Asayiş
  • 16.9.2014 16:07

Sahte isimle iki müdürü dinlemişler

İzmir Emniyet Müdürü Yüksel Türkal ve Komiser Derya Kılıç'ın aynı mahkemece verilen kararla, aynı tarihler içinde ve aynı sahte isimle dinlendikleri de gün yüzüne çıktı.
İzmir Emniyet Müdürlüğü bünyesinde aralarında emniyet müdür yardımcılarının ve komiserlerin de olduğu, çoğu polislerden oluşan 31 kamu görevlisini sahte isimlerle dinledikleri için haklarında 961 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan 32 polisle ilgili iddianame, ‘tele-kulak’ skandalının Ege ayağını gün yüzüne çıkardı. İddianameye göre sanık üç polis, Ramazan Karakayalı’nın İstihbarat Şube Müdürü olmasından sonra dinleme için hazırlanan bilgi notlarında tahrifat yapıldığını, gerçek isimler bilinmesine rağmen evraklarda farklı isim ve meslek gruplarının yazılması yönünde personele baskı uygulandığını anlattı. Bu kapsamda, İzmir Emniyet Müdürü Yüksel Türkal ve Komiser Derya Kılıç’ın aynı mahkemece verilen kararla, aynı tarihler içinde ve aynı sahte isimle dinlendikleri de gün yüzüne çıktı. Savcı, iddianamede, dinleme işleminin örgütlü bir şekilde gerçekleştirildiğini ve “çoğunluğu polis olan mağdurların kamudaki personel yerleştirilmelerinin örgütün amacı doğrultusunda şekillendirildiğini” savundu.

İzmir Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi’nde, 2011-2013 yıllarında görev yapan, 11’i tutuklu 32 polis hakkında “suç işlemek amacıyla örgüt kurup yönetmek, bu örgüte üye olmak, örgüt kapsamında kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek, özel hayatın gizliliğini ihlal, suç uydurma ve iftira” iddiasıyla dava açıldı.

Dinlemeler arşivlenmiş, mağdurlara mobbing yapılmış

İddianamede, şüpheli polislerin Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 220. maddesinde belirtilen ‘suç örgütü’ kapsamında, öne sürülen suçlamaları gerçekleştirdikleri, İzmir İstihbarat Şubesi içinde meslek hiyerarşisi dışında farklı bir yapılanma olduğu, bu yapının devletin olanaklarını amaçları doğrultusunda kullandığı, yasa dışı dinlemelerin örgütün amaç ve hedeflerine hizmet etmeye yarayacak ve şantaj unsuru olarak kullanılacak bilgileri elde etmeye yönelik olduğunu savunuldu. İddianamede ifadelerine yer verilen şüpheli polis memurlarından Erdinç Sezgin, Mevlüt Çakar ve Emrah Durdu; Ramazan Karakayalı’nın şube müdürü olmasından sonra, dinleme kararlarına dayanak oluşturan bilgi notlarının hazırlanmasında bir kısım amirlerin kendilerine müdahale edip baskı kurduklarını, bilgi notlarında kendi bilgileri dışında değişiklik yapıldığını, gerçek kimliği bilinmesine rağmen bazı kişilerin farklı isim ve meslek gruplarından gösterilerek notlar hazırlanması talimatı verildiğini anlattı. İddianamede, bu ifadelerin örgüt yapısını teyit ettiği, İstihbarat Şube’de oluşturulan büro bünyesinde şüpheliler haricinde bir çok personel çalışmasına rağmen gerçek dışı evrakları hazırlayanların sadece şüphelilerden oluşmasının da gizli ve örgütlü bir yapıyı ortaya koyduğu, suçun bireysel olarak işlenmesinin mümkün olmadığı, bilgi notunu yazan görevliden dinleme kararının alınıp uygulanmasına kadar evraklarda paraf ve imzaları bulunan tüm görevlilerin sorumlu olduğu, yasadışı dinlemenin örgütlü şekilde yapıldığını savunuldu. Üst düzey emniyet personelinin bir emare olmaksızın suç suç isnat edilerek ve gerçeğe aykırı evraklar düzenlenerek yasadışı örgüt üyesi gibi gösterildiği savunulan iddianamede, illegal dinlemelerin birden çok şahsa yapılmasının da dinlemelerde farklı bir amacın güdülmesine ve organize bir faaliyet olmasına bağlandı. Usulsüz dinlemelerle iletişim ve özel hayatlara müdahale edildiği, bir kısım şikayetçiye mobbing uygulandığı, elde edilen ilgili ilgisiz ya da özel yaşama ilişkin verilerin suç örgütünün çıkar ve amaçlarına hizmet etme odaklı olarak arşivlendiği ve kullanıldığı ve çoğunluğu emniyet mensubu olan mağdur ve müştekilerin kamudaki personel yerleştirilmelerinin örgütün amacı doğrultusunda şekillendirildiği savunuldu.

Aynı sahte isimle iki müdür dinlenmiş
İddianame, 31 kişi hakkında yasadışı işlem yapıldığı bulgusuna yer verildi. Bu isimlerden, Emniyet Genel Müdürlüğü Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı’nda 1. Sınıf Emniyet Müdürü olarak görev yapan İsmail Kara, ‘organize suç örgütü’ kapsamında ve İsmail Kartal sahte adıyla dinlendi. Mesleği şoför olarak gösterildi. 3. Vergi Dairesi’nde Hakim olarak görev yapan Hakan Yılmaz, emlakçı gibi gösterilerek, Savaş Erdoğan sahte adıyla dinlendi. Komiser Yardımcısı Abdi Dural, ‘iş adamları üzerinde haraç için baskı kuran çetenin üyesi olduğu’ iddiasıyla işletmeci Abdullah Demirkaya adıyla, Emniyet Müdürü Ömer Aydın, ‘ekonomik amaçlı organize suç örgütü üyesi olduğu’ iddiasıyla Tercan Kurt adıyla dinlendi. İzmir Emniyet Müdür Yardımcısı Yüksel Türkal, “organize suç örgütü faaliyetleri kapsamında yapılan çalışmalarda, cebir ve tehdit uygulamak suretiyle ekonomik çıkar sağlayarak devleti zarara uğratacakları, iş adamları üzerinde baskı kurmaya çalıştıkları, tehdit, adam kaçırma eylemi yaptıkları” iddiasıyla tır şoförü Mehmet Emin Kılıç adıyla dinlendi. İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nden alınan kararla telefon, 2 Aralık 2011 ve 28 Şubat 2012 arasında takibe alındı. Dinlemelerin tutanakları, 8 Mart 2012’de imha edildi. 2. Sınıf Emniyet Müdürü Derya Kılıç da aynı sahte isimle ve aynı tarihler içinde ve yine aynı mahkemeden verilen kararla takip edildi. İzmir Emniyet Müdür Yardımcısı Mehmet Muhittin Yıldırım ‘organize suç örgütü üyeliği’ iddiasıyla ve işletmeci Uğur Akkuş adıyla dinlendi. Yüzbaşı Özgür Özgü ise ‘uyuşturucu çetesiyle irtibatlı olduğu’ iddiasıyla şoför Çelebi Filiz sahte adıyla dinlendi. Mülkiye Başmüfettişi ve Polis Başmüfettişi Tevdi raporuna göre Özgü hakkında uyuşturucu kaçakçılığı yapanlara yardım ettiğine dair bulgu elde edilmedi.

 

Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 01:47

İLGİLİ HABERLER