Yaşam
  • 15.12.2002 12:00

TÜRK USULÜ BAŞARI MI YOKSA AVRUPA USULÜ BAŞARI MI?

KAYNAK : Haber Vitrini Kişisel Gelişim Uzmanı ve araştırmacı yazar Mümin Sekman, Türk insanının beklentilerinin İsviçre vatandaşlarının standartlarına çıktığını ancak yeteneklerinin Pakistanlı standartlarında kaldığını söyledi. Çıkardığı en son kitap olan ''Türk Usulü Başarı'' ile ilgili açıklama yapan yazar Sekman, bu kitabın, Türkiye şartlarında başarılı olmak için ''neleri bilmek, nasıl biri olmak, hangi kurallara uymak gerekiyor'' sorularının cevaplarını aradığını bildirdi. Kitapta, yerli, alaturka başarı anlayışının analiz edildiğine işaret eden Sekman, bu kitabın Türk insanının başarılı olmak için kullandığı usul ve usulsüzlükleri anlattığını kaydetti. Başarının ''herkesin baktığı yerde kimsenin göremediğini görebilenlerin'' olduğunu savunan Sekman, Türkiye'nin her alanda başarılı olması için öncelikle ''toplum mühendisliği'' modelinden, ''insan mühendisliği modeli''ne geçmesi gerektiğini vurguladı. Başarının hangi ülkede bulunulduğuna ve bulunulan ülkenin hangi liginde oynandığına göre değiştiğini ifade eden Sekman, ''Türk usulü başlayıp, Avrupa usulü devam etmekte yarar var'' dedi. Vehbi Koç'un Ankara'da bakkal iken, iş hayatının ilk döneminde Türk usulü oynadığına işaret eden Sekman, Koç'un işi büyüyünce holdingleşerek Avrupa yönetim tarzına geçtiğine dikkati çekti. Koç'un torunlarının Avrupai başarı ile sıfırdan bir holding kuramayacağını savunan Sekman, ''Çünkü sıfır noktasında (üçüncü ligde) Amerikan usulü değil, Türk usulü oynamak gerekiyor'' diye konuştu. Türkiye'nin kendi içinde nasıl ki sosyal başarı ligleri varsa, dünyada da ligler olduğunu belirten Sekman, Türkiye'de birinci lige gelinse bile, dünyanın ikinci liginde olunduğunu öne sürdü. Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girdiğinde de, dünyanın birinci liginin son sıralarında yerini bulacağını iddia eden Sekman, son yıllarda Türkiye çapında işler başarmanın artık Türk insanını tatmin etmediğini, evrensel ligde başaran Tarkan, Fatih Terim gibi isimlerin daha fazla tutulduğunu söyledi. TÜRKLERİN YANLIŞI: İŞİ YAPARKEN PLANLAMAK Başarıda planlama anlayışının önemini vurgulayan Sekman, bu çerçevede Türklerin yaptığı en önemli yanlışın, işi yaparken planlamak olduğunu söyledi. Herhangi bir işin yapılış sırasının toplumdan topluma değiştiğine işaret eden Sekman örneğin, Afrikalıların önce yaptığını sonra düşündüğünü, bu nedenle sürekli gerilediğini, Amerikalıların ise önce düşünüp sonra yaptığını söyledi. Başarılı olmak için Türklerin yaygın olan ''işi yaparken düşünme'' geleneğinin terkedilmesi gerektiğini anlatan Sekman, ikinci bir noktanın ise insan ilişkilerindeki kurnazlık ve güvenilmezlik olduğunu belirtti. Türk insanında ilk önce kendini mütevazı gösterip, sonra da insanların tepesine çıkma hali ve gördüklerini öğrenme anlayışı olan ''O yaptı oldu, ben de yapabilirim'' şeklinde bir fizibilite anlayışı olduğuna dikkati çeken Sekman, ''Örneğin, Nez, dans ederek başarılı olunca, kalçasını sallayabilen herkes kendisinin de Nez olabileceğini sandı. Bir Türk bir iş başarınca, onu yakından tanıyan tüm Türkler, o işi başarabileceğini sanıyor'' diye konuştu. NEGATİFTEN POZİTİFE... Türkiye'deki seçimler sonrası olumlu değişimleri de değerlendiren Sekman, yeni hükümetin, Türkiye'de sonuçları değil duyguları değiştirdiğini savundu. ''Sorunlar hala yerinde duruyor ama sorunlarımıza bakış açımız, negatiften pozitife döndü'' diyen Sekman, vatandaşın kendi kafasındaki kredinin pozitife döndüğünü, bunun başlangıç için iyi bir durum olduğunu söyledi. Ancak Türkiye'de ''tedirgin bir iyimserlik''in hakim olduğunu belirten Sekman, siyasi başarı kulvarında, kendi içinde kendini üretip, tüketen arabesk bir başarı anlayışı hakim olduğuna işaret etti. Türkiye'nin yoğun bir başarı tutkusu ile yüklü durumda olduğuna dikkati çeken Sekman, ''İşadamları da üniversiteyi yeni bitirmiş gençler de büyük işler başarmak istiyor. Bu tutkuyu harekete geçirip, iyi bir şekilde yönlendirebilenler Türkiye'nin ikinci büyük lideri olacaktır'' dedi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:55

İLGİLİ HABERLER