Yaşam
  • 23.9.2002 11:12

TURGUT YILMAZ İÇİNİ DÖKTÜ : " KEŞKE BU KADAR ÇOK ŞEY BİLMESEM "

KAYNAK : Haber Vitrini ANKARA/İşadamı Turgut Yılmaz kendisine yönelik spekülasyonların asıl hedefinin Mesut Yılmaz olduğu görüşünde. Yılmaz son yıllarda yaşadıklarını, suçlamaları SABAH'a anlattı Turgut Yılmaz'ın ofisinin hemen her tarafında ünlü ressamların yağlıboya resimleri asılı. Dalıp gidiyorum beklerken. Hepsi birbirinden güzel. Etrafta herşey düzenli. Titiz bir kişilik mi diye düşünürken karşılaşıyorum. İlk sorum resim merakı oluyor. Meğer artık resim merakına devam edemiyormuş çünkü piyasa çok artmış ve resim alacak parası yokmuş. Nasıl yani, paranız mı yok diyorum, gülüyor. Turgut yılmaz kendine güvenen, gücünü belli etmeyi seven, neşeli , bir o kadar da espritüel birisi. Röportaja gitmeden önce karşımda Mesut Yılmaz gibi sessiz, sakin, konuşurken bol bol ara veren birini bulacağımı zannediyordum. Ağabeyine fizik olarak son derece benziyor ama konuşmaya başladığında tamamen farklı. O kadar çok suçlama, öyle çok ağır itham var ki nereden başlayacağımı pek bilemiyorum. Hemen sözü eline alıyor. "Hiçbirşeyi sormaktan çekinme ben herşeyi rahatlıkla konuşurum hiçbir sorudan sinirlenmem, sen rahat ol." Eh ben de rahat oluyorum herşeyi soruyorum... -Bir röportajınızda "Türkiye'de ne olursa haberim olur!" demişsiniz. Öyle mi? -Evet. -Nasıl oluyor? -Okurum, dinlerim alakalanırım, insanlar gelir söylerler. -Kişisel bir merak mı bu? Yani herşeyi önceden öğreneyim, olaylara hakim olayım, herkes bana önceden bilgi versin. Niye böyle şeyleri bilmek istiyorsunuz? -Ben esasında hiçbir şey öğrenmek istemiyorum. Herkes gelip bir takım şeyleri söylüyor, anlatıyor, benimle dertleşiyorlar. Benim bilmek gibi bir iddiam yok bilakis keşke hiçbir şeyi bilmesem. -Niye? Her şeyi bilerek mutlu değil misiniz? -Öbür türlü çok daha mutlu olurdum. -Yani böyle büyük skandalları, yolsuzlukları, kumpasları hatta darbeyi bile gazetede okumadan önce biliyor musunuz? Nasıl oluyor bu iş? -Umumiyetle evet. -Nasıl bir şey bu, adamlar size telefon açıp "biz bir darbe yapacağız" mı diyorlar? -Benim gibi çok yaygın dost ağı olan insanlara bu tarz bilgiler gelir ama onlar benim gibi dillendirmiyorlar. Çekiniyorlar konuşmaktan. -Peki bütün bu saldırılar niye hep size? -Mesut Yılmaz'ı yıpratmak için tabii. Suçlamaları yapana bir bakın. Nazlı Ilıcak geçmişte benim özel dostum. Özel günlerime katılan, benim bir sürü özel davetime gelen bir isim. Bir insan bu kadar alçalırsa ne yapabilirim ki? MUTLAKA BİR ÇETE VAR -Bu yazılardan sonra hiç karşılaştınız mı? -Hayır. Karşılaşsam bilmiyorum ne yaparım. Muhtemelen selam veririm ama konuşabileceğimi zannetmiyorum. Allahın selamını veririm. -Başbakan'ın sizin adınızın ihaleye karıştığını duyduğu için ihaleyi iptali var. Bu da iftiraydı? -Yok orada tam göbeğindeydi!(Gülüyor) Birinin de bir şeyi belgeleyebilmesi lazım. Ha birde şimdi minübüs ve otobüs hatları olayı çıktı. Oraya ortakmışım. Komik. Bu arada biliyorsunuz Türkiye'nin en büyük hayali ihracatçısıyım güya. 32 yıldır bir tane açığımı bulamadılar. Hepsi iftira. -Peki kim Mesut Yılmaz ile uğraşıyor? -Çete mutlaka var tabii. Hiçbir iftira bu kadar çabuk Türkiye sathında yayılamaz. Antep'ten Ardahan'dan Artvin'den beni ANAP teşkilatından arıyorlar ve benim kendilerine petrol taşıma işinden pay vermemi istiyorlar. Tunceli İl Başkanımız orada çalışan kömür taşıyan kamyonların benim kamyonlarım olduğunu söylüyor ASKERLİĞİMİ YAPTIM ÇOK ŞÜKÜR -İşte ben de bunu anlamıyorum. Bu saydıklarınız çok yakın çevreniz, nasıl sizi bilmiyorlar? -Bu dedikodu çetesinin ne kadar başarılı olduğunu gösteriyor. -Mesut Yılmaz size "Ya Turgut nedir bu iş" demiyor mu? -Bana bunları sormaz biz paylaşırız zaten. O benim neyi yapıp neyi yapmayacağımı çok iyi bilir. Dedikoduların kaynağını, bu iftira çetesinin ne olabileceğini falan zaten biliyor. Hakikaten faaliyet gösteren ciddi bir çete var. -Nedir bu çete, kimlerden oluşuyor? -Bilmiyorum. O kadar güçlü ki çözemedim. Bir ayağı Aydınlık Dergisi, bir ayağı İşçi Partisi, öbür ayağı siyasi, öbür ayağı bürokrasi. -Sizin kardeşiniz hükümet ortağı, siz bir gün önce manşetleri alacak kadar güçlü bir insansınız ve İşçi Partisi ayağı olan bir çeteyi çözemiyor musunuz? Sizden güçlüler mi yani? -Onları güç olarak söylemedim. Bunlara bir yerden kaynak sağlandığını ima etmeye çalışıyorum. Bunlara her türlü bilgi sağlanıyor, bu bir örgüt diye düşünüyorum. Bütün bunların benle alakası olmadığını biliyorum. -Tahminleriniz var mı peki? -E var canım tabii, o kadar da değil. Ama söyleyeceklerim buraya kadar. Yurt çapında örgütlüler. Bunlar Mesut Yılmaz'ı yıpratmaya çalışıyor -Askerle aranız nasıl? -Ben askerliğimi yaptım, vatana olan borcumu ödedim çok şükür "Hiçbir medya kuruluşuna ortak değilim" Herhangi bir medya kuruluşunda ortaklığınız var mı? Milliyet'i satın aldınız mı? -Tabii aldım ama kendi elimle almadım. Her sabah şoförüm bana Milliyet'i alır. O kadar. -Turgay Ciner ile Sabah Gazetesi'nde ortaklığınız var mı? -Hayır. Turgay Ciner benim çok sevdiğim bir arkadaşımdır hiçbir ortaklık ilişkim hiçbir gün olmamıştır. -Vatan Gazetesi'nde Aydın Doğan ile ortak mısınız? Bir dönem Zafer Mutlu'nun sizin tesislerinizi kullandığı dedikoduları dolaşmıştı. -Zafer Mutlu benim iyi arkadaşımdır. Benden bir gayrimenkul isteseydi ona işyeri verirdim, kiralamazdım. Dedikodulardan da çekinmezdim. Ama böyle bir şey olmadı. PATRON BEN OLMALIYIM -Niye medya patronluğuna ilgi duymuyorsunuz? Hem manşetleri önceden öğreniyorsunuz, hem de her şeyden haberiniz var. O da bir başarı değil mi? -Bilmediğim işi yapmam, yönetmediğim işe girmem. Küçük ortak olarak bir yere iştirak etsem dahi oranın yönetimi mutlaka bende olmalıdır. Ayrıca ben bir siyasetçinin kardeşiyim. Bunlar hep engel. İFTİRA ÇETESİ HER YERDE Turgut Yılmaz kendisine yönelik bütün eleştirilerin arkasında örgütlü ve yurtçapında çalışan bir çete olduğu görüşünde. Bu çetinin kimlerden oluştuğuna dair bir takım duyumları var ama ser verip sır vermiyor. Mesut Yılmaz ile bu konuyu sık sık konuştuklarını söyleyen Turgut Yılmaz, bu tarz "çamur at izi kalmasın"saldırılardan yılmayız diyor. Dedikodulardan çok etkilenmem Mesut Yılmaz'ın finansörü siz misiniz? -Buna finansör demek doğru mu bilmiyorum. Onun kendi maaşını çevirecek zamanı bile yok. Dolayısıyla onun maddi konumuyla ilgilenen adam benim. Bütün ailenin maddi konumuyla ben ilgileniyorum. -Yani kasa sizsiniz. -Evet kasa benim. -ANAP'ın son durumunu nasıl görüyorsunuz? -Geçmiş durumuyla bugünkü durumu arasında bir fark yok bence -Baraj tehlikesi yok mu yani? -ANAP'ın kamuoyunda yine aynı çeteler tarafından yıpratılmaya çalışıldığını düşünüyorum. 4 Kasımda görürüz. ANAP'ın bir baraj problemi olduğuna inanmıyorum. Diyelim ANAP baraja takıldı bu da bana göre milletin problemi. ANAP Türkiye'nin yarınında olmalı. ANAP baraja takılırsa dünyanın sonu gelmez ki. ANAP BARAJI AŞAR -ANAP'ın hükümette olmaması sizin kişisel işlerinizi etkiler mi? -Ben bu işleri aşmışım. Ben ANAP zengini değilim. Zaman içerisinde işlerimi geliştirdim. Türkiye'de her zaman hukuka inanan insanım. Kimsenin kimseye devlet zoruyla haksızlık yapabileceğine inanmıyorum. Benimle boşuna uğraşırlar. Fiziken hiçbir şekilde yılmam. Bu tip dedikodulardan etkilenmem. İşlerimin bozulabilmesi için Alman-Fransız-Amerikan ekonomilerinin bozulması gerekiyor. -Mesut Yılmaz ile aranızda temel farklar var mı? -Ben galiba daha çabuğum. Daha çabuk karar alırım, daha çabuk uygulamaya sokarım. Aldığım kararlar yanlış olabilir onu yeni kararlarla desteklerim. Tabii ben hep kendime çalıştım.Mesut Yılmaz'ın sorumluluğu başka tabii. -Siz ona göre çok daha neşeli, esprilisiniz. -O taşıdığı mesuliyete göre davranıyor diye düşünüyorum. -Eleştirir misiniz onu? -Hem de nasıl. Çok acımasız eleştiririm. Uygun ortamlarda eleştiririm. Ama etrafa baktığım zaman Mesut Yılmaz benim için çok üstün değerleri ifade ediyor onun için medya aracılığıyla onu buradan eleştirmenin doğru olmayacağını düşünüyorum. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:11

İLGİLİ HABERLER