Gündem
  • 10.6.2014 09:53

'Öcalan'ın altını oydular'

Akdoğan'a göre Kandil, Öcalan'ın altını oyuyor...

Akdoğan'ın yazısındaki o bölümler şöyle:

Lice eskiden bu yana PKK’nın kamu otoritesini boşa çıkarmak ve kendi varlığını ikame etmek için pilot bölge olarak seçtiği bir ilçe. Çözüm sürecinde Lice hiç sükun bulmadı, hiç eylemsiz kalmadı. Örgüt Lice’de sergilediği tutumla hep devlete ve sürece meydan okudu. En son yaşanan yol kesme hadisesi, silahlı unsurlarla desteklenmiş eylemcilerin sürece kafa tutma girişimiydi. Nitekim kanlı olay sonrasında savaş naraları ve barışa karşı sloganlar atılması şaşırtıcı değil.

Öcalan Nevruz mesajında yeni bir kulvar açılması gerektiğini vurguladığında ilk merak edilen Devrimci Halk Savaşı (DHS) stratejisiyle daha önceki süreçleri havaya uçuran şahinlerin ne yapacağıydı. Bu kanat, devletle varılacak bir çözümün örgütsel hedefleri karşılamayacağına ve tek yolun DHS olduğuna inanıyordu. Öcalan’a cepheden karşı çıkamayan Kandil, sürece destek veriyor görünmesine rağmen belli bölgelerde takip ettiği stratejiyle Öcalan’ın üzerinde durduğu halıyı çekmek için sinsince çalışmayı sürdürdü. Taktik, koz, elini güçlendirme gibi daha önce ileri sürdükleri savunma mekanizmalarının arkasına sığındılar, bu tür eylemlerin Öcalan’ı daha çok muhatap haline getireceği, devleti köşeye sıkıştıracağı kandırmacasına sarıldılar. ‘Devlet Öcalan’ı kandırıyor’, ‘Öcalan devletin esiri’, ‘Öcalan’ın bu eylemlere ihtiyacı var’ gibi söylemlerle de başka bir duyarlılık oluşturmaya çalıştılar. Öcalan’ın devleti kullandığını ima ederken aslında kendileri Öcalan’ı kullanma yoluna gittiler. Öcalan diye diye Öcalan’ın altını oydular.

***

Akdoğan, Lice'de yaşanan olayları da şöyle yorumladı:

Lice’de olan barışçıl, sivil ve demokratik bir eylem değildir. Bir eylemin içinde sivil halkın bulunması o eylemi sivil yapmaz. Halkın günlük yaşantısını sıkıntıya sokan, temel hürriyetlerini engelleyen, silahlı unsurların perdelemesi ve yönlendirmesiyle hareket eden kişilerin yol kesme eylemi sivil görülemez. Günlerdir devam eden eylemlerin süreci sabote edecek bir kırılganlık ürettiğini ve sivil halkın kalkan yapılmasının sivil kayıp arzusunu yansıttığını belirtiyoruz. Tepelere konuşlanan silahlı örgüt mensuplarının askere taciz ateşi açmasına ses çıkarmayanlar askerin kendisini savunmasını eleştiriyorlar.

Örgütün bölgede yaptığı eylemler tam anlamıyla ‘anarşi’dir. Kamu otoritesini ve hükümetin yapacağı tüm hizmetleri (hastane, havaalanı, okul, yol, baraj) engellemeye çalışmak, asayiş olaylarıyla şehir merkezlerinde şiddet uygulamak anarşiden başka bir şey değildir. Terör örgütü, otorite boşluğu oluşturarak kendi düzenini tesis etmeye çalışıyor. Buna karşı güvenlik güçlerinin müdahalesini eleştirenler terör ve anarşiye kol kanat germiş oluyorlar. Örgüte tek kelime laf söyleyemeyip sürekli devleti eleştirmek aydınlık değildir.

Askeri tesise saldırıp bayrağı indirmek nasıl bir demokratik eylemdir? Sürecin arkasındaki toplumsal desteği havaya uçurmak anlamına gelen bu provokasyonu yapanların barıştan yana olması mümkün müdür? Lice olayları ve bayrak ihaneti, Öcalan’ın ‘provokasyona gelmeyin’ çağrısını çöpe atmaktan başka anlam taşımaz.

Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 04:19

İLGİLİ HABERLER