Gündem
  • 27.1.2003 11:40

PÜLÜMÜR'DE DEPREM BEKLENİYORDU

Türkiye Jeofizik Kurumu Genel Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ercan, Pülümür'deki depremin beklendiğini belirterek, aynı yerde kısa sürede yeni bir büyük deprem olmayacağını, ancak artçı sarsıntıların devam edeceğini söyledi. Prof. Dr. Ercan, Pülümür depremini yorumlayarak, 3.5 saniye süreli depremin aletsel büyüklüğünün 6.5 olduğunu, yörede 1250 metre uzunluğunda kırık beklendiğini kaydetti. Söz konusu yerde uzun süredir bir gerilim olduğunu, dolayısıyla bunun beklenen bir deprem olduğunu anlatan Prof. Dr. Ercan, şöyle konuştu: ''26 Temmuz 1967'de 6.2 büyüklüğündeki depremde 97 kişi ölmüş, 1232 yapı çökmüştü. 15 Mart 1992'de 5.8, yine 20 Nisan 1995 tarihinde 5.2 büyüklüğünde depremler olmuştu. Burada büyük deprem beklenti süresi 30 ila 40 yıldır. 1967'den sonra da bu süre tamamlanmıştır. Şimdi kısa sürede yeni bir deprem beklemiyoruz, fakat artçı sarsıntılar devam edebilir.'' ''BÖLGEDE BÜYÜK BİR DEPREM BEKLENİYOR'' Prof. Dr. Ercan, Pülümür depreminden sonra biriken enerjinin Erzincan, Erzurum, Kiğı ve Karlıova tarafına kaydığını belirterek, bölgede büyük bir deprem beklendiğini, ancak bunun hemen olacak anlamına gelmediğini söyledi. 2003 yılının deprem yılı olduğunu, 2004-2005 yıllarında Türkiye'de 7'nin üzerinde deprem beklendiğini anlatan Ercan, şu uyarılarda bulundu: ''Afet İşleri Genel Müdürlüğü, bölgedeki birikim yerinin tespiti için, acilen burada gezici deprem ağını kurması, bölgenin iyi dinlenmesi lazım. Depremler durdurulamayacağına göre gerekli tedbirler önceden alınmalıdır.'' ''BÖLGE SİSMİK AÇIDAN RİSKLİ'' Öte yandan, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Mimarlık Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Onur Köse, depremin meydana geldiği bölgede, daha büyük depremlerin yaşanma olasılığının bulunduğunu söyledi. Köse, yaptığı açıklamada, Erzincan Ovası'nın Doğu çıkışında Sansa Boğazı ile Karlıova arasında Yedisu fay hattının bulunduğunu, bu ölçek üzerinde gelecek dönemlerde daha büyük depremlerin oluşabileceğinin beklendiğini bildirdi. 200 yıldır söz konusu fay hattının çalışmadığını anlatan Köse, 1930 yılında Erzincan'da meydana gelen depremde kırığın Tokat iline kadar girdiğini, 700-800 kilometrelik alanın bu depremden etkilendiğini, 1992 yılındaki depremde ise kırığın Sansa Boğazı'na kadar geldiğini dile getirdi. Bundan sonraki kırılmaların Sansa Boğazı ile Karlıova arasındaki bölgede meydana gelmesi halinde büyük depremlerin oluşabileceğine işaret eden Köse, ''Burası sismik açıdan oldukça riskli. Bu fay hattında deprem her zaman beklenmektedir. Buradaki sismik gerilim, şiddeti 8'e kadar ya da daha küçük şiddetteki depremler halinde de boşalabilir'' dedi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:13

İLGİLİ HABERLER