Suriye'ye yönelik müdahale senaryoları
Almanya'nın Sesi'nde yer alan habere göre Kiel Üniversitesi'ne bağlı Güvenlik Politikaları Enstitüsü'nden Sebastian Bruns, Suriye'ye iki-üç gün sürecek bir müdahalenin mantıklı olduğunu düşünüyor: "Deniz kuvvetleri, fiilî olarak bir ülke karasularının 12 mil ötesinde konuşlanabilir ve oradan çok esnek bir şekilde hareket edebilir."
Müttefiklerin planının da tam olarak bu olduğu tahmin ediliyor. Kiel Üniversitesi Güvenlik Politikaları Enstitüsü'nün verilerine göre, Doğu Akdeniz'de bulunan Amerikan donanmasına bağlı dört destroyerin her birinde 'BGM-109 Tomahawk' tipinde 96'şar güdümlü füze bulunuyor. Bu füzeler 2 bin 500 kilometre menzilli. Basra Körfezi ve Afrika Boynuzu'ndaki uçak gemilerinde de Suriye'yi vurabilecek menzilde Tomahawklar bulunuyor. Güvenlik uzmanı Sebastian Bruns, deniz kuvvetlerinin bölgede yoğunlaştırılması yoluyla Esad üzerindeki diplomatik baskının artırılabileceğini belirtiyor: "Deniz kuvvetlerinin bölgedeki yoğunluğu ne kadar artarsa, Esad cephesinden bakıldığında, gerçekten de bir misilleme saldırısı yapılacağı endişesi o kadar artacaktır."
Savaş gemilerinden fırlatılan uzun menzilli füzeler, savaş uçaklarıyla yapılan bir bombardımana benzer etki yapıyor, ancak uzak bir mesafeden kontrol edilebildikleri için pilotlar da riske atılmamış oluyor. Eski Alman genelkurmay başkanı Harald Kujat, ABD'nin bir stratejik seçeneği daha olduğunu vurguluyor: "Amerikalıların elinde uzun mesafeler kat edebilen bombardıman uçakları B-1 ve B-2'ler var. Bunlar, ABD'deki üslerden havalanıp aynı yere geri dönebilir."
Yunanistan'daki üsler
Ancak Suriye'nin hava savunma sistemlerinin oldukça güçlü olduğu biliniyor. Merkezi Londra'da bulunan Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü'nün tahminlerine göre, Suriye bin adet karadan havaya gelişmiş Rus yapımı füzeye sahip. Eski genelkurmay başkanı Harald Kujat, müttefiklerin de bunun farkında olduğunu söylüyor: "Bu nedenle ilk saldırılardan biri bu hava savunma gücüne yönelik olacaktır. Böylece kendi güçlerine karşı bir tehdidi baştan bertaraf etmeye çalışacaklardır."
Güdümlü füzeler ve büyük bombardıman uçaklarının yanı sıra, müttefiklerin bölgedeki uçak gemileri ya da üslerde konuşlandırılmış çok sayıda savaş uçağı da bulunuyor. Örneğin İngiltere'nin Kıbrıs'ta iki üssü bulunuyor. İngiliz Tornado füzeleri böylece 200 kilometreden Suriye'deki hedefleri vurma imkânına sahip. Kıbrıs'tan havalanmaları durumunda İngiliz jetleri 20 dakika içinde Suriye'deki hedeflere ulaşabilir. Amerika Birleşik Devletleri'nin de Girit'te üssü bulunuyor ve adanın kuzey kıyısındaki Hanya havaalanının bir bölümünü bölgeye nakliyat yapmakta kullanıyor.
Ancak üssü askerî müdahale amaçlı kullanabilmesi için Yunan hükümetinin izni gerekiyor. Suriye'ye en yakın noktalardan biri de Adana'daki İncirlik Üssü. İncirlik, Suriye sınırına 120, başkent Şam'a ise 400 kilometre uzaklıkta. Güvenlik uzmanı Sebastian Bruns, olası bir müdahalede hedef alınacak noktaları şu sözlerle açıklıyor: "Şüphesiz rejime ait kurumlar hedef alınacaktır, örneğin askerî komuta merkezleri ya da telekomünikasyon kurumları. Enerji tedariki, altyapı, yani sokaklar ve demiryolları da hedefler arasında olabilir."
