Spor
  • 23.11.2004 03:24

MAÇTA YAŞANAN CİNAYET OLAYININ ANALİZİ: "SÖZÜN BİTTİĞİ YER!.."

İşte Ahmet Çakır'ın Zaman'daki yazısı: Beşiktaş-Çaykur Rizespor maçında Cahit Aktaş adlı 16 yaşındaki bir taraftarın bıçaklanarak öldürülmesi, özellikle bizim yapmaya çalıştığımız iş yönünden, "sözün bittiği yer" anlamına geliyor. Uygar toplumların "eğlence" olarak gördükleri futbol bizde ne yazık ki "sürekli bir ölüm kalım olayı", olmaktan kurtulamıyor. Bunun başlıca nedenleri, toplumdaki korkunç "şiddet kültürü" ile sorumlu ve yetkili kişilerin görevlerini gerektiği gibi yapmayışlarıdır. Bir "münferit" lafıdır gidiyor. Yani bu tür olayların "tek" olduğu, yaygınlaşmadığı ileri sürülüyor. Oysa gerçek, bunun tam tersi. Böyle olaylar sürekli yaşanıyor. Her hafta sonu maçlardan gelen görüntüler arasında kavga-dövüş asla eksik olmuyor. Sorumlular çoğu zaman suyuna tirit birtakım demeçlerle işi geçiştirmeye çalışıyor. Hükümetin işi ciddiyetle ele aldığını biliyoruz ve görüyoruz. Bununla ilgili yasa da çıkarıldı. Ancak uygulamada fazla bir şey değişmedi. Birkaç kişiye verilen para cezaları dışında henüz caydırıcı bir adım atılamadı. Oysa Batı'daki örnekler böyle değil. Orada para ve hapis cezaları bu tür eylemlere girişenlerin "ocağını söndürecek" kadar etkili. Ayrıca, yetkililer de vaziyeti idare etmeye çalışarak değil, görevlerini tam yapmaları halinde olayların önlenebileceğini biliyorlar. Tribün kapasitesinin artırılmasından bu yana İnönü'de yapılan maçların çoğunda bulundum. Buna benzer bir olayın bağıra bağıra "geliyorum" dediğini duydum, gördüm. Galatasaray ve Fenerbahçe maçlarında tribünlerin kapasitesinin üzerinde adam alması, kapılarda denetimin tam sağlanmayışı, merdiven boşluklarının tıklım tıklım dolması, yerleri kapılan insanların mağdur olması ve bundan doğan isyanlarıyla ortaya çıkan kapışmalar, saha içinde ambulansın hareket edecek yerinin de düşünülmeyişi gibi arızalar çok ciddi alarm veriyordu... Ancak o sırada ilgili sorumlu kişiler, bu sorunları ele alıp çözüm bulmak yerine başka türlü kavgalara girişmiş durumdaydılar. Hiç kimseyi haksız yere suçlamak istemiyoruz. Zaten bu bir çözüm değil. Tam tersine, yan kavgalar yaratmaktan başka işe yaramıyor. Elbette ki bu dehşet verici olayların başka nedenleri olabilir. Ancak takımın başarısızlığının yanında bazı yöneticilerin yangına körükle gider türden demeçleri de, haliyle tribündeki gerilimi artırıyordu. Özellikle, biletiyle maça giren insanların yerlerinin işgal edilmesi ve bu durumun giderek teröre dönüşmesi, işin en can alıcı yanlarından biridir. İşte sonuçta vardığımız nokta da budur... Ölen başkasının çocuğu olunca, üzüntü demeçleriyle işi geçiştireceksiniz. Peki, benzer bir felaket yakınınızda olsa e yaparsınız? Elbette ki bu dehşet verici olayların başka nedenleri olabilir. Ancak takımın başarısızlığının yanında bazı yöneticilerin yangına körükle İşte vardığımız nokta... Özellikle bazı genç yöneticiler, yaptıkları işin ne kadar ağır sorumluluğunun bulunduğunu umarız ki bu vesileyle öğrenmişlerdir... Onlardan fazla farkı olmayan bazı yorumcu dostlarımı da, kendi ıvır zıvır kaygılarının, 16 yaşındaki bir fidanın ölümünden daha önemli olmadığını galiba hiçbir zaman göremeyecek gibi görünüyorlar... Kısacası, bu korkunç olayda hepimizin sorumluluğu var. Cahit Aktaş'a Allah'tan rahmet, acılı ailesine başsağlığı ve sabır diliyorum. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:19

İLGİLİ HABERLER