Sağlık
  • 26.6.2013 14:35

Bu haber dişçi koltuğundan korkanlar için...

Dentinternational Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nden Prof. Dr. Sedat Küçükay, gerçekleştirilen basın toplantısında, korkunun en büyük nedeni geçmişte çocukluk döneminde yaşanılan kötü deneyimler olduğunu belirtti. Küçükay, “Hastalar korkuyorsa elbet bir nedeni bir vardır hastaya da böyle yaklaşmak gerek. ‘Canım korkulacak ne var’ gibi bir yaklaşım hiç doğru değil. Bu hastaların güvenini kazanmak gerekir. Ayrıca tedaviden korkan hasta diş hekimini de tedirgin eder. Bu sebeple işe ağrısız işlemden, basit işlemden başlayıp, hasta ile aranızda güven bağı kurmanız gerekir. Aslında bu işe çocuk hastalarda başlamak en doğrusu. Asla zorlayarak çocuğa bir şey yapmamak, ilk randevularda çocuğun etrafı tanımasını sağlamak, giderek hekime güven duymasını sağlamak gerekir. Yine acele etmeden, oyun oynayarak bu işlemlere girişmek gerekir. Sonunda yaşamı boyunca Diş hekimi korkusu nedir bilmeyen kişiler kazanırsınız ki, biz bunu çok önemsiyoruz” dedi.

Prof. Dr. Sedat Küçükay, kendisinin de çocukluktan kalma diş hekimi fobisi olduğunu vurguladı. Küçükay, “Ben de diş hekimi olmama rağmen diş tedavilerinden korkuyorum. Benim de korkum çocukluk dönemine dayanıyor. Bir diş hekimimiz vardı. Annem giderken beni de yanında götürdü. Birlikte giderdik, elinde kelpeten gülen bir insanı hatırlarım. Ama o kelpeteni hiç unutmuyorum. Öyle olunca bu koltuğa oturmak kolay olmuyor. Diş hekimi olduğumda tüm bunları düşünerek hastalarıma daha dikkatli davrandım” diye konuştu.

Diş tedavisinin çocukken sevdirilmesi gerektiğini belirten Küçükay, Türk toplumunda eski kuşakta çok sayıda kişide dişçi koltuğu fobisi olduğunu kaydetti. Küçükay, “Çocukluk döneminde evebeynlerimiz tarafından diş hekimlerine götürülebilsek kontrol amaçlı da olsa, muayenehaneyi biraz dolaşabilsek, diş ünitelerini gezebilsek belki de daha rahatlıkla dişçi koltuğuna oturabileceğiz. Bunlar olmadığında ve yeteri kadar çocuk hekimimiz olmadığı için diş hekimlerimiz kimi zaman sabır gösteremiyor ve çocukların çok da sevmedikleri müdahale olunca ömür boyu beyinde öyle kalıyor” dedi.

Prof. Dr. Küçükay, diş hekimliğinde tedavi seanslarının uzadığını, gözlük ile hastalarını bu uzun seansları eğlenceli geçirdiğini kaydetti. Küçükay, “Diş hekimliğinde tedavi seansları uzadı. Artık eskiden 4-5 seans gelmeniz gereken tedaviler bir kere de halledilebiliyor. Örneğin kanal tedavisinde insanlar 3 ay diş hekimine gidip gelirdi. Artık çoğu kanal tedavisini tek seansta yapıyoruz. Ama iki saatimiz alabiliyor. Yani hastayı iki saat ağzı açık şekilde koltukta oturtuyorsunuz. Oyalayacak bir şeye ihtiyaç var. Gözlük hastanın o iki saate tahammül edebilmesine yarıyor. Hem bizim için, hem hasta için çok iyi” şeklinde konuştu.

Sadece yetişkinler için değil, çocuklar için de bu gözlüğün önemli olduğunu ifade eden Dentinternational Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nden Prof. Dr. Sedat Küçükay, “Çocukların dünyası bize göre çok daha olanaklı… Diş tedavileri sırasında sevdiği çizgi film kahramanlarını, üstelikte büyülü bir gözlük içinde görmesi, diş tedavilerinin yapılması sırasında hekime çok yardımcı oluyor. Çocuk da sıkılmıyor ve zorluk çıkarmıyor. Gözlük hastaları başka bir dünyaya götürüyor. Hastanın gözüne bu gözlüğü takıyorsunuz. Film izleyebiliyor. Konser izleyebiliyor” diye konuştu.

Diş tedavisi sırasında gözlük kullanan Ufuk Canga ise, “Dişçi koltuğunda biraz korkuyorum. Hele de tedavi esnasında çıkan sesler çok rahatsız ediyor. Bir de uzun süren diş tedavileri sırasında çok sıkılıyorum. Bu gözlüğü taktığımda sinemada gibiyim. Film seyrederek bu süreyi sıkılmadan, korkmadan geçiriyorum” şeklinde konuştu.

(İHA)

Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 14:05

İLGİLİ HABERLER