SAĞLIK BAKANLIĞI'NA YOLSUZLUK SORUSU!..

BASIN AÇIKLAMASI

Yaz ayları sırasında AKP Burdur Milletvekili Bayram Özçelik adıyla “imzasız” bir mektup Meclis’e ve basın kuruluşlarına yollanmış, bu arada bana da ulaşmış ve kısmen yazılı basında yer almıştı. Bu mektubun içeriğinden söz etmeyi, imzasız olduğu için etik bulmuyorum. Ancak Cumhuriyet Halk Partisi Burdur İl Teşkilatının da büyük katkıları ile yaptığımız araştırmada, Burdur Devlet Hastanesi Başhekimi hakkında Burdur Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, 2004/3236 Hazırlık, 2005/365 Esas ve 2005/67 İddia numarası ile Burdur Ağır Ceza Mahkemesinde dava açmış olduğunu, bu kişi ile ilgili iddiaların söz konusu mektupta geçen tarihlerde ve hastanede geçmiş olduğunu, bahse konu mektupta ileri sürülen bazı savların iddianamede aynen yer aldığını ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ile Mal Alımına İlişkin Uygulama Yönetmeliğinin ilgili hükümleri çerçevesinde suç teşkil edecek fiillerin işlendiğine dair ifade ve kanıtlara yer verilerek, şüphelilerin kamu adına cezalandırılmasının istendiğini öğrenmiş bulunuyorum.

AKP’li Meclis Başkanlık Divanı Üyesi Bayram Özçelik’in, adı geçen hekimin Başhekimliğe getirilmesinde bir katkısı olup olmadığı ya da haksız kazanç sağlanan firmalar arasında AKP’li bir İzmir İl Yöneticisine ait bir firmanın bulunup bulunmadığı, yani diğer iddiaların doğruluğu Burdur halkı ve ilgililerin vereceği ifadeler ile adalet sistemimizin yapacağı çalışmalarla ortaya konacaktır. Bu konuyu daha fazla aydınlatmak için Sağlık Bakanı Recep Akdağ’a bir soru önergesi yöneltmeye gerek duymadım. Daha önce kendisine yönelttiğim soruyu yanıtlayamayan ve hakkında “GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA” suçlamasıyla Yargıtay Baş Savcılığı tarafından Yargıtay 4. Ceza Dairesinde dava açılmış bulunan Müsteşarı Necdet Ünüvar’ın göreve devamında sakınca görmeyen bir Bakanın, bir Anadolu kentindeki orta büyüklükte bir hastanede, kendi atadığı bir Başhekimin 500 Milyar TL civarında bir yolsuzluk iddiası ile Ağır Cezada yargılanmakta olmasını önemseyerek, gerekli işlemleri yapabileceğini açıkçası düşünmüyorum. Ancak kamu adına ve kamuya açık bir yargılama sürecini, acaba Avrupa Birliği’nin ilgili komiseri yada Amerikan Dış İşleri Bakanı ne der kaygısı ile değil de, Türk Milleti en doğru biçimde değerlendirir inancı ile kamu oyumuzun ve çok değerli basın mensuplarımızın dikkatine sunmayı Milletin Vekili sıfatıyla gerekli görüyorum.