Akşam Gazetesi yazarlarından Serdar Turgut bugünkü yazısında, İlhan Mansız'ın transfer olayını fiyaskoya çeviren spor basınını ağır eleştirdi. İşte Turgut'un yazısı:
Spor sayfalarındaki olay
Medya açısından haftanın en önemli olayını İlhan Mansız yarattı.
Transfer olmaktan vazgeçtiğini, ülkesinde futbol oynamak istediğini kesin olarak açıkladıktan 24 saat sonra Mansız, Japonya'ya doğru hareket etmek için yollara düşmüştü.
Ben haberlerin yalancısıyım, gayet tabii ki bu yazı yazıldıktan sonra Mansız, Atatürk Havalimanı'nın kapısından geri dönüp, memleket toprağını öpüp , gitmekten vazgeçtiğini de açıklayabilir de.
Ve dahası her şey yalanlanabilir, son 24 saatte tüm olan bitenin de yalan olduğu ortaya çıkabilir.
Bütün bu olanlar bir tek şey gösteriyor.
Bu memlekette spor gazeteciliği tamamen iflas etmiş durumda.
Erken şöhreti bulmuş, davranışlarıyla bunu da pek hak edemediği görünen sıradan bir futbolcunun sıradan bir transfer işlemi bile bu kadar karmaşık, bu kadar yalan dolu bir şekle nasıl konuluyor bunu anlamak çok zor.
Anladığım kadarıyla spor sayfalarına yazı yazanlar, başlıkları atanlar en son rastladıkları insandan duyduklarını haber diye koymakta bir sakınca duymuyorlar.
Bir gün manşete çekilen, bir gün sonra tamamen yalan çıkıyor ama bundan utanan da çıkmıyor ortaya.
Dahası anladığım kadarıyla genel yayın yönetmenleri spor sayfalarına bir tür otonomi de vermiş durumdalar.
Yalan, asılsız dedikodunun haber olarak yazılması gereken tedbirleri de otomatikman getirmiyor.
Hatta ne kadar fazla palavra atılırsa o kadar da tebrik alıyor gibi tavır içindeler.
Uzunca bir süredir Sabah Gazetesi'nde Hıncal Uluç spor basınıyla ciddi bir şekilde uğraşmaya başlamıştı. Son derece ciddi eleştiriler getiriyordu onlara.
Ben son şahit olduğumdan sonra onun söylediklerinin yüzde 100 doğru olduğuna da karar verdim.
Spor gazetecilerinin artık ciddi bir özeleştiri yapma zamanları çoktan geldi.
Eğer kendilerine sürekli yalan söyleyen, onları yalanlarla yönlendirmeye çalışanlar varsa ki var olduğuna eminim, spor gazetecileri bu tür insanları ortak karar alarak cezalandırmalılar.
Bu şekilde manipule olmayı kabul etmeyi kendine yetirmek belki bir günlüğüne günü kurtarır ama sonunda darbeyi meslek yiyor.
Bu tuhaf duruma bir son vermek zamanı çoktan geldi, geçiyor bile.
* * *
Cuma gazetelerinde durum daha netleşmişti.
Spor sayfalarında İlhan Mansız'ın ücret yükseltmek için pazarlık taktiği uygulamakta olduğu, çarşamba günü çıkan 'ülkemde kalıyorum' türünden lafların da bir taktikten ibaret olduğu belirtiliyordu.
Futbolcu özel pazarlığında istediğini yapar, blöf çeker, taktik de uygular.
Ancak spor sayfalarını düzenleyenler Mansız'ın menajeri değillerdir.
Onun uyguladığı taktiğe böyle bilerek alet olunması okuyuculara yapılan saygısızlıkır.
Adam 'ben ülkemde kalıyorum' dediğinde yapacak şey basittir. Japon futbol kulübünün sorumlusunu arayıp, adam böyle diyor doğru mu söylüyor diye sormak gerekir.
Bu basit iş bile yapılmayacaksa spor sayfalarının haber veren yerler olduğu iddiasını tamamen bırakıp sporcuların ve kulüplerin halkla ilişkiler şirketine resmen dönüşmelerinde yarar vardır.
Fiili durum böyledir dolayısıyla işi resmiyete dökmekte fazla zorluk çekilmeyecektir.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:35
