Asayiş
  • 5.12.2011 16:38

SİVAS OLAYLARI DAVASINDA KARARA DOĞRU

ANKARA - Duruşma, saat 11.20'de başlayacak.
Davanın sanıklarından Cafer Erçakmak'ın öldüğüne ve defnedildiğine ilişkin haberlerin geçen temmuzda kamuoyuna yansımasının ardından Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Sivas Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazarak, ölen kişinin gerçekten Erçakmak olup olmadığını sormuştu.
Başsavcılıktan gönderilen cevapta açılan mezar ile Erçakmak'ın ailesinden alınan kan ve doku örneklerinin Adli Tıp Kurumuna gönderildiği, hazırlanacak raporun örneğinin mahkemeye gönderileceği bildirilmişti.
Adli Tıp Kurumunca hazırlanan rapor dava dosyasına ulaştı.
Raporda, Erçakmak'ın eşi Nuran Erçakmak ile oğlu Ergün Erçakmak'tan alınan örneklerin, defnedilen kişiden alınan örneklerle karşılaştırıldığı bildirildi. Raporun sonuç kısmında, defnedilen kişinin ''yüzde 99,99 ihtimalle Ergün Erçakmak'ın biyolojik babası olabileceğinin tespit edildiğine'' yer verildi.
Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel, 21 Haziran'daki duruşmada verdiği esas hakkındaki görüşte, sanık Erçakmak'ın eyleminin 765 sayılı TCK'nın 146/1. maddesinde yer verilen ''anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs'' suçunu oluşturduğunu ifade etmişti.
Bu suça ilişkin zaman aşımı süresinin dolmadığını, Erçakmak hakkında verilen yokluğunda tutuklama kararının ise infaz edilmediğini belirten Yüksel, diğer sanıklar yönünden yargılamanın daha fazla sürüncemede kalmaması için Erçakmak hakkındaki evrakın ayrılarak başka bir esasa kaydedilmesini talep etmişti.

-Savcı, 6 sanık yönünden zaman aşımı süresinin dolduğunu kaydetmişti-

Savcı Yüksel, sanıklar Şevket Erdoğan, Köksal Koçak, İhsan Çakmak, Hakan Karaca, Yılmaz Bağ ve Necmi Karaömeroğlu'nun üzerlerine atılı eylemlerinin 765 sayılı TCK'nın 146/3. maddesi ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5. maddesinde düzenlenen ''Anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüse iştirak'' suçu olduğunu belirterek, bu suça ilişkin olağanüstü zaman aşımı süresinin 765 sayılı TCK'nın 102/3. ve 104/2. maddeleri gereğince 15 yıl olduğunu ifade etmişti.
Suç tarihinin 2 Temmuz 1993 olduğu dikkate alındığında 2 Temmuz 2008'de zaman aşımı süresinin dolduğunu kaydeden Yüksel, bu sanıklar hakkında açılan kamu davasının ise zaman aşımı süresinin dolması nedeniyle düşmesine karar verilmesini istemişti.

-''İnsanlığa karşı suç'' görüşü-

Cumhuriyet savcısının bu görüşüne karşı müşteki avukatları, önceki celse söz almışlardı.
Avukatlardan Şenal Sarıhan, ''olayın, insanlığa karşı suç olduğunu'' ifade etmiş ve ''Mahkeme, bu olayın, insanlığa karşı suç teşkil ettiği gerekçesiyle, zaman aşımı kurallarının uygulanamayacağını karara bağlamalıdır. Mahkemenin, halkın vicdanının verdiği yetkiyle, TCK'nın 77. maddesine göre zaman aşımını kabul etmemesini istiyoruz'' demişti.
Cumhuriyet Savcısı Yüksel, Erçakmak'a ilişkin Adli Tıp Kurumu raporunun sonucuna göre ek mütalaada bulunup bulunmayacağına karar vereceğini belirtmiş ve ''Erçakmak'ın yokluğunda tutukluluk halinin devamını'' istemişti.
Mahkeme, önceki celse ''Kırmızı Bülten''le aranırken, geçen temmuzda Sivas'ta öldüğü öne sürülen Cafer Erçakmak'ın gerçekten ölüp ölmediğinin Adli Tıp Kurumu raporuyla kesinlik kazanmasının beklenilmesine karar vermişti.
Erçakmak hakkındaki ''Kırmızı Bülten''in kaldırılıp kaldırılmayacağını soran Adalet Bakanlığına da Adli Tıp Kurumu raporu gönderildikten sonra cevap verilmesi ve ''Erçakmak'ın, yokluğunda tutukluluğunun devamı'' da karar altına alınmıştı.

Güncellenme Tarihi : 23.3.2016 11:41

İLGİLİ HABERLER