Medya
  • 21.6.2019 22:01

Saadet Partisi'nin politbürosu

Metin Özer yazısında Saadet Partisi'nin büyük patronunun ismini vererek, partililere önemli bir çağrıda bulundu..

SAADET PARTİSİ’NİN POLİTBÜROSU

İstanbul’da seçimin yenilenme nedenlerinden birisi de Saadet Partisi’dir...
Saadet Partisi; geçmişine ve kurucusuna ihanet etmeseydi,
 31 Mart seçimlerinde İstanbul’a alnı secdeye değen bir başkan seçilecekti.
Bu seçim de hiç olmayacaktı.
Maalesef olmadı...
Bunun yerine, eli kadehli CHP adayı çalıntı oylarla önde çıktı.
Temel Karamollaoğlu ve Saadet Partisi politbürosu bu vebali ne toprağın üzerinde, ne de altında ödeyebilir.

Çıkardıkları adaya giden 105 bin oy ümmetin sırtına bir hançer gibi saplandı.
Karamollaoğlu ve Saadet Partisi politbüro üyeleri AK Parti’ye çelme taktıkları için sevindirik olurken;  Yahudiler Ağlama duvarında, Evangelistler de kiliselerde zafer mumu yakıyordu.
Milli Gazete ‘Zafer manşetleri’ atarken, Yahudi Murdock’un FOX TV’sinde aynı zafer naralarıyla pahalı şaraplar açılıyordu.
CHP’liler İstanbul’un meyhanelerinde 70’lik rakıları tüketirken, çakma Milli Görüşçüler birbirlerine tebrik mesajları yolluyorlardı.
Bunların hırs ve kinleri seçimin iptalinden sonra da sürdü...
Saadet Partisi hatibi Hasan Damar, kürsüyü yumruklayıp şöyle dedi:
- AK Parti’ye İstanbul’u biz kaybettirdik. Bizim amacımız AK Parti’ye kaybettirmekti. Bunu başardık. 23 Haziran’da da kaybettireceğiz.
Be hey ahmak!..
Aslında kaybettiğin şey ahiretin ve müminin duasıdır.
Sen ve senin gibi düşünenler Allahü teala’nın 1 numaralı emrini çiğnediniz.
Neydi o?

Hak teala Tur Dağı’nda Musa Aleyhisselam’a ferman buyurdu;

Ya Musa, benim için ne işledin?
Musa Aleyhisselam; “Ya Rabbi, senin için namaz kıldım, oruç tuttum, zekât verdim, zikrettim.” dedi.
Yüce Hak;
- Ya Musa, bunlar senin kulluk vazifendi. Bunların faydası sanadır. 
Benim için ne yaptın?

Musa Aleyhisselam cevap veremeyince, Allahu Azimüşşan kendi sualine kendisi cevap verdi:
- “Hubb-i fillah ve buğd-i fillah”a uydun mu? (Sırf  benim için dostlarımı sevip, düşmanlarıma düşmanlık ettin mi?)
“Allah’ın dostlarını dost, düşmanlarını düşman bellemek” böylece her Müslümana farz kılındı… 
Bir yanda dinini ve vatanını sevenler; diğer yanda dinine sövüp vatanına sıkanlar…
Bir yanda MHP; öte yanda HDP...
Bir yanda ümmet ve millet; diğer yanda zillet ve ihanet.
Kim kimi dost edinirse, o dostuyla haşır olunur.
Hadis-i Şerif’te ne buyruldu?
- El mer’ü mea men ehabbe. (Dünyada kimi seversen, ahirette onunla beraber olursun.) Dünyada kimi seversen ahirette de onun bulunduğu yerde onunla birlikte olursun. Hayrihi ve şerrihi… (Hayır da ve şerde... Yani Cennette ve Cehennemde)
Bu hüküm herkes için geçerlidir.
Siyaseti de kapsar, siyaset dışını da. 
Mümin olan herkes, bu hükme uymak zorundadır.
Kıskançlık, kin ve garâz ile AK Parti’ye ders vermek için CHP’ye oy vermeye hazırlanan bir takım cemaatler!
Emin olun... 
Sizin işiniz partilerden de zor. 
Bu Ayet-i Kerim’e ve Hadis’i Şerif’ten sonra, yanlış karar verip BÂTILI seçerseniz, emin olun yanarsınız.
Sakın ola, “hakkı batıl; batılı hak” gösteren niyeti bozuk fetvalara uymayın.
Allahü Teâlâ’nın fermanının üzerine söz, Habibinin Hadis’inin üzerine fetva konulmaz.
Eğer koyarsan, seni ateşten ne partin, ne de cemaatin kurtarır.
Saadet Partisi’nin içini bilmeyenler, bu ayrılık-gayrılığın Temel Karamollaoğlu’ndan kaynaklandığını sanıyor.

Oysa; Temel’in de üstünde bir temel, altında gizli tünel var.
Saadet Partisi tünellerindeki bütün yollar, Oğuzhan Asiltürk’e çıkar.
Merhum Erbakan zamanında da böyle idi, şimdi de böyle..

Saadet Partisi’ni Yüksek İstişare Kurulu yönetir.
Yüksek İstişare Kurulu  öteden beri, eski komünist SSCB’nin  (Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği)  ‘POLİTBÜRO’su gibi çalışır.
Sistemi ve düzeni, bire bir aynıdır.
Bu kurulun değişmez başkanı ise Oğuzhan Asiltürk’tür. 
Kurul üyeleri; Recai Kutan, Şevket Kazan, Ahmet Tekdal, Yasin Hatipoğlu, Temel Karamollaoğlu ve Mustafa Kamalak gibi isimlerdir.
Kendi aralarında bu kurula, “İstişare kurulu” derler ama hiç de öyle değildir.
Oğuzhan Asiltürk teklif; üyeler tasdik eder.
Saadet Partisi’nde çark böyle döner.
Parti yönetimine bir bakın, ne demek istediğimi anlarsınız..
Saadet Partisi, Oğuzhan Asiltürk’ün aile şirketine dönüşmüş gibidir.
Oğuzhan Asiltürk, Saadet Partisi Kadın Kolları Genel Başkanlığına gelini Ebru Asiltürk'ü, Saadet Partisi İstanbul Kadın Kolları Başkanlığına ise diğer gelini Negahan Gül Asiltürk'ü getirdi. (Negahan Gül Asiltürk, Yasin Hatipoğlu'nun kızıdır.)
Saadet Partisi GİK üyeliğine, yeğeni Celal Asiltürk'ü, 
Genel Başkan Yardımcılığına ile Sosyal İşler ve Seçim Koordinasyon Başkanlığı görevlerine ise diğer yeğeni Fatih Aydın'ı getirdi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Başdanışmanlığına kızı Şeyma Karamollaoğlu'nu oturttu (Oğuzhan Asiltürk’ün kızı Şeyma, Temel Karamollaoğlu’nun oğlu Ömer Karamollaoğlu ile evli).
İstanbul teşkilatında yeğeni Murad Asiltürk'ü, Malatya il başkanlığına da diğer bir yeğeni Mehmet Kaya Asiltürk'ü getirdi.
AK Parti için; "Bir ülke aşiret gibi aileyle yönetilemez" diyen Temel Karamollaoğlu’nun kulakları çınlasın.
Şimdi size bir ayrıntı aktarayım...
Seçimin iptal kararından sonra, CHP’liler bütün sol partilere adaylarını çekme çağrısı yaptı.
Saadet Partisi’ne de arayarak, “Adayınızı İmamoğlu lehine çektiğinizi duyurmanızı rica ediyoruz” dediler.
Kılıçdaroğlu ve Akşener’in selamıyla gelen bu ricaya hemen bir cevap verilmedi.
Teklifi getirenler saf, alan ise cin gibi.
O politbüro, şeytanı bile beş dakikada tuş edecek yeteneğe sahip.
Arkadaşlar ile aramızda konuşalım, istişare edelim” diye cevap verildi.
İstişare” dedikleri aslında Oğuzhan Asiltürk’ün görüşü…
İçeride şu konuşuldu;
- Adayımızı çekmemiz mi AK Parti’ye daha çok zarar verir; yoksa adayımızın olması mı?
Asiltürk’ün şöyle dediği öğrendim;
- Eğer aday göstermezsek bizim seçmeni kontrol edemeyiz. Büyük kısmı AK Parti’ye gider, çok azı CHP’ye verir. Aradaki fark çok az. Bu durumda Binali Yıldırım kesin kazanır. Aday gösterirsek seçmenimizin AK Parti’ye oy vermesinin önünü kesmiş oluruz.
Karar verilip gerekçesi CHP’ye iletilince, İmamoğlu cephesinden aday çekme ısrarı gelmediği gibi teşekkür edildi.
Ey Saadet Partili kardeşim!..
Bu politbüronun eline düşmüş meyyit halinden ne zaman kurtulacaksın?
Bu gassalların gayesinin seni yıkamak değil, yakmak olduğunu ne zaman anlayacaksın?
Allah için bir an evvel diril de yırt şu giydirdikleri kefeni!
Müminin, mümin kardeşini uyarması, her müminin üzerine farzdır.
Biz müminlik vazifemizi yapıp, uyardık…
Karar sizin; takdir Rahman ve Rahim olan Yüce Allah’ındır.

 

 

 

 

 

 

Güncellenme Tarihi : 22.6.2019 20:20

İLGİLİ HABERLER