Spor
  • 25.9.2016 10:01

Spor yazarlarından derbi yorumları

Spor Toto Süper Lig'in 5. haftasında oynanan derbi karşılaşmasında Beşiktaş ile Galatasaray 2-2 berabere kaldı. SABAH Spor yazarları bu zorlu karşılaşmayı yorumladı.


Bülent TİMURLENK: Güneş geç doğunca...

Bir saat geride kaldığında Galatasaray hücumlarında düz saha, 10 derecelik bir rampaya dönmüş, nefesi yokuşa yetmeyen takımın sahibi Riekerink Bey heyecanlı bir aksiyon filminden keyif alan sinemasever gibi sahayı izliyordu. Deplasman derbisi için Gökhan İnler-Atiba iyi fikir olabilir ama Talisca havalı başlangıç yapmışken onu hamle adamı diye kulübede oturtmak Şenol Güneş Bey için akıllara ziyan bir tercihti. Melo'lu yıllarda Brezilyalı'nın delişmenliğiyle Beşiktaş'a orta sahada üstünlük kuran G.Saray, bunu ilk yarıda Tolga ile başarınca iş Carole-Bruma-Sneijder üçgenine kaldı. İki attılar,daha fazlasını da atabilirlerdi.
Şampiyon kadroya en büyük transfer kilit adamları kadroda tutmaktır. Dün akşam Beşiktaş'ın geçen sezonki ideal onbirinden farklı 6 adam vardı sahada. Güneş'in kafasını karıştıran ve daha kurgulamaya başaramadığı oyunun defosu budur. Beşiktaş'ınBruma'dan yediği golde çalım yiyen oyuncu yok, refakatçi ise beşkişi! Galatasaray'da Yasin, Beşiktaş'da Olcay futbol aklına sahip olmadıkları ve çevre kontrolü nedir bilmedikleri için oynadıkları futbol tesadüfler üzerine kurulu. Biri 45 dakika oynadı, diğerine Riekerink 79 dakika sabretti ve 0-2'den farka gideceği maçtan anca bir puan alabildi.
İkinci yarıda teknik adamlar arasındaki kalite ve tecrübe farkı Beşiktaş'ı maça ortak etti, son dakikada Josue ve Quaresma kahraman olma fırsatını teptiler. İki değişiklikle çift santrfora dönen, son 10 dakikada Adriano hamlesiyle Talisca'yı forvet arkasına alan Güneş yanlışlarından dönüp, takımı ayağa kaldırmayıbaşardı ama elindeki aktörlere bir an önce doğru rolü verip senaryoyu yazmazsa her zaman karşısında bir çaylak hoca bulamaz. Özellikle de hatanın telafisinin olmadığı Şampiyonlar Ligi'nde.
Mustafa Denizli sonrasında kağıt kalemi alıp aday listesine 150 teknik adamın ismini yazsanız, kimsenin aklına Riekerink gelmez, gelemez. G.Saray Sportif AŞ yöneticisi Levent Nazifoğlu'na bir soru ile bitireyim: Dün takımı iki golde de yakan Chedjou'yu kessin diye"Ben aldım" dediğiniz Serdar Aziz'in sağlığı nasıl, afiyette mi?

Fatih DOĞAN: İki yüzlü Kartal!

Arena'daki ilk derbide favori gösterilen Beşiktaş'ın beklentilerin gerisinde kaldığını söylemeliyiz. Şenol Güneş, Oğuzhan'la ilgili bir şeyin kararını vermiştir, ya da vermelidir. Oğuzhan'dan 10 numara olmaz. Gerek A Milli takımda gerek Beşiktaş'ta o bölgede oynatılsa verimli olamadı. Geriden gelerek kurduğu oyunlarda neler yapabildiğini gördüğümüz için ondan 10 numara çıkarmak için zorlamak beyhude bir çaba... Bu bağlamda sahada Beşiktaş iki yanlışın içindeydi. En önemli özelliği paslaşmayı ve paslaşarak çıkmayı unutmasıydı.
İkinci yanlış; sahanın en iyilerinden olmasına karşın Gökhan İnler oyunu açmak ve derinlik kazandırmak için sürekli uzun top atma yanlışına düştü. Sayı artınca zaten top yapmayan Beşiktaş orta sahası ritmini kaybetti.
Özellikle Galatasaray ilk yarıda Bruma'nın hızını ve çilingir rolünü çok iyi kullandı.
Beşiktaş Bruma'ya karşı denge kuramadığı için 2-0 yenik ayrıldı. Güneş'in ikinci yarı Aboubakar ve Talisca'yı oyuna alması, Cenk'in sola geçmesi Beşiktaş'ın oyun çehresini değiştirdi. Bu değişiklikCaner'i daha verimli hale getirirken ilk yarıda çok koşmasınarağmen sahada hem topları ezen, ben de çok düşerek ezilen Cenk'i canlandırdı. Marcelo'nun golünün ardından Cenk'in soldan bindirip iş bitiriciliğini konuşturması kendine yakışan kalitedeydi. İlk yarıda sahada hayal kırıklığı olan Beşiktaş ikinci yarıda ortaya koyduğu futbolla alkışı hak etti. G.Saray'ın ikinci yarı gardının düşmesiyle Beşiktaş'ın tempo yapmasının direk bağlantısı var.
Beşiktaş derbi ve büyük maç kazanmak istiyorsa toplu ve topsuz tempo yapmak durumunda. Ayrıca Galatasaray 60'tan sonra güçten düştü. Daha iyi kondisyona ihtiyaç var.
Derbi dün genel hatlarıyla zevkiydi. Özellikle 90+3 de bitiş düdüğüne 1 dakika kala bir o kalede bir bu kalede baş döndürücüydü.. Quaresma'nın son saniyede kaçırdığı gol bir süre taraftara şok yaşatacak kadar sarsıcıydı. Dün sahada kazanan dostluk oldu.
Bu arada, deplasman yasağının kaldırılması önemli bir adım. Beşiktaş'ın bu konudaki duruşu, Kulüpler Birliği Vakfı Başkan Göksel Gümüşdağ'ın tavrı ve İstanbul Valisi Vasip Şahin'in aldığı cesur karar Türk futbolu için çok kıymetli. Galatasaray taraftarı da futbol şöleninin bir parçası oldu.

Levent TÜZEMEN: Kulübe uyudu!

Maç öncesi Galatasaray'ın kadrosunu yaparken Yasin'i ilk 11'e koymamıştım. Yanılmadım. Eren'in arka direkte attığı gole aşırtma kafayla katkı sağlayan Yasin maç boyu savruk yapısı, topu ayağında tutamaması ve ikili mücadeleleri kaybetmesi yüzünden Galatasaray'ı hızlı hücuma çıkamadı. Galatasaray 70 dakika 2-0önde götürdüğü derbide galibiyeti geç yapılan oyuncu değişiklikleri yüzünden elinden kaçırdı. Aboubakar-Talisca ikilisi oyuna girdiktensonra Beşiktaş, Sabri'nin kanadından Caner'in de desteğiyle ağır bir baskı kurdu. Yasin savunmaya da destek olmayınca Sabri'nin kanadı dağıldı. Oysa önce Talisca sonra da Atiba, Sabri'nin bölgesinden yaptıkları ataklarla "Gol geliyor" sinyalini yakmıştı.
G.Saray golü erken bulduğu ilk yarıda çok akıllı oynadı. Sneijder'in organize ettiği Galatasaray oyun temposunu Beşiktaş'ın istediği seviyeye taşımadı. Muslera, Balta, Selçuk, Sneijder ve Tolga sakin oyunlarının yanı sıra ayağa bilerek görerek pas yaparak derbinin tansiyonunu G.Saray'a göre ayarladı. Bu akıllı ortamda Beşiktaş tek pozisyon bile üretemedi. Bruma'nın attığı "Messi" vari golden sonra eğer Yasin hatta Sneijder karşı karşıya golü kaçırmasaydı skor büyük olurdu. Bruma o muhteşem golü yaparken Beşiktaş orta sahasının ve savunmasının adeta içinden geçti
Türkiye'de şöyle bir algı var; "Yabancı hocanın en az bir yardımcısı Türk olmalı" Riekerink'in iki tane Türk yardımcısı var. 60'tan sonra Galatasaray'ın fizik gücünün düştüğünü, Yasin'in geriye bilegelemediğini Riekerink hadi göremedi ama bu iki Türk yardımcısı da mı görmedi. Kulübe resmen uyudu! Erken değişiklik yapılabilse ve sadece Cavanda, Yasin'in yerine oyuna girip Sabri'ye destek verseydi Beşiktaş elini kolunu sallayarak gelemezdi. Riekerink'in oyuna hamle yapması Galatasaray iki golü yedikten sonra aklına geldi. Ama Hollandalı hocayı yine de çok suçlamıyorum. Çünkü elinde hamle yapabilecek De Jong, Sigthorsson ve Podolski gibi yıldızlar sakat. Chedjou maalesef takım baskı yediği anlarda dağılıyor ve ciddi hata yapıyor. Marcelo ve Cenk'in attığı gollerde zamanlaması inanılmaz kötüydü. Riekerink, Chedjou zaafına çözüm üretmeli. Hakem Ali Palabıyık'a soruyorum; Marcelo'nun Eren'in beline yaptığıhareketin karşılığı ne olmalıydı?

Murat ÖZBOSTAN: İki teknik adam da hatalar yaptı!

Maç öncesi birçok yazarın, birçok taraftarın fikri Beşiktaş'ın Galatasaray'a karşı rahat üstünlük kuracağı, Vodafone Arena'daki diğer mücadelelerdeki gibi maçın başında rahat gol bulacağıydı. Fakat futbol kağıt üstünde değil, sahada oynanıyor. Belli ki Beşiktaşlı futbolcular da kendilerine fazla güvendiler ve favori olduklarını düşünüyorlardı. Fakat son 5-6 yıldır derbilerde iyi performanslar çıkaran Galatasaray, zorluk derecesi yüksek ve sert maçlarda olduğu gibi yine iyi iş çıkardı. Topun kıymetini bildiler, ayağa oynadılar, özellikle savunmadan çıkarken, riske girmeyip fırsatları değerlendirdiler.
Beşiktaş'ta ise özellikle Caner ve Gökhan, savunma hatalarıyla dikkat çekti. Bruma'nın kazandırdığı kornerde Sneijder iyi kesince ön direkteki karışıklıktan seken topun kokusunu alan Eren Derdiyok arkada golünü attı. Eren gol haricinde de iyi bir santrfor olduğunu gösterdi. Marcelo ile boğuştu, mücadele etti, arkadaşlarına servis yaptı, faul aldı. Bruma da derbi tarihine geçecek bir slalomla farkı ikiye çıkardığında artık ipler tamamen Riekerink ve öğrencilerinin elindeydi, ilk yarı biterken..
Sahaya yanlış bir kadro ile çıkan Şenol Güneş kulübedeki yıldızı Talisca'ya ikinci yarıda forma verip oyuna hareket getirmeye çalıştı. İkinci devrenin başında da Galatasaray rakibine pek pozisyon vermiyor gibi görünüyordu fakat Riekerink, yorulan oyuncularınıdeğiştirmekte çok geç kalınca tablo değişti. Yani Şenol Güneş'in imdadına Riekerink yetişti! Beşiktaş toparlandı, seyirci desteğini de alıp baskı kurdu. Saldırdıkça saldırdı.. 70. dakikada 2-0 önde olan Galatasaray, 79'da Josue ve Cavanda girdiğinde üstünlüğünü kaybetmişti. Rakibin zaafını çok iyi değerlendiren Beşiktaşlılar tıpkı Galatasaray gibi ilk golünü kornerden Marcelo'yla bulurken, ikinci golde de Chedjou'nun pozisyon hatasından faydalanan Cenk'le beraberliği buldu. Karşılıklı teknik adam hataları iki tarafı da birer puana razı etti. Ne var ki üzülmesi gereken esas taraf şüphesiz Riekerink ve talebeleri… Son cümle de son dakikada iki topu kurtaran Fabri ve Muslera'ya.. Maçın kaderini tayin ettiler..

Erman TOROĞLU: Doğrular ve yanlışlar...

Sahaya doğru bir 11 çıkaran Riekerink, sahaya yanlış bir 11 çıkaran Şenol Güneş... Skor: 2-0. İkinci yarı doğru oyuncu değişiklikleriyapan ve yanlışlarından dönen Şenol Güneş; Şenol Güneş'in yaptığı hamleleri ve doğruları sadece seyreden ve hiçbir şey yapamayan Riekerink... Bu sefer Beşiktaş; 2-0.
Birisi eşeği kaybettirdi, sonra buldurdu, sevindirdi. Diğeri eşeği kaybetmedi, sevindirdi. Sonra kaybetti, taraftarını üzdü. Maalesef diyorum teknik adamlar bazen duygusal işler yapıyorlar. Futbol duygusallığı ve dikkatsizliği kaldırmıyor. İlk devre Galatasaray istediği gibi oynadı. Beşiktaş da Galatasaray'ın istediği gibi... İkinci yarı tam tersi oldu. Bu tamamen teknik adamlarla ilgiliydi. Bir teknik adamın maçın üzerindeki etkisi ne olur, ne olamaz dün gece bunları yaşadık. Galatasaray 2-0 galip... İkinci yarıya başlıyorsun... Biraz dikkatli top kullansalar maçı 3, 4 yaparlar. Ama orta alan çöktü Galatasaray'da. Bir türlü de toparlanamıyor. Ve gol geliyorum diye bağırmaya başlıyor ve bağıra bağıra geliyor.
Cenk Tosun, Beşiktaş'ta hala daha yerinde banko olamadığı için huzursuz. Saçma sapan işler yapıyor. En büyük yaptığı saçmalıklarkendisini yere atıp pozisyon dilenciliği yapması. Cenk kardeşim; sana yakışıyor mu? Hakemden pozisyon dilenme! Bruma'nın şekli belli. Çok büyük bir kabiliyet. Aslında bu oyuncudan Galatasaray istediği gibi faydalanamıyor. Bu oyuncuyu sahada ona göre kullanmak lazım. Bruma düzgün bir Avrupa takımına giderse çok daha farklı işler yapabilir. Ama Galatasaray'da bundan fazla olmaz. Sneijder ve Selçuk'un doksan dakika çıkaracak fizik güçleri yok. Galatasaray'ın fizik olarak kat edeceği yollar var. Bu konuda Beşiktaş dün gece Galatasaray'a göre daha iyiydi. Galatasaray defansı bir gol yiyor; yan top. İki Beşiktaşlı kafaya çıkmışlar bir Allah'ın kulu Galatasaraylı yanlarında yok. İlk yarı Galatasaray'ın oyununa tepki koyan bir Beşiktaşlı oyuncu yok, bırakın takımı... Sosa'nın yerine Oğuzhan oynuyor, Gomez'in yerine Cenk. Neredeler? Hikaye... Zemin güzel. Atmosfer güzel. Dört gollü bir maç. Peki maçın hakkı neydi? Bence beraberlikti. Son iki dakikada iki taraf da alabilirdi . Ama biri alsaydı diğerine yazık olurdu. Hem takım açısından, hem teknik adam açısından.
Böyle bir derbide hakem oyunu çomaklamadan, mümkün olduğu kadar yakından izleyerek genelde doğru kararlar verdi. Bir iki pozisyon tartışılabilir, o da bu tip maçlarda çok doğaldır. Ama hakemin üzerine yıkılacak bir maç olmadı. Maç başlayana kadarmisafir seyirci ile ev sahibi arasında bir olay haberi gelmedi.İnşallah bu yazıyı yazdıktan sonra da gelmez. Herkes deplasmana gider.

Ömer ÜRÜNDÜL: Riekerink geç kaldı

Mükemmel atmosferi ve oynanan kaliteli futbolla son zamanlardaki seyir zevki en yüksek derbilerden birini izledik... İlk yarı kimsenin beklemediği bir saha içi görüntüsüne sahne oldu. Zor deplasmanda Galatasaray çok başarılı bir ilk 45 dakika sergiledi. Topa sürekli istediği gibi hükmederek hem oynadılar hem de Beşiktaş'ı oynatmadılar.
Rakibe organize olma şansı vermediler. 18 önünü ve sol taraflarını çok iyi kapattılar. Kazandıkları her topta da etkili hücum girişimlerinde bulundular. Bruma ve Yasin çok önemli iki geniş alan atağını alışılmış doğru düşünce eksikliklerinden harcadılar. Sonrasında Sneijder karşı karşıya Fabri'yi geçemedi. Devre sonunda ise Bruma adeta slalom yaparcasına 5 Beşiktaşlı oyuncuyu saf dışıbırakıp, farkı ikiye çıkardı. Bu devrede Beşiktaş takım halinde 2-3 sol kanat bindirmesi hariç adeta seyirci gibiydi. Oğuzhan ve Olcay sahada yoktular. İlerideki kayıplardan sonra Quaresma da geriye yardım etmeyince Atiba ile Gökhan İnler de çaresiz kaldılar.
İkinci yarıda Şenol Güneş beklenen hamleleri yaptı. Zaten formsuz ve sakatlık geçiren Oğuzhan ile maça başlamasına bir anlam vermek mümkün değildi. İkinci yarıdaki iki değişiklikten sonra sahasında 2 farklı yenik durumda oldukları da göz önüne alındığında Beşiktaş doğal olarak bu yarıda baskı kurdu. Ama üretkenlik sağlanamıyordu.
Galatasaray ileri uç oyuncularının ve Sneijder'in yorulması ile 60. dakikadan itibaren ilerde hiç top tutamadı. Ve ağır baskı sonucunda da hazırlanmış pozisyonlar olmasa da üst üste iki gol yiyerek beraberliğe engel olamadılar. Riekerink de oyuncu değişikliklerinde biraz geç kaldı.
Bu güzel maçın son 30 saniyesi de çok ilginçti. Önce Josue çok önemli bir galibiyet şansını değerlendiremedi Galatasaray adına...Dönen topta da Beşiktaş'ın en iyi ismi Quaresma, Muslera'yı geçemedi ve maç da 2-2 noktalandı. Beşiktaş istediği futboluoynayamadığı maçta 2 farklı yenik durumdan beraberliği sağlayarak ciddi bir yara almaktan kurtulmuş oldu. Galatasaray ise önemli bir avantajı basit hatalardan yediği iki golle kaybetti ama çok zor bir derbiden puanla döndü.
İlk defa derbi yöneten Palabıyık'ı çok beğendim. Son derece soğukkanlı ve özgüvenliydi. Kendisini sahada hissettirmedi ve en önemlisi de objektif idi..

Ahmet ÇAKAR: Tarihe geçecek 2 dakika

Dün gece çok tuhaf bir maç izledik. 70 dakika boyunca çok iyi bir futbol sergileyen, deplasmanda oynayan bir takımın nasıl oynaması gerekirse öyle oynayan bir Galatasaray vardı sahada. Üstelik daha ilk yarıda 2-0'lık sonucu da yakalamışlardı. Chedjou olsun Hakan Balta olsun çok soğukkanlılar. Selçuk İnan, Tolga Ciğerci, Wesley Sneijder oyunu çok iyi kontrol ediyorlardı. Bruma ise aldığı toplarla müthiş işler yapıyordu. Daha ilk dakikalarda Galatasaray Eren Derdiyok ile öne geçmeyi başardı. Bir kornerde top Caner Erkin'den direğe, ön direkten de arka direğe sıçradı. O noktada da Eren Derdiyok bomboş topu gol yaptı. Bu yarıda Beşiktaş diye bir takım sahada yoktu. İki pas yapamadılar, Quaresma yine halı sahada oynar gibi ciddiyetsiz oynamaya devam etti. Tam devre bitiyordu ki Bruma 40 metre top sürdü, defansın arasından deldi geçti ve müthiş bir gol kaydetti. İkinci yarı Beşiktaş takımı toparlanır diye düşünüyorduk ama 70. dakikaya kadar tık bile yoktu. İşte ne olduysa bu dakikadan sonra oldu. Bir kornerde Marcelo çok iyi yükseldi ve kafayla Beşikkaş'ın ilk golü geldi.
beşiktaş kazanabilirdi...
Bu tür maçlarda bu tür goller kötü de oynasa ev sahibine büyük bir dinamizm, rakibe ise bir panik havası getiriyor. İşte bu dakikadan sonra tüm kontrol Beşiktaş'a geçti. Neredeyse her akın tehlike yaratıyordu ki yine bir kornerin devamında Cenk Tosun ile beraberlik golü geldi. Karşılaşmanın bitmesine sadece 10 dakikavardı ve aslında Beşiktaş kazanabilirdi de. Ama uzatmanın son 2 dakikası tarihe geçer. Önce Galatasaray, Josue ile mutlak bir golkaçırdı, dönen topta da Beşiktaş adına Quaresma golü atabilirdi. Ve ardından da maç bitti. Belki kalite olarak değil ama heyecan ve maçın gidip-gelmesi açısından çok iyi bir derbi izledik.
palabıyık rüştünü ispatladı
Gelelim kariyerinde ilk kez bir derbi yöneten hakem Ali Palabıyık'a...Birkaç hatası var. Böyle maçlarda da bunları normal karşılamak lazım. Ama benim kriterlerime göre çok iyi bir maç yönetti. Baskıaltında kalmadı. Sükunetini bozmadı. Kartlarını olabildiğince yerinde kullandı ve bundan sonraki derbi maçlarının akla gelecek ilk isimlerinden biri oldu.

Metin TEKİN: Oyunun doğrusu

 İlk yarı ve ikinci yarıdaki Beşiktaş'ın farkı neydi?
Çok farklı iki Beşiktaş seyrettik... Birincisinde orta sahada hücum organizasyonu planlamasında Gökhan İnler'in uzun paslarla oyun kurulumu passız Beşiktaş oyunun getirdi. O mevki yani Oğuzhan mevkisi pasifize oldu. Ve mesafeler açılıp hücum etmek zorunda kalan Beşiktaş dağınık bir görüntü verdi. Yani geçen seneki Beşiktaş oyunu ile özellikle hücum organizasyonu bu ilk yarı birbirinden çok farklıydı. Ya da bir başka deyişle bu fark Atiba'nın yanında Oğuzhan ile Gökhan İnler'in oynaması arasındaki fark idi. Bu da Galatasaray'ın işine yaradı. Savunmadan çabuk, çok kolay paslarla çıktılar ve oyun sakinliği de Galatasaray'da olunca bütün istedikleriişleri yapabildi.
Ama ikinci yarıya geldiğimizde yükselen tempo, Cenk'in sağ kenara gelmesi, Şenol hocanın 4-4-2'ye geçişi ve yüksek tempoda orta saha baskısı ile oynayışı atak devamlığını getirdi Beşiktaş'a... Ve bununla beraber gelen oyun üstünlüğü ve 2-2'yi buluşu... Galatasaray bu bölümde ilk yarının aksine sadece savunan takım görünümündeydi. Yani bazen futbolda sistemlerle oyuncu stili farkları bambaşka oyunlar ortaya çıkarabiliyor dün akşam olduğu gibi...

 Derbi atmosferi Beşiktaş'ı olumsuz etkiledi mi
Maç motivasyonu sağlayan oynama kararlığınızdır faul yapma hırsınız değil. Tıpkı Beşiktaş'ın ilk yarıdaki görüntüsü gibi. Buna karşın Galatasaray ilk yarıda istediği her şeyi yapabildi ama ikinciyarıda oynamaya tempo yapmaya karar veren Beşiktaş istediği ortamı oluşturup istediklerini yapabildi.

 Güneş'in kadroda bu kadar oynaması doğru mu?
Bu çok tartışılacak bir durum. Bir kadronun ezbere sayılan 11'leri mi verimlidir yoksa 16-17 kişiden seçili olanı mı? Ama bana sorarsınız ben oynama devamlılığının daha verimli olduğunudüşünüyorum futbolda. Tabii bir de Talisca'yı oynatmama tercihi var ki; iki maç oynamışsınız, skoru da bulmuşsunuz ve 3. maçta yoksunuz... Bu soruya cevap vermek gerçekten çok kolay değil.

Rıdvan DİLMEN: Riekerink ikinci yarı uyudu

Öncelikle Riekerink'i maç başı planı için tebrik ederim, takımını mükemmel hazırlamış. Galatasaray özellikle 30 ile 45 arasında çok iyi bir futbol oynadı. Dönen topları aldılar, pas yaptılar. İkinci yarıdaise tablo çok farklı... İlk yarıda 10 üzerinden 9 verdiğim Galatasaray, ikinci yarıda 10 üzerinden 4'lük oynadı. Sinirli, agresif, telaşlı Beşiktaş karşısında daha rahatlayacağına bunu yapamadılar. Çok yoruldular. Sneijder, Eren, Yasin ve Bruma... Ayrıca bir de Selçuk. 60'tan sonra hepsi bitti, Selçuk'un gidecek hali kalmadı. Topa gitmen lazım, güçlü olman lazım... Bruma kaybolmaya başladı,60'larda Sneijder geri dönemiyor. Düşünüyorlar, uygulayamıyorlar.Sneijder'i biz ilk yarıda sağ kanatta gördük, merkezde gördük, solda gördük. İkinci yarıda yalnızca soldaydı. Değişiklikleri yapana kadar maç bitti, çok geç oldu. Gelen maçı ikram etti, kazanabileceğin bir maç var ortada. 55-60'larda iki değişiklik yapmalıydı Riekerink, yapmadı. Riekerink'in uyumasından dolayı bu maç 2-2'ye geldi. Birçok kişi diyebilir ki ikinci yarıda 5 tane de atabilirdi Beşiktaş fakat bunun sebebi de Galatasaray'dı.
İkinci yarı gördük ki yavaş yavaş Tolga geriye doğru çekildi. Stoperlerin oraya kadar geldi. Sabri bir türlü oyundan çıkamazken gol yediler. Galatasaray sakin, bir o kadar iyi oynarken iki takım arasındaki tecrübe farkı gözüküyordu. Beşiktaş 4 forvetli oyuna döndü, Riekerink ise geriye yaslanan takımını fark edemedi. Antrenörün işi nedir, 2-0 gidiyor, oyunun hakimiyeti bende... Mağlup olan ise yapmak zorunda. Şenol Güneş yaptı. İkinci yarıitibariyle kimin işleri kötüye gitti? Galatasaray'ın... Çok iyi top oynayarak yapmasa da coşkusu, isteğiyle Beşiktaş bir şeyleri değiştirdi. İşler iyi giderken de, skor iyiyken de maçı okuyabilirsiniz.İkinci yarıda maç taktiğin dışına çıktı. Cenk bir ara sola geçti, tekrar çift forvete döndü, iyice karıştı. İkinci yarıda Beşiktaş adına Ricardo Quaresma ile Caner Erkin çok doğru işler yaptılar. 2-0 gerideyken her türlü kahramanlığı yaparsınız. Cenk'e kim verdi gol pasını? Stoper Tosic... Neden böyle oluyor peki, çünkü maç 2-1, şuursuzca bastırıyorsun. Burada taktik düzenden çıkıyor karşılaşma. ŞenolGüneş hocanın bu takımı Şampiyonlar Ligi ve derbiler dışında tekrar eski haline döndürmesi gerekir.

ŞENOL HOCA DA DERS ÇIKARMALI
Beşiktaş çok önemli Şampiyonlar Ligi maçları dışında hücum oynamak zorunda. 2-0 geriden gelip 2-2 beraberliği almak önemlidir, güven getirecektir ama çok istisnai maçlar dışında orta sahada Gökhan ile Atiba'dan birisi oynar. Oğuzhan yanında oynar, önünde Talisca oynar. Kendi özelliğini kaybediyor bu şekilde Beşiktaş. Ofansif orta saha oyuncularını merkezde kullanma alışkanlığını Bursaspor ve Trabzonspor da dahil olmak üzere Türkiye'ye getiren isim Şenol hoca... En büyük özelliği rakibi dar alana sıkıştırabilmesiydi. Yalnız Talisca hiç gelmiyor orta sahaya, bu da hocanın kafasını biraz karıştırıyor sanırım. Şenol hocayı eleştirirken de bunu söylemek isterim, Oğuzhan zaman zaman ortasahaya da geliyor diye düşünmüş olabilir. Geçen seneki Atiba'dan eser yok zannedersin ama bunda yanında benzer bir oyuncunun oynamasının etkisi var. İkinci yarıda Beşiktaş daha iyi gözüktü ama bunda sadece Beşiktaş'ın yaptıkları etkili değildi, Galatasaray çok fazlasıyla müsaade etti rakibine. Bu maçtan antrenörlerin çıkarabileceği çok önemli dersler var. Şenol hocanın da var!

Güncellenme Tarihi : 25.9.2016 10:11

İLGİLİ HABERLER