Gündem
  • 22.10.2005 08:40

SERTAB ERENER KADINLIĞINA NOT VERDİ: '6 YA DA 7!..'

Müzik sektörüne adım attığı ilk günden beri, 'sesiyle devleşen ufak tefek bir kadın' imajı çizen Sertab Erener, aslında nasıl bir insan olduğunu anlattı. Sertab, Hülya dergisinin ekim sayısında yer alan röportajında, cinsellik, görsellik ve ölümle ilgili düşüncelerini de ifade etti. Kendisini, "Ben sade ve net olmaya çalışan, hiçbir şekilde abartıdan keyif almayan bir kadınım" sözleriyle ifade eden sanatçı, "Sahnede şarkı söylerken çok güzel olduğumu hissederim" dedi. İşte, kendi dilinden Sertab Erener portresi:

'DELİRMEZSEM...'

*
Cinsellik devreye girdiği zaman kendimi çok kadınsı hissederim. En güzel hissetiğim an ise, sahne üstünde şarkı söylediğim anlardır.

* Çok fazla kendimi kayırmam, başkalarının kayırmasını da istemem. "Ne şahanesin, en büyüksün, en iyisin" diyen kurmaylarım yoktur.

* Kadınsı görünme isteği, kaybedilen gençliği bir yerlerde bulma çabası... Herkes gibi benim de böyle bir çabam var tabii ama bunun dozunu ayarlayabiliyorum. Eğer delirmezsem, kendimi garip görünümlü bir kadın haline sokmayacağım.

'SIKICI BİRİYİM'

*
Gizemli olmak gibi bir arzum yok ama babamın bana öğrettiği bir davranış modeli var. Bize hep, "Fazla samimiyet laubaliliği getirir ve bu da hiç güzel bir şey değildir" dendi.

* Benim çok kadın arkadaşım yok. Daha çok erkek arkadaşlarım oldu. Benim sahip olduğum duruş kadınların çok da hoşuna gitmiyor olabilir. Çekiştirilecek koca yok, çocuk yok, tarif edilecek yemek yok; ne konuşsunlar benimle? Yani çok sıkıcı biriyim...

'ÖLMEYECEĞİM'

*
Ayna karşısında olmayı, aynaya bakmayı severim. Aynada mimik filan yapar, oynarım.

* Bacaklarımı hiç sevmem. Onun dışında kendimle barışığım. Tabii yer çekiminin kuvvetine karşı durmak için kendimi bırakmıyor, spor yapıyorum.

* İnsanlar beni gördüğü zaman 'Aaa çok kısaymış' diyor. Sezen, 'bir o kadar da yerin altında var' der. Selvi boylu olmak ister miydim, hiç düşünmedim ama bazen uzayda kapsadığım alanın çok küçük olduğunu hissediyorum.

* Ölümle ilgili hiçbir duygum yok. Ölme fikri yüzde yüz inandığımız tek şey olduğu için ölüyoruz. Ben belki de ölmemeye çalışacağım.

'OLAYA KATILIRIM'

*
Kadınlığıma 1 ile 10 arasında puan vermem gerekse, altı ya da yedi puan veririm.

* Tutku ve şehvetin doruğa çıkmak üzere olduğu bir noktada, oturup beklemem. Olaya katılırım.

* Bundan 50 yıl sonra aşk yaşadığım adamlar beni düşündükleri zaman, "Ne kadındı be o, ne büyük aşktı, ne çok şey paylaştık birlikte" desinler isterim.

* Biz kadınlar doğurmak için varız. Bu hormonal bir şey aynı zamanda. Hormonlar azaldıkça, doğurma ihtiyacın da yavaş yavaş azalıyor. Bu azaldıkça içindeki 'doğur, doğur' diyen ses de azalıyor. Benim hayatımda 30-35 yaş arasında çok yüksekti bu ses.

* Çok büyük bir aşk yaşadım ve hâlâ birlikteyim o kişiyle. Çok şanslıyım. Benim ayağımı yerden kesen, iki üç yılımı rüya gibi geçirdiğim zamanlarım oldu. Çok güçlü ve etkili bir şey.

* Aşkın en güçlü olduğu yan, seks. Onu sevgiye, uzun soluklu bir ilişkiye dönüştürmek bir evrim zaten. Orada ciddi bir farkındalık ve erme meselesi var. Bence peşinden koşulması gereken de o zaten.

* Aşk, çok etkileyici bir şey ama hep aşık kalmayı istemek ve onun kölesi olmak, mutluluk getirecek bir şey değil. Ben ilişkimde, olmak istediğim yerdeyim.

/SABAH

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 10:50

İLGİLİ HABERLER