu:
“Gerçekten şaşırtıcı. Bu kadar hızlı, bu kadar çevik neredeyse benzer olayların baktığınızda altı ay sekiz ay sonuç beklerken bu kadar önemli bir olayda iktidar yetkilileri elleriyle koymuş gibi kimin yaptığını biliyoruz dediler. MİT’in açıklaması var; 23 Nisan günü devletin tüm birimlerine olası önümüzdeki süreçte Rakka şehrinde - Rakka şehri şu anda muhaliflerin kontrolünde olan tek şehirdir- orada üç tane bombalı aracın Türkiye’ye sınıra girebilme ihtimalinin olacağını MİT uyarmıştır. Hükümet yetkililerine sormak istiyorum. Bir, bu uyarı geldiyse niye önlem alınmadı? Güvenlik zafiyeti mi var. İki, Rakka’daki muhaliflerle ilişkinizin hangi boyutta olduğunu kamuoyuna açıklayın. Sıkıyönetim ilan ederek, ekranları karartarak, gazeteleri kapatarak bu işleri kapatmaları mümkün değil. Kapatsa ne olur. Açıyor musunuz uluslararası televizyonları. Açın görün. Eğer bugün Reyhanlı’daki sorunları görmek istiyorsanız, dünya gazetelerine bakın bir de kendi gazetelerinize bakın. Baskıcı anlayış, işte 1 Mayıs’ta yasak koy, Reyhanlı’da gazete ve televizyonlara yasak koy, yerel mahkeme kararıyla hepsini karartmaya çalış. Bu baskıcı anlayış olduğu için biz miting yapıyoruz. Arkadaşlarımızla dün gece görüştüm. Çok sayıda kayıp var, ulaşılamayan insan sayısı çok. Sağ mı ölü mi kimse net olarak bilmiyor. CHP’nin özellikle Hatay’daki oluşabilecek sıkıntıyı zamanında uyarması, iktidarın da burada kayıtsız kalmasını kamuoyunun dikkatine sunmak istiyorum.”
Reyhanlı patlamasında onlarca insanın hayatını kaybetmesine karşın AK Partili yöneticilerin Anayasa profesörü Burhan Kuzu’nun çocuğunun düğününe katılmasıyla ilgili sorusunu yanıtlayan Gürsel Tekin, “Benzer olaylar daha önce de olmuştu. Onu AKP’lilere soracaksınız. Onu AKP’lilere soracaksınız. Vicdanları ne kadar el veriyor bilmiyorum” dedi.
“Biliyorsunuz ülkemiz olağanüstü dönemler yaşadı. 12 Eylül dönemini yaşayan insanlarız. Hiçbir şey değişmedi. Apoletliler gitti apoletsizler geldi. Eğer bir ülkede basına ve medyaya sansür uygulanıyorsa orada demokrasi ve özgürlükler askıya alınmıştır” diyen Tekin, Türkiye’nin başta Suriye olmak üzere dış politikasını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini savundu.
Tekin, şunları söyledi:
“Son 3 gün Reyhanlı’da 20 tane milletvekili arkadaşımız var. Hatay’da oluşabilecek sorunları gündeme taşıyabilecek tek siyasi parti CHP olmasına rağmen, bugüne kadar Hatay’da oluşabilecek olumsuzlukların önüne iktidar ne yazık ki geçememiştir. Bilgi kirliliği içerisinde olaydan sonra hükümet yetkilileri, ’Kimin yaptığını biliyoruz’ dediler. AKP’nin bu yanlış politikalardan vazgeçmesi lazım. Maalesef dış politikada gelmiş olduğumuz nokta kabul edebileceğimiz bir nokta değildir. Suriye dış politika konusunda biz kendimizi yeniden gözden geçirmek zorundayız.”
Bir gazetecinin CHP’nin yas ilan edilmesi talebinin uygulanmamasıyla ilgili sorusunu da yanıtlayan Gürsel Tekin, “Bundan daha büyük felaket olabilir mi? Gerçi AKP yas ilan etti. AKP karartarak, yasak getirerek yas ilan etti. Doğrusu inşallah sayısı yükselmez. Arkadaşlarımızın kaygıları, ölen yurttaşlarımızın sayısının çok sayıda ağır yaralı var. Umud ediyorum ki burada kalır. 50’ye yakın yurttaşımızın hayatını kaybetmesi herhalde yas gerektirecek bir durumdur” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Suriye’de sınır diye bir şey kalmadığını kaydeden Gürsel Tekin, devletin sınıfta kaldığını savundu ve şöyle konuştu:
“Raporu biz kamuoyuyla paylaştık. Özellikle Hatay Suriye sınırı. Sınır diye birşey yok. Gazete ve televizyonlar ısrarla sınır diye veriyorlar. Gittiğinizde sınırın olmadığını, uzun süredir sınırların kaldırıldığını göreceksiniz. Keza sadece Hatay’da değil bölgedeki tüm illere gittiğinizde çok ciddi huzursuzluk var. Bölgede çok ciddi sıkıntı var. İktidara sorduğunuzda onlar da sağlıklı yanıt veremiyor. Giriş ve çıkışlar net değil. Kayıt altına alınabilmiş değil. Devlet burada sınıfta kalmış.”

MİTİNG DÜZENLİYORUZ ÇÜNKÜ
Gürsel Tekin, Aydın’da gerçekleştirecekleri mitingin ardından Türkiye’nin başka illerinde de mitingler düzenleyeceklerini belirterek, miting düzenleme nedenlerini ise şöyle açıkladı:
“Ayın 18’inde ilk mitingimizi Aydın’da yapacağız. CHP MYK karar alarak miting yapmaya karar verdi. Neden bunlara ihtiyaç duyuldu, seçim dönemi olmaksızın. Siyasi partiler bir yıl önce niye buna ihtiyaç duyar. Belki gecikmiş bir takvimdir. Ne yazık ki her gün aşama aşama demokrasi ve özgürlüğün nasıl tırpanlandığını, yokedildiğini görüyoruz. Adeta başkanlık sisteminin tartışıldığı günümüzde otoriter başkanlık sistemiyle yönetilir hale geldik. Neredeyse herşeyi Sayın Başbakan karar veriyor. Nerede miting yapılıp yapılmayacağını, nerede caminin yapılıp yapılmayacağını, hangi yurttaşımızın kaç çocuk yaıp yapmayacağını, yargının nasıl karar verip vermeyeceğini, gazetelerin nasıl yazıp yazmayacağına ne yazık ki Sayın Başbakan karar veriyor.Demokrasinin ve özgürlüğünün neredeyse rafa kaldırıldığı, basın ve televizyonlara sansür uygulandığı bir dönemde ana muhalefet parti olarak demokrasi ve özgürlük hassasiyetimiz içinde milletle buluşmaya gidiyoruz. Birinci mitingimizin adı Demokrasi ve Özgürlük Mitingi. İlk mitingi Aydın’da yapacağı. Akşam saat altıda ondan sonraki mitinglerimizi de sizlere duyuracağız. Tamamı aynı temalı olacak. Aydın’da nasıl demokrasi zaafa uğramışsa Erzurum’da da uğramıştır, Mersin’de de. Bu Türkiye’nin dört bir yanında miting yapacağız. Ramazan ayına denk gelecek, aynı zamanda yaz olduğu için Eylül’den sonra planlayacağız.”
(İHA)

Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 15:22

İLGİLİ HABERLER