Sağlık
  • 20.11.2017 17:21

TEDAVİ EDİLMEZSE YATAĞA DÜŞÜREBİLİR!

Omurilik kanalında meydana gelen dejenerasyonların, diğer nedenlerle kanalın daralmasının ve içinden geçen sinirlere baskı yapması sonucunda ortaya çıkan rahatsızlığa dar kanal hastalığı adı verildiğini belirten Beyin, Omurilik ve Sinir Cerrahı Doç. Dr. Ahmet Yıldızhan, rahatsızlığın doğumdan itibaren görülebileceği gibi, edinsel durumlar ile de meydana gelebileceğini ifade etti.

Dar kanal hastalığının en çok 50 yaş ve üzerindeki kişilerde ortaya çıktığını dile getiren Yıldızhan, daha genç yaşlarda rahatsızlığın ortaya çıkma ihtimalinin de bulunduğunu, doğumsal bozukluklar ve travma nedeniyle de dar kanal hastalığının görülebileceğini vurguladı.

 Yaşlılığın dar kanal hastalığının en önemli nedenleri arasında yer aldığına dikkat çeken Doç. Dr. Ahmet Yıldızhan, bu nedenle kişilerin, yaşlandıkça dar kanal risklerinin arttığını belirtti.

‘’Osteoartrit ve romatoid artrit omurgayı etkileyen iki artrit çeşididir. Artritin en sık görülen çeşitlerinden birisi olan osteoartrit orta yaş ve üzeri kişilerde daha çok ortaya çıkar. Kronik bir şekilde eklemleri etkileyen osteoartrit kartilaj doku tabakasında meydana gelir. Bu durumda aşırı kemik gelişimi görülür ve durumdan etkilenen faset eklemleri ve diskler dar kanalın ortaya çıkmasına neden olabilir. Osteoartrit teşhisi ya da şüphesi olan kişiler dar kanal hastalığı için de risk grubunda yer almaktadır. Romatoid, osteoartritin aksine genellikle daha genç insanları etkiler. Eklem fonksiyonlarını sinovial membranı bozarak etkileyen bu rahatsızlık dar kanal hastalığının ortaya çıkmasına neden olabilir’’ şeklinde açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Ahmet Yıldızhan, dar kanal hastalığında bilinmeyenleri, yatağa düşürebileceğini ve kalıcı hasarlar bırakabileceğini belirtti.

 ‘’DAR KANAL HASTALIĞI SİNSİ BİR ŞEKİLDE İLERLEYEBİLİR’’

Dar kanal rahatsızlığının, hastalar tarafından kolayca bel fıtığı ile karıştırılabildiğini anlatan Yıldızhan, hem dar kanal, hem de fıtıkta bacaklarda ağrı, uyuşma veya güç kaybı gibi benzer rahatsızlıkların ortaya çıktığını ifade etti. Bu iki rahatsızlık arasında ise aslında büyük bir fark bulunduğunu vurgulayan Doç. Dr. Ahmet Yıldızhan, fıtıkta görülen rahatsızlıkların genellikle vücudun bir tarafını etkilediğini belirtti. Dar kanaldaki rahatsızlıkların ise sıklıkla iki bacakta birden görülebildiğinden bahseden Yıldızhan,  dar kanal rahatsızlığının her zaman kendini ağrı ile göstermediğini ve pek çok hastada sinsi bir şekilde ilerlediğini belirtti.

 ‘’ YATAĞA DÜŞMEMEK İÇİN ERKEN TEŞHİS ÇOK ÖNEMLİ’’

Omurilik kanalında meydana gelen daralmaların hepsinin sonradan meydana gelen rahatsızlıklardan olmadığına dikkat çeken Yıldızhan, ‘’Bazı kişilerde doğuştan omurilik kanal daralması da görülebilir. Sonradan yaşanan daralmalar genellikle 50 ve üzeri yaşlarda ortaya çıkarken doğuştan gelen daralma problemlerinde kişiler 20, 30 veya 40’lı yaşlarında bu problemler ile karşılaşabilirler. Dar kanal rahatsızlığının ilerlemesi veya omurilikte meydana gelebilecek olan bir başka problem ile hastaların yatağa düşmesi söz konusu olabilir. Bu yüzden belirtiler görülmeye başlandığında erken harekete geçmek rahatsızlığın ilerlemeden durdurulmasını sağlayarak hastaların daha büyük problemler yaşamasını engelleyebilir’’ şeklinde bilgi verdi.

 ‘’HASTALARIN DENGE PROBLEMİ KALICI HALE GELEBİLİYOR’’

 Doç. Dr. Ahmet Yıldızhan, gelişen teknoloji sayesinde her ne kadar cerrahi veya cerrahi olmayan yöntemlerin bu hastalıktan muzdarip kişiler için kurtarıcı olsa da, hastalığın ilerleyen durumlarda hasarın kalıcı hale gelebildiğini dile getirdi. Sinir elemanlarının büyük oranda tutulmasından dolayı hastalarda idrar kaçırma gibi problemlerin de görülebilme olasılığının yüksek olduğunu vurgulayan Yıldızhan, dar kanal sonucu ortaya çıkan hasarın, nadiren de olsa kalıcı olabildiğini ve hastanın denge probleminin kalıcı hale gelebildiğini ifade etti.

 Doç. Dr. Ahmet Yıldızhan, dar kanal hastalığı kişinin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen ve uzun vadede hareket etmesini imkansız hale getiren bir rahatsızlık olduğu için mutlaka erken teşhis edilerek tedavi edilmelidir’’ diyerek sözlerini bitirdi.

 Nöroşirurji Uzmanı

Doç. Dr. Ahmet Yıldızhan

www.ahmetyildizhan.net

 

 

 

Güncellenme Tarihi : 21.11.2017 00:07

İLGİLİ HABERLER