Rüşvet itirafı! Bir iş adamı, genelkurmay başkanına neden otomobil hediye eder ki?

Rüşvet itirafı! Bir iş adamı, genelkurmay başkanına emekli de olsa neden otomobil hediye eder ki?

1971 yılında verdiği muhtırayla hükümete darbe yapan eski Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç ile Koç Holding'in sahibi Vehbi Koç'un dikkat çeken bağlantısı ortaya çıktı. Vehbi Koç, emekli olduktan sonra da ordu ile bağlantısı devam eden Tağmaç'a otomobil hediye etmek istedi. Ancak Tağmaç, araç kullanmayı bilmediği için bu teklifi "Bu teklifi yapmakla beni son derece memnun ettiniz" sözleriyle reddetti. Bu rüşvet teklifi, "Bir holding patronu, emekli de olsa genelkurmay başkanına niye araba hediye etsin ki?" sorusunu akıllara getirdi.

12 Mart 1971'de kendi adıyla muhtıra vererek hükümete darbe yapan eski Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç ile Koç Holding'in kurucusu ve sahibi Vehbi Koç arasında dikkat çeken bir ilişki ortaya çıktı.

Utanmadan bir de teklif ettikleri rüşveti anlattı

Memduh Tağmaç emekli olduktan sonra İstanbul Gayrettepe'de yerleşti. Sivil hayatta arabası olmayan Memduh Tağmaç'a Vehbi Koç otomobil hediye etmek istedi. Ancak ordudan araba aldığını da belirten Memduh Tağmaç bu teklifi, kullanmayı bilmediği gerekçesiyle kabul etmedi.

Vehbi Koç anılarında bu rüşveti şöyle anlatı:

"Paşa, bana cevaben, 'Bu teklifi yapmakla beni son derece memnun ettiniz. Kendim, karım, otomobil kullanmayı bilmiyoruz. Şoför tutacak halimiz yok. Arabayı alınca iki oğlum var, bunlar kullanacaklar, bana bir faydası olmayacak. Onun için hediye ettiğiniz arabayı alamayacağım' dedi ve şöyle devam etti: "Alamayacağım!" 'Otobüse, dolmuşa biniyorum, tanıyan oluyor, yerini bana veriyor veya hiç tanıdık olmuyor, itilip kakılıyorum. Bundan da çok sıkılıyorum. Polisten, ordudan, bazen lazım oldukça araba veriyorlar, o da muvakkat oluyor. Başka memleketlerin genelkurmay başkanları ayrılır ayrılmaz çeşitli vazifeler veriyorlar, bizde bu yok. Hayatta belki emekli olmuş iki üç genelkurmay başkanı olabilir. Şimdi bir Tural Paşa, bir de ben varım. Bize de pek ala bir şey yapılabilirdi, ama bu memlekette olmuyor. Ne yapalım, buna da şükür.' "